Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (3)

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (3)
"(Terör örgütü DEAŞ'ın Rakka'daki canlı bombalarını El Bab'a gönderdiği iddiası) Bu terör örgütünün sahadaki çeşitli hareketliliğiyle ilgili, istihbarat birimlerimiz, Genelkurmay Başkanlığımız çalışmalarını yürütüyor ve tedbirlerini alıyorlar. Sahada ne t

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, terör örgütü DEAŞ'ın Rakka'daki canlı bombalarını El Bab'a gönderdiği iddiasına ilişkin, "Bu terör örgütünün sahadaki çeşitli hareketliliğiyle ilgili, istihbarat birimlerimiz, Genelkurmay Başkanlığımız çalışmalarını yürütüyor ve tedbirlerini alıyorlar. Sahada ne tür hareketlilik yaparlarsa yapsınlar, bu konuda Türkiye'nin kararlılığı tam bir şekilde devam edecektir, bu operasyon tamamlanacaktır." dedi.

Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Bir gazetecinin, "Amerika Birleşik Devletleri ile Münbiç ve Rakka'ya ilişkin temas sağlandı mı, gelinen aşama nedir?" sorusuna karşılık Kalın, PYD'nin bütün unsurlarının Münbiç'ten çıkması ve Fırat'ın doğusuna çekilmesi konusunda Amerikalılarla mutabakata vardıklarını, bunun uygulaması konusunda gecikmelerin olduğunu belirtti.

Gecikmelere ilişkin gerekli uyarıları yaptıklarını ifade eden Kalın, zaman zaman Amerikalı yetkililerin "PYD/YPG unsurları Münbiç'ten tamamen çekildi" şeklindeki açıklamalarını her zaman ihtiyatla karşıladıklarını söyledi.

Kalın, geçen haftalarda ortak bir komisyonun Münbiç'e gittiğini, orada yerel kent yönetimi şeklinde bir yönetim biçimi olduğunu hatırlattı.

Komisyonun gözlemleri, değerlendirmeleri çerçevesinde bu konuda temasların devam edeceğini dile getiren Kalın, orada bir "oldu bitti"ye göz yummalarının mümkün olmadığını aktardı.

DEAŞ'ın Suriye'deki en önemli üssünün Rakka olduğunu anımsatan Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Amerikalılarla yaptığımız yoğun temaslar neticesinde Rakka operasyonunun tecrit aşamasının Suriye Demokratik Güçleri adı verilen birim tarafından yapılması ama şehre girilme aşamasına yani ikinci aşamaya gelindiği zaman da bunun Hür Suriye Ordusu ve diğer yerel güçlerle koordineli şekilde yapılması konusunda mutabık kaldık. Rakka operasyonunun birinci aşaması devam ediyor. Bizim orada da DEAŞ'la mücadele konusunda en ufak bir tereddüdümüz yok. Sadece bunun nasıl yapılacağı konusunda bir mutabakata varmamız ve şeffaf olmamız gerekiyor. Uluslararası koalisyonlar, özellikle Amerikalı yetkililerle yaptığımız görüşmelerin temel tezi de budur. Zira baştan beri biz hep bunu ifade ettik. Bir terör örgütüyle bir başta terör örgütünü bertaraf edemezsiniz. Bu sadece tutarsızlık değil, o terör örgütlerine dolaylı olarak yardım ve yataklık yapmak anlamına gelir."

- "Uluslararası toplum, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmiyor"

"El Bab'da yürütülen Fırat Kalkanı Harekatı ile ilgili koalisyon güçlerinin de özellikle hava desteği veya başka destekler konusunda Türkiye'ye desteği için yeni girişimleriniz olacak mı?" sorusu üzerine Kalın, El Bab'daki operasyonun Fırat Kalkanı Harekatı'nın en kritik aşamalarından biri olduğunu söyledi.

Kalın, şu anda askeri güç ya da yığınak anlamında DEAŞ'ın Suriye'deki iki önemli merkezinin Rakka ve El Bab olduğunu bildirdi.

Türkiye'nin El Bab'a operasyonunda kararlı şekilde çalışmalarını sürdürdüğünü ifade eden Kalın, hava şartlarından ya da başka gerekçelerden kaynaklanan gecikmelerin olduğunu vurguladı.

Kalın, meşru bir gerekçe olmadan hava desteğinin verilmemesinin kabul edilemeyeceğini belirterek, bu sorunu çözmek için de çalışma sürdürdüklerini anlattı.

Genelkurmay Başkanlığı kaynaklı bilgi paylaşan Kalın, son bir haftada El Bab çevresindeki çatışmaların ve operasyonların yoğunluk kazandığına, sivil kayıpların olmaması için TSK'nın büyük bir hassasiyet gösterdiğine işaret etti.

Kalın, "20-23 Aralık tarihleri arasında, yani geçtiğimiz hafta yürütülen operasyonlar çerçevesinde yüzlerce DEAŞ hedefi orada bertaraf edildi ve 226 DEAŞ teröristi etkisiz hale getirildi. Bu operasyonlar da devam ediyor ve bundan sonra da kararlı şekilde devam edecek. Bu, hem bizim ulusal güvenliğimiz açısından bir zarurettir hem de DEAŞ'la mücadelede aslında en önemli aşamalardan birini temsil etmektedir. Fakat maalesef zaman zaman uluslararası toplumun ne Halep ne DEAŞ'la mücadele ne mültecilerin sorunları konusunda üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediklerini görüyoruz. Bu bir süreç, zorlu bir süreç. Biz de bu konuda kararlı şekilde çalışmalarımızı devam ettireceğiz." diye konuştu.

- "Türkiye bu konuda gerekli tedbirleri mutlaka alacaktır"

Terör örgütü DEAŞ'ın Rakka'daki canlı bombalarını El Bab'a gönderdiği iddiasına ilişkin Kalın, "Bu terör örgütünün sahadaki çeşitli hareketliliğiyle ilgili, istihbarat birimlerimiz, Genelkurmay Başkanlığımız çalışmalarını yürütüyor ve tedbirlerini alıyorlar. Sahada ne tür hareketlilik yaparlarsa yapsınlar, bu konuda Türkiye'nin kararlılığı tam bir şekilde devam edecektir, bu operasyon tamamlanacaktır." ifadesini kullandı.

Kalın, El Bab ve civarındaki tehdit unsurunun Türkiye'ye, Suriyelilere ve Suriye'deki barış ortamına karşı ciddi bir tehdit olduğunu, bunun bertaraf edilmesi için çalışmaların devam edeceğini bildirdi.

Sincar ile ilgili Barzani'nin yaptığı açıklamayı desteklediklerini aktaran Kalın, bölücü terör örgütünün oradaki mevcudiyetinin Türkiye kadar onları da rahatsız ettiğine dikkati çekti.

Kalın, bu konuyu Irak makamlarıyla görüştüklerini ve görüşmeye devam edeceklerini belirterek, şu görüşlere yer verdi:

"Şu veya bu bahaneyle bölücü terör örgütünün orada bir konum elde etmeye çalışması asla kabul edilemez. Bugüne kadar Türkiye topraklarından Irak'a yönelik hiçbir güvenlik tehdidi ortaya çıkmamıştır. Herhangi bir terör örgütü Irak'ın herhangi bir şehrine, sınırına, sınır bölgesine bir saldırı düzenlememiştir. Türkiye, böyle bir şeye asla izin vermemiştir, bundan sonra da vermeyecektir. Fakat çeşitli gerekçelerle Irak topraklarından Türkiye'ye dönük güvenlik tehditleri ve riskleri maalesef devam etmektedir. Eğer buna Sincar eklenecek olursa şu veya bu gerekçeyle Türkiye bu konuda gerekli tedbirleri mutlaka alacaktır. O konuda kimsenin endişesi olmasın."

