G20 Liderler Zirvesi sona erdi

Dünyanın en büyük ekonomilerini bir araya getiren G20'nin Liderler Zirvesi, Rusya'nın Ukrayna topraklarından tamamen ve koşulsuz şekilde çekilmesinin talep edilmesi ve bugünün çağının savaş çağı olmaması gerektiğine yönelik çağrıyla sona erdi.

G20 liderlerini Endonezya'nın Bali Adası'nda 15-16 Kasım'da bir araya getiren zirvede, Rusya-Ukrayna savaşı, enerji ve enflasyon krizi, tahıl koridoru, gıda güvenliği ve küresel sağlık sistemlerinin güçlendirilmesine yönelik başlıklar öne çıktı.

Liderler, 14 Kasım'dan itibaren ikili görüşmelerine başladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bali'ye geldiği ilk gün Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo ile bir araya geldi. İki lider, ülkeler arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi mekanizmasını hayata geçirdi.

Zirve kapsamındaki önemli gelişmelerden biri, ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping arasında oldu. Biden, göreve başladığından bu yana Şi ile ilk kez yüz yüze görüşmüş oldu.

Çin ile yaşanan Tayvan gerilimi nedeniyle gözlerin çevrildiği görüşme sonrası Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, iki liderin birçok konuda öncelikleri ve niyetlerini dile getirdiği "samimi" bir görüşme yaptığı kaydedildi.

SAVAŞIN KÜRESEL EKONOMİ ÜZERİNDE OLUMSUZ SONUÇLARI MEVCUT

Zirvenin ilk günü, Endonezya Devlet Başkanı Widodo'nun G20 liderlerini karşılama töreniyle başladı. Liderler, kapalı oturumda gıda ve enerji güvenliğini görüşürken, ikinci oturum küresel sağlık sistemlerine odaklandı.

Zirvenin ikinci gününde liderlerin gündeminde Polonya'nın Ukrayna sınırında bulunan Przewodow köyüne düşen füze de bulunuyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan yoğun diplomasi yürüttüğü zirve, G20 Sonuç Bildirgesi'nin açıklanmasıyla tamamlandı.

Bildirgede, G20 ülkelerinin Rusya'nın Ukrayna topraklarından tamamen ve koşulsuz şekilde çekilmesi talep edilirken, bugünün çağının savaş çağı olmaması gerektiği çağrısı yapıldı.

Birçok üyenin savaşı kınadığı ve savaşın küresel ekonomi üzerinde sonuçları olduğunun altı çizilen bildirgede, özellikle kırılgan ülkelere yönelik gıda güvenliğinin sağlanması için acil adımlar atılacağı bildirildi.

Bu arada, Hazine ve Maliye Bakanlığından edinilen bilgiye göre, bakanlık G20 Şerpa ve Finans Hatları koordinatörü olarak ilgili tüm kurumlarla eşgüdüm içerisinde G20 sürecini aktif bir şekilde yürüttü.

Bu süreçte Türkiye tüm taraflarla konuşabilme yeteneğiyle ara bulucu bir rol oynarken, bildirgenin çıkarılmasında da aktif bir tutum sergiledi.

G20 Bildirgesi’nde önemli bir gelişme de Türkiye'nin öncülüğünde hayata geçirilen Karadeniz Tahıl Koridoru Girişiminin, Türkiye ve İstanbul Anlaşmasına da referans verilerek tüm G20 üyelerince memnuniyetle karşılanması oldu.

Ayrıca, mülteciler konusunda iş birliği içerisinde olunması gerekliliği G20 sonuç bildirgesinde yer alırken, zirve esnasında, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin mevkidaşları ile gerçekleştirdiği görüşmelerde, ikili ekonomik ve finansal iş birliğine yönelik konular ele alındı.

G20 SONUÇ BİLDİRGESİ: TÜRKİYE VE BM'NİN ARACILIK ETTİĞİ İSTANBUL ANLAŞMASI'NDAN MEMNUNUZ

G20 Sonuç Bildirgesi'nde, "Türkiye ve BM'nin aracılık ettiği İstanbul Anlaşması'ndan memnunuz. İlgili tarafların, anlaşmayı tam, zamanında ve devam edecek şekilde uygulaması önemli." ifadesi kullanıldı.

