Denize Atlarken Dikkat

Denize Atlarken Dikkat
“Serinleyeyim derken hayatınızı karartmayın” diyen Yrd. Doç. Dr. Elif Akpınar, denize dalma veya atlamadan kaynaklanan yaralanmalara dikkat çekerken, omurilik yaralanmalarındaki kalıcı felç riskine işaret etti

SON PİŞMANLIĞINIZ OLMASIN

Medicana Konya Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurga Cerrahı Yrd. Doç. Dr. Elif Akpınar, yaz döneminde serinlemek amacıyla denize girilirken, dikkatli olunmasını tavsiye ederek dalma ve suya atlama kaynaklı yaralanmalara dikkat çekti.

Yrd. Doç. Dr. Elif Akpınar, konuyla ilgili açıklamasında, “Havaların ısınmaya başladığı şu günlerde hepimiz serinlemek için bir tatil bölgesine gitme planlarındayız. Tatile çıkma fırsatı olmayanlar için de havuzlar, halk plajları gibi yerler serinlemek için bulunmaz fırsat. Peki, serinleme hayaliyle suya atlarken başınıza neler gelebileceğini hiç düşündünüz mü? Ya bu serinleme hevesi hayatınızın bundan sonraki bölümünü tekerlekli sandalyeyle geçirmenize neden olursa? Serinleme merakınız son pişmanlığınız olmasın. Ülkemizde her yıl 2086 omurga ve omurilik yaralanma vaka hastanelere ulaşmaktadır. 1300 vaka ise maalesef hastaneye ulaşmadan kaybedilmektedir. Yaralıların yüzde 86’sı ilk 6 saatte geri kalanı ise ilk 24 saatte hayatını kaybetmektedir. En sık neden trafik kazaları, 2. sıklıktaki neden düşmeler ve 3. Sıklıktaki nedeni de spor yaralanmaları oluşturmaktadır. İşte bu spor yaralanmalarının neredeyse tamamı dalma ve sığ suya atlama sonucu oluşmaktadır” dedi.

medicana.jpg

OMUR YARALANMASINA DİKKAT

Dalmalardan kaynaklı yaralanmaların ekseriyetle 15-25 yaş aralığındaki erkeklerde görüldüğünü söyleyen Akpınar, “Dalma ve suya atlamadan kaynaklanan yaralanmalar çoğunlukla 15-25 yaş arası erkeklerde görülmektedir. Bunun nedeni tıbbi değil sosyo kültürel olup,  genç erkekler arasında balıklama atlamamın bir tür cesaret oyunu, güç göstergesi olarak değerlendirilmesi ve delikanlılara özgü bir nevi gösteriş merakından kaynaklanmasıdır. Spinal yaralanma sonucu hastada omurga ağrısı, kuvvet kaybı ve duyu kaybı gibi herhangi bir belirti olduğunda hasta hiç kıpırdatılmadan 112 aranmalı ve hemen en yakın hastanenin acil servisine başvurulması gerekir.  Omur yaralanması her zaman omurilik yaralanması ile beraber olmayabilir. Ancak omuriliğin yaralanma riskinin her zaman mevcut olduğu unutulmamalıdır” diye konuştu.

FELCE HATTA ÖLÜME SEBEBİYET

Yard. Doç. Dr. Akpınar omurilik yaralanmalarındaki kalıcı felç riskine de dikkat çekerek şunları söyledi:  “Omurilik yaralanması sonucu hastada hiç bir belirti olmayacağı gibi, ömür boyu kalıcı sonuçlara neden olabilecek felçler de meydana gelebilir. Omurga travması geçiren hastanın derhal grafileri çekilip kırık veya kırık/kayma olmadığı gösterilene dek immobilizasyonu devam ettirilmelidir. Yanlış taşıma veya korumasız müdahale felçlere hatta ölüme sebebiyet verebilir. Acil serviste yapılan muayene ve görüntüleme yöntemleri sonrasında hastaya tanı konup en uygun koşullarda gereken tedavi yapılmalıdır. Spinal travma sonrası hastada omurga kırıkları, omurganın stabilizasyonunu sağlayan ligaman dediğimiz bağ doku elemanlarda yırtılma, kırılan kemik parçalarının omuriliğe ve omurilikten çıkıp kol ve bacaklarımıza giden sinirlere basması, travmatik fıtıklar, omuriliği saran zarlarda kanama veya kırık olmadan ödem, omurilik yaralanması olabilir.”

medicana-(2).jpg

DİBİ GÖRÜNMEYEN SUYA DİKKAT

Akpınar, bu tür olumsuzluklarını önüne geçmenin küçük tedbirlerle mümkün olduğunu da ifade ederek, “Bu kalıcı sonuçlardan uzak durmak için kendi önlemimizi almalıyız. Öncelikle unutmamız gereken kıyıdan veya yukarıdan baktığımızda suyun derinliğinin her zaman doğru tahmin edilmeyeceğidir. Suyun altında kaya veya benzeri bir cisim olma ihtimalinden daima göz önünde tutulmalıdır. Dolayısıyla en büyük riski bulanık ve dibi görünmeyen sular ve derinliği bilinmeyen havuzlar oluşturur. Yapılan çalışmalar güvenli su derinliğinin en az 2 metre olduğunu belirtmektedir. Sonuç olarak ihtiyati elden bırakmayıp iki metreden daha derin olsa bile genel bir kural olarak suya balıklama atlamak yerine çivileme yöntemiyle atlamayı tercih etmeli, eğer derinliğini tahmin edemiyorsak asla ve asla suya atlamamalı (çivileme dahil hiçbir şekilde atlanılmamalı) oturarak derinliği ayağımızla kontrol ederek yavaşça suya girmeliyiz. Böylece serinleyeyim derken hayatımızın kararma riskini bertaraf edilebiliriz” diye konuştu. 

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.