‘EVRENSEL MİRAS İNSANLIĞIN ORTAK MİRASIDIR’

‘EVRENSEL MİRAS İNSANLIĞIN ORTAK MİRASIDIR’
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesinin haftalık Cumartesi programları kapsamında bu hafta ‘Mimarî Korumada Avrupa ve Türkiye’ konuşuldu.

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesinin haftalık Cumartesi programları kapsamında bu hafta ‘Mimarî Korumada Avrupa ve Türkiye’ konuşuldu. Kılıçaslan konferans salonunda gerçekleştirilen programa katılan Konya Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Restorasyon Anabilim Dalında Dr. Armağan Güleç Korumaz, yabancıların “Konya Kent merkezi keşke korunsaydı, keşke bu kadar yüksek yapılar olmasaydı…” dediklerini söyledi.

Konya’ya gelen yabancı akademisyenlerin şehri çok beğendiklerini, çok güzel eserlerinin ve çok güzel değerlerinin olduğunu ifade ettiklerini fakat keşke kent merkezi korunsaydı, yüksek binalar yapılmasaydı, dediklerini söyleyen Korumaz, yüksek binaların savaş sonrası düşük gelirli insanların konut ihtiyacını gidermek için inşa edildiğini ve şu an terk edilmiş olduğunu; bizde ise bu binaların lüks konutlar olarak sunularak pazarlandığını söyledi.

Tarihî ve kültürel mirasın bizde ve Avrupa’da nasıl korunduğunu örnekler üzerinden anlatan Armağan Güleç Korumaz, “Bu miras bir değerler topluluğudur, öncelikle hafızamızda yer eden hem soyut hem somut değerler bütünüdür. Örf adetlerimiz, geleneklerimiz, sivil mimarî örneklerimiz, dinî ritüellerimiz, programlarımız, fıkralarımız, türkülerimiz dahi kültürel miras kapsamının içine giriyor. Kaldı ki mimarî yapı anlamında düşündüğümüzde buna sit alanlarını, arkoolojik alanları, sivil yapıları ve yapı gruplarını da dahil edebiliriz. Bu miras aslında evrensel bir mirastır. Sahip olduğumuz her şey aslında insanoğlunun bize bıraktığı bir mirastır. Onun hem evrensel değerinden, hem tarihî değerinden, hem belge değerinden hem kültürel değerinden bahsetmiş oluyoruz. Çünkü bu miras aynı zamanda farklı duygular yaşatmayı, geçmişten öğrenmeyi sağlıyor, bize rehber görevi oluşturuyor.” dedi.

Her milletin dünya kültürüne kendinden bir şey kattığına vurgu yapan Korumaz; “Bir mirasa sahip olduğumuzda millet olarak ortak bir değere sahip oluruz. Evrensel miras insanlığın ortak mirasıdır. Bu miras kültürel kimliğimizin oluşması ve bunun sürekliliğinin sağlanması için bir araçtır. Bize bulunduğumuz toplumla birlikte kimlik ve devamlılık duygusu verir. Bulunduğumuz topraklarda hem kültürel çeşitliliğe bir katkı sağlar, sahip olduğunuz kültürün yanında daha önce topraklarımızda yaşamış kültürlerin ve medeniyetlerin günümüze kadar gelmiş olması hem kültürel bir zenginlik sağlar, hem de mimarî olarak bir yaratıcılığa katkı sağlar. Bugün yapmış olduğumuz eserler tıpkı ileriye bir miras olacağı gibi geçmişten aldıklarınızla birlikte daha geniş bir envanter, daha zengin bir medeniyet topluluğu haline geliriz.” dedi.

19.yüzyılda Osmanlı topraklarında batılı gezgin ve arkeologların tespitler yaptığını ifade eden Korumaz; “1830’lardan itibaren Van bölgesinde bir Alman arkeolog, 1834’te bir Fransız arkeolog Boğazköy’ü, 1835’te İngiliz bir arkeolog Alacahöyük’ü, 1870’te bir Alman, 1864’te bir İngiliz Efes harabelerini keşfediyor. Demiryolu çalışması esnasında bulunan birçok kalıntı ve ünlü Zeus sunağı, daha sonraki tarihlerde M.S. 2.yüzyıla ait Aydın Söke bölgesinden Milet Agora Kapısı İngiltere’ye kaçırılıyor. Ve bu olaylar zamanla Osmanlılarda koruma düşüncesinin uyanmasına vesile oluyor. 1901 yılında Alman konsolos tarafından Konya Beyhekim Mescidi’nin mihrabı tadilat bahanesiyle kaçırılıyor ve bir daha geri gelmiyor. 1992’de geri getirilmesi için Dışişleri Bakanlığı sürece dâhil oluyor, fakat süreç hâlâ devam ediyor.” dedi.

Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü de konferansa katkıda bulunarak 95 tarihî mirasın 1917’de Konya Garnizon komutanı Fahrettin Altay Paşa tarafından yıktırıldığını söyledi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.