Elleriniz ve ayaklarınız hep soğuk mu? Nedeni sandığınız kadar masum değil!
Kimi insanlar kış günü tişörtle dolaşırken siz battaniye altında titriyor musunuz? Uzmanlara göre bunun sebebi “soğuk kanlılık” değil, vücudun verdiği önemli bir sinyal olabilir. Sürekli soğuk el ve ayaklar, anemi ya da tiroid sorunları gibi ciddi sağlık problemlerinin habercisi sayılıyor. Hava soğuyunca ellerin ve ayakların üşümesi çoğu kişi için normaldir. Ancak bazıları için bu durum sadece kış mevsimiyle sınırlı kalmaz; yazın ortasında bile elleri buz gibi olur. Uzmanlar, bu hissin “alışkanlık” değil, vücudun yardım çağrısı olduğunu söylüyor.

Vücut, soğuk havalarda beyin ve kalp gibi hayati organları korumak için kanı merkeze yönlendirir. Bu, tamamen doğal bir savunma tepkisidir. Ancak bu süreç mevsimden bağımsız hale geldiyse, yani sıcak ortamlarda bile eller ve ayaklar üşüyorsa, altta yatan sağlık sorunları araştırılmalıdır.
UZMANLARIN DİKKAT ÇEKTİĞİ OLASI NEDENLER:
Demir veya B12 eksikliği
Vücutta oksijen taşıyan kırmızı kan hücreleri yetersiz olduğunda, özellikle uç noktalardaki dokular yeterince oksijenlenemez. Bu durum, el ve ayaklarda sürekli bir soğukluk hissiyle kendini gösterir.
TİROİD BEZİNİN AZ ÇALIŞMASI
Tiroid hormonlarının az salgılanması, metabolizmanın yavaşlamasına ve vücudun ısı üretiminin azalmasına neden olur. Bu da en çok ellerde ve ayaklarda hissedilen soğuklukla anlaşılır.
RAYNAUD SENDROMU
El ve ayak parmaklarındaki damarlar soğuğa veya strese aşırı tepki verdiğinde, kan akışı aniden kesilir. Parmaklar önce beyaz, sonra mavi, ardından da kırmızıya döner. Bu sırada ağrı ve karıncalanma hissi yaşanabilir.
SİNİR HASARI (PERİFERİK NÖROPATİ)
Özellikle diyabet hastalarında görülen sinir hasarı, ayaklarda hissi azaltır ve kan dolaşımını etkileyerek kronik üşüme hissine yol açabilir.
SİGARA KULLANIMI
Nikotin, kan damarlarını daraltarak kan akışını azaltır. Uzun süreli kullanımda el ve ayaklarda kalıcı soğukluk hissine neden olabilir.
Uzmanlar, el ve ayakların sürekli soğuk olmasının “basit bir dolaşım problemi” olarak görülmemesi gerektiğini belirtiyor. Sık sık yaşanan bu durumlarda bir dahiliye ya da endokrinoloji uzmanına başvurmak, erken teşhis açısından büyük önem taşıyor.

Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.