Fransa 2016'da terörden kurtulamadı

Fransa 2016'da terörden kurtulamadı
Fransa'da 2016 yılında terör örgütü DAEŞ'in düzenlediği Nice,Magnanville ve Saint-Etienne-du-Rouvray saldırılarıyla sarsıldı.

PARİS (AA) - ONUR USTA - Geçen yıl Charlie Hebdo, Hyper Cacher ve 13 Kasım Paris saldırıları sonrası olağanüstü halin ilan edildiği Fransa'da 2016 yılı da terör saldırılarının gölgesinde geçti.

Güvenlik endişelerine karşın Fransa'nın ev sahipliğinde düzenlenen Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2016), sportif yönünden çok saha dışındaki olaylarla gündeme geldi. Taraftar kavgalarının damga vurduğu turnuvayı Portekiz kazanırken, organizasyon herhangi bir terör saldırısı olmadan tamamlandı.

Turnuva sonrası OHAL'in kaldırılmasının gündeme geldiği ülke, DAEŞ terör örgütünün Magnanville, Nice ve Saint-Etienne-du-Rouvray Klise saldırılarıyla tekrar sarsıldı.

Paris'in kuzeybatısındaki Magnanville adlı banliyöde 13 Temmuz'da yaşanan olayda, iş çıkışı evine dönen polis memuru, oturduğu binanın önünde uğradığı saldırıda birçok bıçak darbesiyle öldürüldü. Saldırıda polis memurunun eşi de hayatını kaybetti.

Ertesi gün de güneydeki Nice kentinde 14 Temmuz Ulusal Gün kutlamaları sırasında bir kamyonun kalabalığın üzerine sürülmesiyle düzenlenen saldırıda 84 kişi yaşamını yitirdi.

Saldırının etkileri henüz tartışılırken kuzeydeki Saint-Etienne-du-Rouvray kentinde bir kiliseye 26 Temmuz sabahı ayin sırasında giren 2 saldırgan, 3'ü din adamı olmak üzere 5 kişiyi rehin almıdu. Bir papazı öldüren, bir kişiyi ağır yaralayan 2 terörist polis tarafından vurularak öldürüldü. Peş peşe gelen terör saldırıları sonrası ülkede OHAL uygulaması 6 ay uzatıldı.

- Fransa'da grev ve protesto dalgası

Fransa'da ilk 6 ayda terör saldırısı olmamasına karşın siyasi açıdan ülkede çalkantılı günler yaşandı. Çalışma Bakanı Myriam El Khomri'nin hazırladığı ve şubat ayında meclise sunulan yeni çalışma yasa tasarısı, mart ayından itibaren yoğun bir grev ve protesto dalgasına sebep oldu.

Fransa'da çalışma yasa tasarısını protesto eden on binlerce kişi, başta başkent Paris olmak üzere ülke genelinde yürüyüş düzenledi. Gösterilere işçilerin yanı sıra lise ve üniversite öğrencileri de destek verdi. Ülkede 31 Mart’ta düzenlenen gösterilere 1,2 milyon kişi katılırken, 29 Nisan'da düzenlenen gösterilere ise sendikalara göre 500 bin kişi iştirak etti.

Çalışma yasa tasarısına tepkilerin mayıs ayında da giderek büyüdüğü Fransa'da, protestolar petrol rafinerilerine sıçradı.Ülkede mayıs ayı sonunda önemli ölçüde benzin sıkıntısı yaşanmaya başladı. Fransa'daki 8 petrol rafinerisinden 6'sı önünde düzenlenen yol kapatma eylemleri nedeniyle ülke çapında bin 500 benzinlikte yakıt kalmadı.

Ülkede OHAL kapsamında gündeme gelen terör suçuyla mahkum olanların vatandaşlıktan düşürülmesini öngören yasa tasarısı hükümette tartışmalara neden oldu. Tasarıya karşı çıkan dönemin Adalet Bakanı Christiane Taubira, 27 Ocak'ta istifa etti.

Hükümetteki diğer bir önemli değişiklik ise Dışişleri Bakanlığında yaşandı. Bakan Laurent Fabius, 10 Şubatta görevi bıraktığını açıklarken, Cumhurbaşkanı François Hollande, Fabius'un Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak atandığını duyurdu.

- Fransa'da OHAL 5. kez uzatıldı

EURO 2016'daki güvenlik risklerinin konuşulmaya başlandığı mayıs ayında OHAL uygulamasının tekrar uzatılması gündeme getirildi. Fransa Ulusal Meclisi, 19 Mayıs'ta olağanüstü hal uygulamasının iki ay uzatılmasına ilişkin yasa tasarısını kabul etti. Terör saldırıları sonrası tekrar 6 ay uzatılan OHAL'ın 14 Aralık'ta 5. kez uzatılarak 15 Temmuz 2017'ye kadar geçerli olması kararlaştırıldı.

Haziran ayı başında ise Fransa’nın büyük bölümünde devam eden şiddetli yağış, yaşamı olumsuz etkiledi. Yağışların en fazla etkili olduğu Seine Nehri'nde su seviyesi 1982 yılından bu yana en yüksek düzeye ulaşarak 6 metreyi geçti.

- Calais'deki sığınmacı kampı boşaltıldı

Yaklaşık 7 bin kişinin yaşadığı derme çatma çadır ve barakalardan oluşan Calais’deki sığınmacı kampı 24 Ekim'de tahliye edildi. Sığınmacılar Fransa genelindeki sığınmacı merkezlerine gönderildi.

Sığınmacıların bir kısmı hala bölgede yaşam mücadelesini sürdürürken, bir kısmı İngiltere'ye gönderilen refakatsiz çocukların durumu insan hakları kuruluşlarının tepkisini çekiyor.

- Cumhurbaşkanlığı yarışında dengeler değişti

Gelecek yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi ise kasım ve aralık ayları merkez sağ ve sol kesim için belirleyici oldu. Ağustos ayında hükümetten istifa eden eski Ekonomi Bakanı Emmanuel Macron, 16 Kasım'da cumhurbaşkanlığına aday olduğunu açıkladı. Macron nisan ayında "Yürüyüş" olarak adlandırdığı kendi siyasi hareketiyle hükümetten kopma sinyalleri vermişti.

Merkez sağdaki Cumhuriyetçiler Partisinin kasım ayında düzenlediği ön seçim ülkede siyasi dengeleri değiştirdi. Eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, ilk turda yüzde 20 oy alabildiği seçimde 3. gelerek siyasete veda etti. Büyük bir sürpriz yapan François Fillon ise 27 Kasım'da Alain Juppe'yle yarıştığı ikinci turda yüzde 66 oy alarak merkez sağın cumhurbaşkanı adayı oldu.

İktidardaki Sosyalist Partide ise aralık ayı cumhurbaşkanlığı seçimi için stratejinin şekillenmeye başladığı dönem oldu. Son aylarda popülaritesi yüzde 10'lara kadar düşen Cumhurbaşkanı François Hollande, ülkesinin ihtiyaçlarını kişisel hırslarını önüne koyduğunu vurgulayarak seçimde aday olmayacağını açıkladı.

Hollande'ın açıklamasının ardından 5 Aralık'ta da Başbakan Manuel Valls, cumhurbaşkanlığına adaylığını açıkladı. Başbakanlık görevinden ertesi gün istifa eden Valls'ın yerine İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve getirildi.

 

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.