Görme engelli din görevlisi yarım asırdır hafız yetiştiriyor

Görme engelli din görevlisi yarım asırdır hafız yetiştiriyor
Amasya'nın Suluova ilçesinde Kur'an-ı Kerim'i annesinden dinleyerek ezberleyen görme engelli emekli din görevlisi Recep Katırcı, 50 yıldır yetiştirdiği hafız sayısını kendisi de bilmiyor - Katırcı: - "Ders çalıştırmak için rahmetli annem yardımcı oluyor

AMASYA (AA) - CİHAN OKUR - Amasya'nın Suluova ilçesinde yaşayan 75 yaşındaki görme engelli emekli din görevlisi Recep Katırcı, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı özel bir kursta Kuran-ı Kerim eğitimi vererek hafız yetiştirmeye devam ediyor.

Bölge halkının yakından tanıyıp sevdiği Katırcı, yaptığı dini sohbetler ile de vatandaşları İslamiyet konusunda bilgilendiriyor.

Engeline rağmen yaklaşık 50 yıldır hafız yetiştiren Katırcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 6,5 yaşında geçirdiği menenjit hastalığı sonrası görme yetisini kaybettiğini, hem annesinden Kur'an-ı Kerim dinleyerek hem de devam ettiği kurs sayesinde hafız olduğunu söyledi.

Yaklaşık 40 yıl Diyanet İşleri Başkanlığında görev yaparak yurt içi ve dışında Kur'an-ı Kerim eğitimi verdiğini belirten Katırcı, emekli olduktan sonra da hafız yetiştirmeye devam ettiğini anlattı.

Haftanın 7 günü öğrencilerine hafızlık eğitimi verdiğini kaydeden Katırcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sabah 07.30'da kursa geliyorum ve bazen gece 11'e kadar öğrencilerim ile oluyorum. Onlarla zaman geçirmek, bu memlekete hayırlı bir insan daha kazandırmak beni mutlu ediyor. Görme engelli olmam benim hafızlığıma olumlu etki etti çünkü görme engelli olmasaydım belki Kur'an kursuna gitmeyecektim, hafızam bu kadar gelişmiş olmayacaktı ve hafız olamayacaktım. Allah ona göre planlıyor her şeyi. Ezber kabiliyetim çok iyi. Mesela 1 sayfayı 10 dakikada ezberliyorum, dolayısıyla hafızlık yapmak bana zor gelmedi ancak şu sıkıntım vardı, fakir bir ailenin çocuğuydum, şimdiki gibi teknoloji gelişmemişti, o zaman bir ses kayıt cihazım, bir teybim olsaydı, çok daha kısa sürede hafız olabilirdim."

- "Annemden Kur'an-ı Kerim dinleyerek hafız oldum"

Engeline aldırmadan Kur'an-ı Kerim'i dinleyerek ezberlediğini anlatan Katırcı, "Ders çalıştırmak için rahmetli annem bana yardımcı oluyordu, akşama kadar evin işleriyle uğraşıyordu herkes yattıktan sonra bana Kuran-ı Kerim okuyor, ben ezberliyordum. O sayfa sayfa okuyordu ben sayfa sayfa ezberliyordum. İnsan elindekini kaybettiği zaman değerini anlıyor. Sağlıklı insanlar 'bu benim maharetim, ben görüyorum ve her zaman görürüm' sanıyorlar. Mesele öyle değil Allah ne verdiyse hepsi bir nimet, öyle bir nimet ki yerine bir başkasını koyma şansınız yok. Allah, insanı bu dünyada yaşamak üzere yarattığı için bir organını arızalandırırsa ona başka bir kabiliyet veriyor. Ben gözlerimi kaybettim ama güçlü bir hafıza kazandım ve hafız oldum." ifadelerini kullandı.

- "Öğrencilerimden ayrı 2 günü evde geçirmek bile acı"

Katırcı, yaklaşık 50 yıl boyunca sayısını bilmediği kadar hafız yetiştirdiği ifade ederek şunları kaydetti:

"Gözlerim görüyor olsaydı çok farklı yerlerde bulunurdum. Şu yaşıma geldim ama hiç bıkkınlık yaşamıyorum, hafız yetiştirmekten mutlu oluyorum. Evde oturmak beni sıkıyor, canım sıkılıyor, zaman geçiremiyorum. Bazen öğrenciler tatile çıkıyor 2 gün izne gidiyorlar, öğrencilerimden ayrı 2 günü evde geçirmek benim için en büyük acı. Öğrencilerle beraber olmak, onları dinlemek, onlara bir şey öğretmek, onlardan bir şey öğrenmek beni mutlu ediyor. Hac ve umre zamanında yapılması gerekenler konusunda bir kitap hazırlıyorum. Bazen sohbetlerde, 'hocam bu konuştuklarınızı kitap haline getirin' diyorlar ama kolay olmuyor kitap yazmak birisinin sürekli yanında olması gerekiyor senin söylediklerini yazıya dökebilmesi için."

Engelli bireylerin hayatla barışık olması gerektiğini belirten Katırcı, "Görmüyorum diye bir kenara çekilirseniz ona buna muhtaç olursunuz. Bir kişinin gözü de görmüyorsa, ayağı da tutmuyorsa mutlaka ona göre bir iş vardır." diye konuştu.

Kişinin kazanarak rızkını çıkarmasının huzur getirdiğini vurgulayan Katırcı, şu tavsiyeleri dile getirdi:

"Özürlü vatandaşları ona buna muhtaç etmek yerine onlara göre işler temin edilirse daha yararlı olur ve bu ülkenin ekonomisine katkı sağlamış olurlar. İnsanlar sizi başka türlü değerlendiriyorlar, 'bu adam özürlü, yarım insan' diyorlar. Yarım insanın da yarım hizmeti olur. Yeni neslin evvela kendini iyi tanıması lazım. Önce insan olmalarını ve daha sonra Müslüman olmalarını iyi kavramaları lazım. Daha sonra ben bu ülke çıkarları için ne yapabilirim onu düşünmeleri lazım. Mesele karnını doyurmak veya para kazanmak değil kendi çıkarından ziyade ben bu ülkeye nasıl hizmet edebilirim onu düşünsünler."


Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.