20 Zirvesi Sonuç Bildirgesi, liderlerin iki gün süren toplantılarının ardından 52 madde halinde yayımlandı.

Bildirgede, dünyada birçok krizin aynı anda yaşandığı dönemde zirvenin gerçekleştiği ifade edildi.

"Bugünün çağı, savaş çağı olmamalı"

Uluslararası hukuk, barış ve istikrarı koruyan çok taraflı sistemi desteklemenin esas olduğu kaydedilen bildirgede, "Bu, silahlı çatışmalarda sivillerin ve altyapının korunması da dahil olmak üzere Birleşmiş Milletler tüzüğündeki prensiplere ve uluslararası insan hakları hukukuna bağlı kalınmasını içeriyor. Nükleer silahların kullanılması veya buna yönelik tehdit, kabul edilemez. Çatışmaların barışçıl çözümü, diplomasi ve diyaloğun sürdürülmesi hayati önemde. Bugünün çağı, savaş çağı olmamalı." ifadeleri kullanıldı.

Bildirgede, birçok üyenin Ukrayna'daki savaşı kınadığı ve savaşın insani acılara ve küresel ekonomideki mevcut kırılganlıkların derinleşmesine yol açtığı belirtilerek, şöyle denildi:

"Savaş, büyümeyi kısıtlıyor, enflasyonu artırıyor, tedarik zincirlerini aksatıyor, enerji ve gıda güvensizliğini tırmandırırken, finansal istikrar risklerini artırıyor. Durum ve yaptırımlara ilişkin farklı görüşler ve değerlendirmeler de var. G20'nin güvenlik sorunlarını çözecek bir forum olmadığını belirtmekle birlikte, güvenlik sorunlarının küresel ekonomi üzerinde önemli sonuçları olabileceğinin farkındayız."

Bildirgede, küresel ekonomi için kritik olan bu dönemde G20'nin gerekli ve net adımları atmasının önemi vurgulandı.

Özellikle en az gelişmiş ve küçük ada ülkeleri dahil olmak üzere gelişmekte olan ülkeleri küresel zorluklara karşı desteklemeye devam edileceğinin aktarıldığı bildirgede, bu amaç kapsamında bütüncül ve güçlü bir toparlanmayı, istihdam artışını ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlayacak şekilde 5 adımda aksiyon alınacağı belirtildi.

"Türkiye ve BM'nin aracılık ettiği İstanbul Anlaşması'ndan memnuniyet duyuyoruz"

Bildirgede, mevcut çatışma ve tansiyonların küresel gıda güvenliğindeki zorlukları derinleştirmesinden derin endişe duyulduğuna işaret edilerek, şu ifadeler kullanıldı:

"Bu nedenle, gelişmekte olan ülkelerdeki kırılgan toplulukları merkeze alacak şekilde hayatları kurtarmak, açlığı ve besin yetersizliğini önlemek için acil adımlar atmayı taahhüt ediyoruz. Sürdürülebilir, dirençli tarım ve gıda sistemlerinin sağlanması için çağrıda bulunuyoruz. Türkiye ve BM'nin aracılık ettiği İstanbul Anlaşması'ndan memnuniyet duyuyoruz. Tüm ilgili tarafların, anlaşmayı tam, zamanında ve devam edecek şekilde uygulamasının öneminin altını çiziyoruz."

Küresel para politikalarına ilişkin kararların yer aldığı bildirgede, G20 merkez bankalarının amaçlarına uygun şekilde fiyat istikrarını sağlamada kararlılığa sahip olduğu ve enflasyon beklentileri üzerindeki fiyat baskılarını yakından izlediği bildirildi.

Bildirgede, "Merkez bankaları parasal sıkılaştırmanın hızını, verilere dayalı ve açık şekilde, enflasyon beklentilerinin çıpalandığından emin olarak ayarlamayı sürdürecek." denildi.