"Musul'daki DEAŞ militanlarının El Bab cephesine kaydırıldığı, bunun El Bab operasyonunun uzamasına sebep olduğuna dair bazı iddialar vardı ortada. ABD ile bu konuda bir görüşme sürüyor mu?" sorusuna Kalın, "Musul operasyonu devam ederken birtakım kaydırmalar ya da sızmalara teşebbüs edebilir bu terör örgütü ya da başka yerlerden takviyeler yapmaya çalışabilirler. Bunlarla ilgili El Bab'ın hem kuzeyinden hem batısından kuşatma yapıldı ama bu kuşatma doğu ve güneye doğruda uzatılıyor ki bu ikmal, takviye yolları kesilsin. Bununla ilgili de çalışmalarımız şu anda devam ediyor. Ama günün sonunda hangi tür takviye, manevra yaparlarsa yapsınlar bu terör örgütüne Türkiye, orada göz açtırmayacaktır. Bu konuda herkes emin olsun." yanıtını verdi.

- "Bütün ülkeler üzerine düşeni yerine getirmek durumunda"

Kalın, "Doğu Halep'teki tahliyelerin ardından kaç kişi Türkiye'ye geldi, ne kadar kişi kamplarda kalıyor?" sorusuna karşılık, Doğu Halep'ten İdlib'e getirilenlerle ilgili sahada çok kapsamlı tedbirlerin alındığını, şu anda 10 bin kişilik kamp kurulması çalışmalarının da devam ettiğini belirtti.

Temel insani ihtiyaçların bir an önce karşılanmasının önemine değinen Kalın, bu konuda da AFAD, Kızılay ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını yürüttüğünü söyledi.

Türkiye'ye şu ana kadar acil tedavi ihtiyacı bulunan 200 civarında Doğu Halepli getirildiğine işaret eden Kalın, dünyanın Halep'i unuttuğu bir dönemde Türkiye'nin 44 bin kişiyi Halep'ten çıkarmakla yetinmediğini, onların her türlü ihtiyacını İdlib tarafından karşılamaya devam ettiğini vurguladı.

Kalın, Türkiye'nin Esed ile devam etme gibi bir yumuşama ihtimalinin olup olmamasının sorulması üzerine, şunları ifade etti:

"Siyasi geçiş süreci dediğimiz zaman biz baştan beri bunun ancak çoğulcu, kapsayıcı ve meşru bir sistemin ya da yönetimin kurulmasıyla mümkün olabileceğini ifade ettik. Astana sürecinde de bu konular müzakere edilecek. Bizim pozisyonumuz o konuda değişmedi. Suriye'nin geleceğini taşıyabilecek, Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlayacak ve bütün kesimleri temsil edecek adil bir yönetim biçimi kurulmadan ne bu savaşın sona ermesi ne de sürdürülebilir bir yönetimin kurulması tabii ki mümkün olmayacak. Altı yıldır devam eden modern dönemin en kanlı savaşını artık bir şekilde durdurmak zorundayız. Bu konuda herkes, bütün ülkeler üzerine düşeni yerine getirmek durumunda. Burada bütün taraflara, Rusya'dan İran'a, Avrupa'sından Birleşmiş Milletlerine, Amerika'sına kadar tabii ki önemli sorumluluklar düşüyor. Yapıcı yaklaşmak, sorunu çözmeye odaklanmak burada büyük önem arz ediyor. Bizim yaklaşımımız bu. BM sürecine ilave olarak planlanan bir süreç. Tabii şimdiden sonuçlarıyla ilgili bir şey söylemek için henüz erken. Çünkü daha bunlar detaylı şekilde konuşulacak. Ne düzeyde katılım olacağı, kimlerin katılacağı..."

Kalın, ilk mutabakat çerçevesinde Türkiye, Rusya ve İran garantör ülke olarak orada bulunacağını ama müzakereleri rejim temsilcileri ile muhalefet temsilcilerinin yapacağını, Türkiye'nin de kolaylaştırıcı ve pozitif bir rol oynayacağını söyledi.

- "Terörle mücadele edeceksek bunu tutarlı şekilde yapmamız gerek"

Bir gazetecinin, 2 bin DEAŞ'lının PKK'ya katıldığı ve Suriye rejiminin İdlib'e saldıracağı yönünde iddiaların olduğunu hatırlatması üzerine Kalın, terör örgütlerinin zahirde birbirinden farklı gibi görünse de birbirleriyle iş birliği içinde hareket ettiğini bildirdi.

