Feyzi Halıcı yarın defnedilecek

Feyzi Halıcı yarın defnedilecek
Konya kültür hayatının önemli isimlerinden Feyzi Halıcı, İstanbul'da vefat etti. Merhumun cenazesi yarın (11 Ekim Çarşamba) defnedilecek

Konya kültür hayatının önemli isimlerinden birisi olan ve yaşamı boyunca pek çok eseri kaleme alan Yazar-Şair Feyzi Halıcı İstanbul'da vefat etti. Feyzi Halıcı'nın cenazesi yarın (11 Ekim Çarşamba) Sultan Selim Camiinde öğle namazına müteakiben kılınacak cenaze namazının ardından Musalla Mezarlığında toprağa verilecek. 

FEYZİ HALICI KİMDİR?

Feyzi Halıcı 1924 yılında Konya'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü'nden mezun oldu. Bir süre ticaretle uğraştıktan sonra Çağrı dergisini çıkardı. Bunun yanında 1968 senesinde Konya senatörü seçildi. Ayrıca Fezai mahlasıyla Yedigün ve Çınaraltı dergilerinde de saz şiirleri yazdı. Uluslararası sempozyumlara da katılan Halıcı, yaşamı boyunca birçok eser kaleme almıştır.

ESERLERİ

Bir Aşkın Şiirleri, Masmavi, İstanbul Caddesi, Günaydın, Dinle Neyden, Gecenin Bir Yerinde İki Ceylan, Selçukya'da Aşk, Bizim Şairler, İstanbul ve Fetih Şiirleri, Saz Şairlerinin Diliyle Atatürk.

Şiirleri


Günaydınım

Şavkıması sana doğru yolların

Sana doğru, denizlerin çağrısı

Çiril çiril ötelerde bir güzel

Günaydınım, nar çiçeğim, sevgilim...


Çıkmaz sokaklarda bu minyatür kim

Bu göğüs kim, ya bu gözler, bu saçlar

Uzak bir özlemde ayak seslerin

Günaydınım, nar çiçeğim, sevgilim...


Kırk odanın kırkında da kırk güzel

Kırk aynada çengi çengi bir güzel

Çağlar ötesinde bir avuç nota

Günaydınım, nar çiçeğim, sevgilim...


Bu yıldızlar doğan günü çağrışır

Bu gündüzler gözlerini çağrışır

Ya kimlere verdin avuçlarını

Günaydınım, nar çiçeğim, sevgilim...


Vurdum tellerine seni sazımın

Sende anahtarı, alın yazımın

Yağmur yağmur serpti, yalnızlığıma

Günaydınım, nar çiçeğim, sevgilim...


Yol

Aşk bahsinde bu muhabbet

Yardan gelir, yare gider.

Parça parça gelir sevda

Gidince yekpare gider.


Ateştir, çoğaltan külü,

Dalında seyreyle gülü,

Has aşığın tevekkülü

Yar katına çare gider.


Başladı bağın talanı,

Seyreyle, elde kalanı.

Bu gerçek yolda yalanı

Huy edinen nare gider.


Hak gerçeği ayan beyan

Ey dost, aydınlığa uyan!

Varlığı pekçe görmeyen

Yokluğa avare gider.


Yol gider,adımlar bitmez,

Bu hasrete sabır yetmez.

Şemsi -mana sır iletmez

Ciğer pare pare gider.


Güç ister, yanıp pişmeye,

Meyve dalından düşmeye..

Aşk seline karışmaya

Bir nice biçare gider.


Kulluk Kahvesi

Beyazitte tütüncü dükkanları

Tramvayda dizi dizi kadınlar
Günlük endişeler, aşklar, günahlar

Tanıyorum hepinizi kadınlar
 

Bir yaşama gücüdür, sabahleyin

Ala-canlı fabrika işçileri

Dillerinde sırılsıklam türküler

Bir demli semaver gibi içleri


Yalnızlık, bembeyaz sandalyalarda

(Beyim emriniz ne, kahve mi, çay mı?)

Kulluk hahvesinde bir deli rüzgar

Yeni baştan yola düşmek kolay mı?
 

Günü birliğine açar yapraklar

Konar bengi bengi omzuna bir kuş

Aşk bu, şeker gibi erimez suda

(Haydi Topkapı'ya bir kişi, dolmuş)
 

Tütmek bunca olur burcu burcu hey

Avucumda bir güzel iğde dalıydın

Giderdim bir ışık gibi ardından

Şu mavi takside sen olmalıydın.
 

Destan Şehri Konya

Yoluna kurban olduğum

Aziz bildiğim, evlattan!

Şanın, şöhretin dörtnala

Koşa gelmede milattan...
 

Dört ufkundan mühür mühür

Hayaller fışkıran şehir.

Bağrında koca bir nehir

akar durur hububattan.
 

Sen ney dilinde uhrevi

Mevlana'nın aşk alevi.

Dile getir Keyhüsrev'i

Nağmeler sun, Keykubat'tan!
 

Toprak görünüşün hiçe

Verdiğin şevk yeter içe

Ey yeşil taşa, kerpiçe

Destanlar söyleten vatan...
 

Zamana Vurulan Kerkit

Bir ıslak masal, ebem-kuşağından

Dudaklarda ak-pak okunmaktır.

Boyanmış ipleri gün ışığından

Ufukta bir halı dokunmaktadır.
 

Büyümüş yaprağın, açmış çiçeğin

Halıcı kız türküsünde gerçeğin.

Altın tezgahında geleceğin

Taptaze bir halı dokunmaktadır.
 

Kopan meyve düşedurur dalında

Ayrılamam düşlerin en güzelinden.

Buğday başağından, Raman petrolünden
Bembeyaz bir halı dokunmaktadır.
 

Bir umuttur tuttu tutar bacaları

İlmek ilmek boşa verdik acıları.

Gündüz al al, yıldız yıldız geceleri

Ufukta bir halı dokunmaktadır.
 

Bakmayın biraz rüzgar gibi estiğine

İçimde büklüm büklüm duygular yine

Toprak toprak, destan destan, iğne iğne

Ufukta bir halı dokunmaktadır.

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum