Ekonomide çıkış yolu: İslam İktisadı

Ekonomide çıkış yolu: İslam İktisadı
İslam iktisadı ve finansın köklü bir geçmişe dayandığını belirten uzmanlar, dünyada giderek artan ekonomik sorunların tek çözümünün İslam iktisadı olduğu konusunda hemfikir

İslam iktisadı çok yeni bir alan gibi gözükmekle beraber, insanlığın başlangıcına kadar gidebilecek, hatta insanlık tarihi kadar eski bir konu. Türkiye’de 1960’lı yıllarda daha çok Arapça bazı eserlerin Türkçe ’ye çevrilip yayımlanmasıyla gündeme gelen İslam İktisadında 1980’li yıllara gelindiğinde akademik ve sektörel düzeyde önemli gelişmelerin olduğu görüldü. Konu hakkında Pusula’ya özel açıklamalarda bulunan KTO Karatay Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İslam İktisadı ve Finans Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Hüseyin Ergun, “Allah insanı yaratırken, kendi fıtratlarına uygun olan nizamları da getirmişti. Bu konu, günümüzde İslam İktisadı diye adlandırılıyor fakat insanlık tarihinden beri kabul gören iktisat buydu. Başında İslam olduğu için sadece Müslümanların uygulaması gereken bir konu veya sadece Müslümanlara ait bir düzenden bahsetmiyoruz; tüm insanlığa ait bir düzenden bahsediyoruz” dedi.

huseyin-ergun.jpg

SORUNLARA ÇÖZÜM: İSLAM İKTİSADI

“İslam iktisadı alternatif bir model değildir, zaten var olan bir modeldir” diyen Ergun, “Buradan kapitalizm serbest piyasayı, sosyalizm devlet müdahalesini, komünizm çoklu yaşamayla alakalı sosyokültürel boyutları aldı. Sonra bu parçalar, genelde bir fayda ve başarı göstermeyince yeni bir arayış ihtiyacı ortaya çıktı. Gelir dağılımındaki adaletsizliklerle beraber aslında şu görüldü, yoksulların daha yoksul olması, dünyadaki krizlerin daha da artması… Her on yılda bir zaten dünyada büyük ekonomik krizler oluyor. Bu sorunlara çözüm olarak, İslam İktisadı çıktı. 2005 yılında çıkartılan bir kanun ile özel finans kurumlarına Katılım Bankası adı verildi ve 2015 yılında Ziraat Katılım ve Vakıf Katılım bankaları ile kamu sektörü de faizsiz bankacılıktaki yerini aldı. Kurumsal olarak ise ilk kez Sakarya Üniversitesi, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi bünyesinde anabilim dalları kuruldu. 2016 yılı itibariyle KTO Karatay Üniversitesi’nde de bu alanda ilk kez lisans düzeyinde eğitim vermeye başlandı.

SON DÖNEMDE DEVLETİN DE ÇALIŞMALARI VAR

Türkiye’deki İslam İktisadı politikalarını değerlendiren Ergun, “1980’lerde Türkiye’de katılım bankacılığı ya da Finans Kurumları kuruldu. Alışılmış konvansiyonel sistemlerdeki, ‘Paranızı yatırın faizini alın’ modelinin dışında, ‘Gelin beraber ortak çalışalım’ modeline geçilmeye başlandı. Bu model, halk nezdinde bir ilgi uyandırmakla beraber beklenilen etkiyi gösteremedi. Katılım Bankacılığı konusu Türkiye’de çok yeni bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin; katılım bankacılığıyla alakalı bir düzenleme ve kanun şu anda hâlâ yok. Son dönemde Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi bünyesinde Katılım Finans Başkanlığı Dairesi kuruldu. Bu durum artık devletin de konuya çok daha resmi bir boyutla baktığının ve bu alanda düzenlemeler yapacağının göstergesi oldu. Türkiye’de katılım bankacılığının payı şu anda yüzde 8’ler seviyesine ulaştı. Bu payın 2023’te yüzde 15’ler seviyesine ulaşması bekleniyor. Bu beklentiye şu anda çok rahat ulaşabileceği gözüküyor” dedi.

YENİ BİR BAKIŞA İHTİYACIMIZ VAR

İslam iktisadının hem dünya hem Türkiye hem de insanlık için tam bir çıkış noktası olduğunu ifade eden Ergun, “Gelir dağılımı, adaletsizlik, yoksulluk, az gelişmişlik, kaynakların yersiz kullanımı yani israf, çevreye duyarsızlık gibi durumların karşılığında iklim değişikliği, küresel felâketlerle karşı karşıya kalınıyor. Fakat İslam’ın iktisadi nizamı, şunu öngörüyor. Yaratılmış her şeyin, kendi hak ettiği saygıyı görmesi gerekiyor. Ben insanlara eziyet olmasın diye yerdeki bir taşı kaldırmamı gerektiren bir dinden bahsediyorum. Bu nizam dünyadaki birçok sorunu çözebilecek bir nizam, kolay mı? Değil. Ama yapılabilir mi? Evet” dedi. Geleceğin bireyleri için İslam iktisadının öneminden de bahseden Ergun, “Bu bölüme ilgi duyan araştırmacılar, meraklılar sadece bankacılar, sigortacılar olmayacak. Bu bölüme ilgi duyanlar kamuda, bürokraside, özel sektörde çalışmak zorunda olacaklar. Başta da değindiğimiz gibi İslam iktisadı fıtri bir sistem. Siz alışverişlerinizde, tüketiminizde, üretiminizde ve üretim-tüketim ilişkilerinizde bu bakış ve perspektife ihtiyacınız duyacaksınız. Çünkü diğer perspektifin çöktüğü, kriz doğurduğu aşikardır. Yeni bir bakışa ihtiyacımız var” diye konuştu.

