EDERİNİ TÜKETEN DÜZEN VE BİZ

EDERİNİ TÜKETEN DÜZEN VE BİZ
O kişi, görevini yapan polise, 'ederin ne kadar?', ‘maaşın kaç para?’ diyerek ne acınası eğitim düzeninin ‘araçsallaşmış’ bir prototipi olduğunu gösterdi

Memiş OKUYUCU

Ederinin karşılığını maaşı ile sual eden önceki günkü bir diyalog, bizi bu yazıyı yazmaya sevk etti. Öyle diyordu bir kontrol noktasında görev yapan polislere, bir başka meslek gurubundan olup, parasıyla(!) maaşıyla caka(!) satan bir delikanlı.

Bu durumun hazırlayıcısı, 150 senedir hayatımızın her alanını domine eden, dünyayı; haz, para, hız ve tenden ibaret olarak gören ve tüm eğitim, ticaret, sanat ve sosyal alanları buna göre bina eden seküler batıcı eğitim sistemi ve ideolojisidir. 
-Ölümü hayatın içinden çıkarıp, ölümlü dünya hissini unutmak/unutturmak istediler. 
-Amansız, doymak bilmeyen kazanma iştihaları ile yeryüzündeki tüm servetin % 85'ini 2500 kişinin elinde topladılar. 
-Gözyaşı ve kaos düzeni ile yeryüzünü yaşanmaz hale getirdiler. 
-İnsanlığın bütün alanlarından merhameti, iyiliği ve adaleti çıkardılar. 
-Çağdaş eğitim düzeni ve çağdaş birey adıyla tüketim düzenlerine bağlı, bağımlı eğitim sistemleriyle kuşatılmış bir dünya kurdular. 
-Kalplerden, gönüllerden merhameti kardeşliği çıkaran bir eğitim düzeni ile insanları birbirinin kurdu haline getirdiler. Böylesi müflis ve mütekebbir batı düzeninin yetiştirdiği birisi de çıkıp en sonunda bir yerden uç verdi!. 

Görevini yapan polise, 'ederin ne kadar?', ‘maaşın kaç para?’ diyerek ne acınası eğitim düzeninin ‘araçsallaşmış’ bir  prototipi olduğunu gösterdi. 
Ruhsuz bir sistemin biçare mahsulüdür bu elimizle  büyüttüğümüz!. Bu kimse bu acımasız düzenin bir mahsulüdür.
Allah’ı Peygamberi tanımayan, vahye bir tanıdıklığı bulunmayan, ilkokuldan itibaren kalbine para ve dünyevileşmenin boca edildiği bir kimlik inşa eden sekülerist, tüketimci batıcı eğitim sisteminin bir 'imalatı' bu kimse. Şunu da hemen buraya not edelim ki,  istisnai ve tekil bir sistem arızası değil bu son örnek.
Oysa içeride ve dışarıda batıyı ideoloji olarak savunabilecek bir akım/gurup/ kesim kalmadı. Batının değer namına ortaya koyduklarının hepsi 'tükenmişliği' yaşamakta. Modernlik ve çağdaşlık namına insanlığa dayatılan batıya ait bütün modellerin boyası, cilası ve de muhtevası dökülmekte!.

Batının model gösterileceği bir aile kalmadı. Aile değerleri kalmadı. Aile düzeni de kalmadı. Batıda insanların cinsiyetleri bile tartışmalı hale geldi. Hangi batı değeri insanlığa reçete olabilecek durumda?  

O nedenle bizdeki son kale aileye bütün oklarını çevirdiler!. O nedenledir ki aile medeniyetimizin genetiğini değiştirmeye çalışmaktalar!.  

Var mı mevcut eğitim ve tüketim düzeninin bu hali ile sürdürülebilir olduğunu söyleyebilecek kimse? 
Bütün bunların müsebbibi, hazırlayıcısı batıcı ideoloji ve tüketim düzenidir!.. 
 

İşte şimdi bu aşamada şu soruyu sormanın tam zamanı: 
-'Ey bütün insanlık değerlerini tüketen; tüketimin, hedonizmin, tüketim ekonomisinin kölesi nesiller yetiştiren batı ideolojisi ve onun salikleri, banileri ve müdafiileri!..  

'Ederiniz ne kadar?'  

‘Eserlerinizin hangi sonuçlarını insanlığa değer olarak sunabileceksiniz?’ 

Başımızı ellerimizin arasına alıp muhasebeye başlamanın tam zamanı!. Cemil Meriç’ in sesiyle seslenelim:  

‘Biz neyiz?

‘Hangi medeniyetin çocuklarıyız?’ 

Ve cevabı için çalışmalıyız. Çünkü dünya bizim medeniyetimize gebe. 

Sağlıcakla kalınız efendim. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.