DP Konya’dan Eleştiri

DP Konya’dan Eleştiri
Demokrat Parti Konya İl Başkanı Hasan Varlısenet, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu

Başkan Varlısenet açıklamasında şu hususlara yer verdi;

"Gün geçmiyor ki iktidar, yeni bir adım ve yeni bir söylemle kendisi ile çelişmesin! Geride bıraktığımız hafta, özellikle AK Parti Genel Başkanı Sayın Erdoğan’ın tezlerini tevil ve iddialarını tekzip edecek bir dizi gelişmeye sahne oldu.Bunların başında gelen ise iktisat literatürünü şaşkın bırakan “faiz sebep, enflasyon neticedir” tezidir. Tez demekten öte; anlaşılmaz ve nihayetinde milyarlarca liralık kayba neden olan inat, muhtemelen sahada artık siyasal sonuçlar da doğurmaya başladığından, kendileri tarafından kırılmıştır, kırmak zorunda kalmışlardır.

“Milletin sırtına 100 milyar dolarlık maliyet yüklenmiştir”

Ancak devletin şeffaflığını nazara alarak bilebildiğimiz kadarıyla 100 Milyar Dolarlık bir maliyet, sadece geçtiğimiz 6 ayda milletin sırtına bu anlamsız inatla yüklenmiştir.

Nitekim geçtiğimiz hafta Merkez Bankası Para Politikası Kurulu beklentilerin de üzerinde bir oranla, 475 baz puanlık bir faiz artırımı ile politika faizini yıllık bazda yüzde 15’e çıkarmıştır.

“Piyasaların önem verdiği şey akılcı bir yaklaşımdır”

İşin ilginç tarafı ise, Berat Albayrak’ın istifa şeklinde adlandırılan görevi terki sonrası daha hissedilir tepki veren piyasalar, küçük bir dalgalanma yaşamıştır.

Bu da göstermektedir ki piyasaların önem verdiği tek şey para politikası, mali disiplin ya da iktisadi istikrar değil, liyakat, adalete bağlı bir rical ve keyfiyetten uzak, akılcı bir yaklaşımdır.

“Millete “acı reçete” önerecek kadar utanmadan uzaklar”

Bu yaklaşıma sahip olmadıkları için iflasa yaklaştırdıkları, hatta tam anlamıyla batırdıkları bir devlette, millete “acı reçete” önerecek kadar da utanmadan uzaklardır.

Bilmeleri gerekir ki bu millet; sayelerinde, kendileri daha iyi arabalara binsin, eşleri eşrafları 3 liralık işten 300 lira kazansın, yandaş şirketlerin servetleri “garanti” olsun diye yıllardır reçetenin en acısına maruz kaldı.

Oğlunun istediği pantolonu alamadığı için kendini asan bir babadan daha “acı” ne var?

Söyleyelim; evlatları ısınsın diye yanlarına fön makinesi koyan ve evlatları ile birlikte can veren bir annenin acısı!

“AB ve ABD ile ilişkiler konusunda keskin dönüş yaptılar”

İktidar ve elbette AKP Genel Başkanı Erdoğan, keskin, ikinci dönüşünü ise AB ve ABD ile ilişkiler konusunda yaşamıştır.

Partisinin Kütahya, Afyonkarahisar, Batman ve Siirt 7. Olağan İl Kongrelerinde canlı bağlantı üzerinden konuşan AKP Genel Başkanı Erdoğan “Kendimizi başka yerlerde değil Avrupa’da görüyor, geleceğimizi Avrupa ile birlikte kurmayı tasavvur ediyoruz” derken, ABD ile ise uzun ve yakın müttefiklik ilişkilerini, bölgesel ve küresel tüm meselelerin çözümünde aktif olarak kullanmak arzusunda olduklarını ifade etti.

Ne gariptir ki bu açıklamalar Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in Türkiye ile ilişkilerde gidilecek yöne 10-11 Aralık’ta yapılacak AB Liderler Zirvesinde karar verileceğini belirterek, “İlişkilerimizde dönüm noktasına doğru yaklaşıyoruz.” demesinden sonra yapıldı.

“AKP başladığı yere geri döndü”

Türkiye’nin 60 yıllık birikimi ve hedeflerini bir kenara bırakarak özellikle son dönemde AB ile ilişkilerini zorunlu sığınmacı meselesi üzerinden sürdüren, Avrupa Birliği hedeflerini “vize serbestisi”ne indirgeyen ve adım adım eksenini saptıran, şakülünü yitiren AKP, şimdi başladığı yere geri döndü.

Elbette AKP’nin her dönüşünde, her aldandığında ortaya çıkan maliyet yine milletin sırtına kaldı.

Hep dediğimiz gibi; nimet iktidara, külfet vatandaşa!

“Erdoğan’ın Trump’lı ABD’nin

Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan ettiğini unutması mümkün mü?”

Sayın Erdoğan’ın ABD ile alakalı söyledikleri de ayrı bir tartışma konusu.

İslami referanslara sahip ve hakim, Kudüs’ü bir namus davası diye niteleyen bir cenahın liderliğini yürüten Erdoğan’ın Trump’lı ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan ettiğini unutması mümkün mü? Gerçi Mavi Marmara hadisesi sonrası yüzleri bükülmeden, öldürülenlerin bu ülke vatandaşı olduğunu unutanların, tazminata tav olanların “one minute” sözlerinde sadakat aramak hata olur.

Dahası Suriye’de PYD’ye, PKK’nın uzantısı terör örgütüne milyarlarca dolar silah yardımı yapanın ABD olduğunu, ABD’de başkanların değişebileceğini ancak kadim bir gelenek olarak sömürü anlayışının ve zulmün bitmeyeceğini nasıl bilmezler?

Beyler; ABD geçmişi olmasa da devlet geleneği olan bir yapıdır. Sizin gibi değillerdir. Politikacılar değişir; devletin ilke ve prensipleri, genel politika ve anlayışları bakidir.

“Beklentiniz Halkbank ve Zarrab davasının deşilmemesi mi?”

Beklentiniz şayet; düşerken elinizden tutulması, Halkbank Davası ve Zarrab dosyasının saçılmaması, deşilmemesi ise bilelim!

Geçtiğimiz hafta yaşanan meşum bir olay hakkında da görüşlerimizi ifade etmeyi, demokratik siyasete karşı bir sorumluluk addediyoruz.

“Sayın Kılıçdaroğlu’nun maruz kaldığı bu ölçüsüzlüğü kınıyoruz”

Hatırlatmak isteriz ki galiz hakaretlere ve tehditlere maruz kalan sadece Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu değildir. Yaşananlara tepki göstermeyen herkes, garip bir şekilde destek verenler kadar demokratik siyasetin kirlenmesine zemin hazırlamıştır.

Demokrat Parti olarak durduğumuz yer her zaman olduğu gibi adaletin, hak ve haklının yani, demokrasinin tarafıdır. Bu doğrultuda Sayın Kılıçdaroğlu’nun maruz kaldığı bu ölçüsüzlüğü kınıyor, siyasi aktörlerin ve yargının siyasi iklimin zehirlenmesine müsade etmemesini umuyoruz." dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.