ABD’DE BİLE İSLAM İKTİSADI YÖNTEMLERİ UYGULANIYOR

Amerika’daki en önemli iş modellerinden birisinin ‘risk sermayesi iş modeli’ olduğunu ve bu modelin kökeninin İslam iktisadına dayandığını belirten Ergun, “Biz buna mudaraba diyoruz. Peygamber Efendimiz (sav), Hz. Hatice annemizle beraber mudaraba sistemini kullanmıştır. Hz. Hatice annemiz, sermaye sahibi, Peygamber Efendimiz (sav) emek sahibidir. Efendimiz, Hz. Hatice adına gidip malları Şam’da, Bağdat’ta, Busra’da, Basra’da farklı bölgelerde pazarlamış. Yani bir ortaklık modeli benimsenmiş. İslam iktisadı perspektifi, aslına bakarsanız biz farkında olsak da olmasak da dünyanın başarılı olan şirketlerinde, başarılı olan projelerinde temel alınan modellerden biridir. Biz kendimize ait olanı dışarıdan almaya çalışmaktayız oysaki bu bize ait bir modeldir. Bizim bunu yaygınlaştırmamız gerekmektedir.” şeklinde konuştu.

İSLAM İKTİSADI İSLAM’IN BATI’YA BİR ARMAĞANI

İslam iktisadının İslam’ın Batı’ya bir armağanı olduğunu ifade eden KTO Karatay Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İslam İktisadı ve Finans Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hamdi Döndüren dünya çapında gelişen İslami finansal teknolojiler olduğunu belirtti. Döndüren, “Bugün küresel finansın genel eğilimi teknoloji ile birleşen finansal girişimlerdir. ‘Fintech’ olarak kavramsallaşan bu alan finans ve bankacılık sektörünün hantal yapısına karşı çevik ve çözüm odaklı tekliflerin nispeten küçük ancak etki itibariyle büyük işlerin çıktığı bir sektör haline gelmiştir. İslam iktisadı ve finansının gelişmesi adına katılım bankalarına ek olarak finansal aracı şirketler ile yapılabilecek birçok yenilik İslami Fintech kapsamında değerlendirilebilir. Ödeme sistemleri, yapay zekâ, robot danışmanlık, akıllı sohbet robotları, blok zinciri, kitlesel fonlama ve alternatif finansman yöntemleri konularında dünya çapında gelişen İslami finansal teknolojiler mevcuttur.” ifadelerine yer verdi.

hamdi-donduren.jpeg

TOPLUM ODAKLI GELİŞMENİN ANAHTARI

Kâr odağı olmayan projelerin önemine vurgu yapan Döndüren; “Zekât ve karz-ı hasen, İslam iktisadı içerisinde oldukça önemlidir. Zira bu araçlar toplumsal adaletin, sürdürülebilir kalkınmanın ve faizsizliğin ön şartlarıdır. Zekât ile sağlanan adil gelir ve servet dağılımı, toplumun tabanındaki iktisadi yaraları tedavi etmektedir. Karz-ı hasen ise; ihtiyaç sahibi olan insanların faiz temelli banka kredilerine başvurmalarını engellemektedir. İslam iktisadı, toplum odaklı gelişmenin anahtarıdır” dedi. İslam iktisadı ile ilgili ilk lisans programının KTO Karatay Üniversitesi’nde kurulduğuna da değinen Döndüren, “Temel gayemiz bu alanın, diğer alanların bir alternatifi olmadığını, iktisadi ve finansal düzenlemelerin özü olduğunu lisans düzeyinde anlatmaya başlayabilmekten kaynaklandı” ifadelerine yer verdi. İslami finansal okuryazarlığın gelişmesinin, sunulan seçeneklere doğru ulaşım açısından önemini aktaran Döndüren; “Eğitim düzeyi ne olursa olsun katılım bankaları ve benzeri kuruluşların bayraklarını ileriye taşımaları, faiz ve kâr payı arasındaki ayrımın açık bir şekilde içselleştirilmiş olmasına bağlıdır. KTO Karatay Üniversitesi İslam İktisadı ve Finans Bölümü gerek basılı ve görsel medya çalışmalarıyla gerekse de düzenlediği konferans ve seminerlerle İslami finansal okuryazarlığının daha çok tabana yayılması için önemli çalışmalara imza atmaktadır.” şeklinde konuştu. (Gülşen Çopur)

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.