Kalın, özellikle Türkiye'ye karşı FETÖ, PKK, DEAŞ ve diğer iltisaklı grupların bir ittifak içerisinde olduğunun altını çizdi. Kalın, geçmişte TSK ve diğer güvenlik birimleri içerisindeki FETÖ'cü yapılanmanın bölücü terör örgütü ile mücadele konusunda ne tür engeller çıkardığını herkesin gördüğünü, bununla ilgili daha ilginç bilgilerin de zaman içerisinde çıkacağını ve paylaşılacağını belirtti.

Kalın, Türkiye karşıtlığında birleşen örgütlerinin el birliği içerisinde Türkiye'yi nasıl tökezletebilecekleri konusunda gayret içinde olduklarını ancak bunu başaramayacaklarını aktardı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şöyle dedi:

"Türkiye nasıl 15 Temmuz gecesi bu hain darbe girişimini püskürttüyse, nasıl Yenikapı ruhuyla dimdik ayakta kaldıysa ve şu anda da nasıl bir milli seferberlik ruhuyla bu operasyonlara karşı mücadele veriyorsa bu terör örgütlerinin sözde işbirliklerine, planlarına karşı da mücadelesini sürdürecek. Ama burada tabii ki hem bizim hem dünya kamuoyunun bu terör örgütlerinin kirli yüzünü görmesi açısından ibretlik bir tablo var. Umarız bunu da şu veya bu gerekçeyle bölücü terör örgütüne ya da FETÖ'ye arka çıkmaya çalışan Batılılar, Avrupa ülkeleri de görürler. Çünkü bugün bir tarafta terörle mücadeleden bahsediyoruz öbür tarafta teröre açıktan, doğrudan, dolaylı şu veya bu şekilde destek veren kişilerin, grupların, STK'ların, örgütlerin özellikle Avrupa başkentlerinde cirit attığını, rahat rahat dolaşabildiğini, yayınlar yapabildiğini görüyoruz. Bunun tersi olsaydı Avrupa'yı hedef almış bir terör örgütünün mensuplarına Türkiye ya da herhangi bir başka ülke onda bir oranında müsamaha gösterseydi o ülkelerin tepkisi acaba ne olurdu? Terörle mücadele edeceksek bunu tutarlı şekilde yapmamız gerekmektedir."

- "FETÖ'nün gerçek yüzünü göstermesi açısından ibretlik bir tablo var"

Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un silahlı saldırı sonucu öldürülmesine ilişkin Kalın, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bize gelen bütün bilgiler ışığında, bütün oklar şu anda FETÖ bağlantısını çok net bir şekilde göstermektedir. O terör saldırısıyla, suikast girişimiyle bu FETÖ ve onun arkasında bulunan diğer güçler, hedefledikleri şeye ulaşamadılar. Yani Türkiye-Rusya yakınlaşmasını tersine çevirmek, bozmak, akamete uğratmak, yeni bir kriz yaratmak için yaptıkları bu alçakça suikast girişimi ellerinde patladı. Bu neticeyi alamadılar bundan sonra da alamayacaklar. Çünkü gerek Cumhurbaşkanımız gerekse Sayın Putin bu konuda hem büyük bir öngörüyle hareket ettiler hem de büyük bir olgunluk içerisinde bu suikastın ikili ilişkilere zarar vermemesi için beraber çalışmaya devam edeceklerini ifade ettiler. Ama bu FETÖ terör örgütünün gerçek yüzünü göstermesi açısından ortada büyük ibretlik bir tablo var."

Kalın, Rus Büyükelçi Karlov ile yoğun çalıştıklarını, olgun, saygın bir diplomat olduğunu, uçak krizi sürecinde de ilişkileri normalleştirme noktasında Karlov'un çok yapıcı bir tutum içinde bulunduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin bu konudaki samimi tavrının Rus tarafında çok olumlu yankılandığını, takdir edildiğini anlatan Kalın, şunları kaydetti:

"O akşam olayın sıcaklığı geçmemişken bir iki saat içerisinde Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Putin ile yaptığı telefon görüşmesi, ortak soruşturma komisyonu kurulması, buradan yapılan uğurlama töreni ve sonrasında yürütülen müzakereler, bu alçak suikast girişiminin hedeflerine ulaşmadığını ve bundan sonra da hedeflerine ulaşamayacağını açık şekilde gösterdi."

(Bitti)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.