Konya’nın yetiştirdiği en önemli din bilginlerinden olan Hacı Veyiszade’nin adını taşıyan Cami'nin yapımına 1988 yılında başlanmıştır.
Hacıveyiszade'yi Ve Cami'sini Ne Kadar Tanıyorsunuz?


Şehir merkezinde yer alan ve caminin yanı sıra Yayım, Misafirhane , Müftülük gibi ek tesisleri de barındıran cami, 10 bin kişilik kapasiteye sahiptir.

Üçer şerefeli olarak yapılan, 78 metre yükseklikle iki minaresiyle, bölgenin en uzun minareleri olma özelliğine sahiptir.

Peki camiye ismini veren Hacıveyiszade'yi tanıyor musunuz?

Konya'da yetişen alim ve velilerimizin büyüklerinden olan Hacı Veyiszade Mustafa Efendi, 1305 Rumi, 1889 Miladi yılında Konya'nın Merkeze bağlı Şatır Köyünde dünyaya gelmiştir. Babası büyük bilginlerimizden Hacı Veyis Efendi, annesi ise Fatma Hanım'dır. Hem anne hem de babası tarafından asil bir aileye mensuptur.

İlk bilgi ve terbiyeyi babasından alan Mustafa Efendi, çok küçük yaşlarda Bekir Efendi adında bir zattan hafızlığını ikmal etmiştir. Bundan sonra, Hacı Veyis Efendi'nin müderrisliğini yaptığı Adliye Medresesi'ne devam etmiş, 18-19 yaşlarında, zamanın ilim adamlarının önünde, çetin bir imtihan vererek icazet almıştır.

Hacı Mustafa Efendi, 22-23 yaşlarında Ziya Efendi ve kardeşleri tarafından kurulan ve zamanın en modern medresesi olan Islah-ı Medaris'te tedris hayatına atılmış, burada pek çok talebe yetiştirmiştir. Medreselerin kapatılmasından sonra uzun yıllar Piri Mehmet Paşa Camii İmam ve Hatipliği, Merkez Vaizliği görevlerinde bulunmuştur. Tedris ve irşad görevleri, vefatına kadar devam etmiştir.

Onun tedris hayatı, medreselerin kapatılmasından sonra da devam etmiş, Kur'an-ı Kerim ve dini bilgilerin okutulmasının şiddetle yasak olduğu dönemlerde, Piri Mehmet Paşa Camii'nde ve cami civarında yaşlı bir Hacı Hanım'ın evinde gizli gizli talebe okutmuş, Yağcızade Mustafa Efendi'nin vefatı üzerine, Aziziye Camii İmam ve Hatipliğine getirilmiş, vefatına kadar bu camide halka vaaz ve nasihatlerine devam etmiştir. Ülkemizde İmam-Hatip Okullarının açılmasından sonra, bütün mesaisini Konya İmam-Hatip Okulu'na vermiş, bu okulun kuruluşunda büyük hizmetleri geçtiği gibi, vefatına kadar da bu okulda hocalık yapmıştır.

Hacı Veyiszâde ömrünün sonlarına doğru şeker hastalığına yakalanmıştır. Cansiperâne çalışmalarından dolayı zayıf düşmüştür. 5 Şubat 1960 Cumâ günü vefât etmiştir. Ertesi gün Kapı Câmii'nde çok kalabalık bir cemâat tarafından kılınan namazdan sonra Üçler Mezarlığına defnedilmiştir. Kabri ziyâret mahallidir.

Bütün bu yönleriyle o, Rasulullah (SAV)'i bize hal ve hareketiyle, sohbet ve dersleriyle en güzel şekilde anlatan, gerek Konya için, gerekse insanlık için çok önemli ve önder bir maneviyat önderidir.

Hacıveyiszade yasaklı günlerde bile Kur'an talimini aksatmamış, kendini takibe, tahkike, tevkife gelen polislere bile Kur'an öğretmeye çalışıyordu. Kur'an okumanın ve okutmanın suç olduğu, hatta âlimlerin darağacında asıldığı devirlerde bu fiilinden dolayıı onu emniyete alırlar. Hacıveyiszade'ye şiddetli bir tokat atan müdür daha sonra insafa gelerek altına bir tabure verir. Masasına oturan müdürün yanına taburesini yanaştırarak; “Bak evladım! İşlediğim suçu bir de senin yanında işleyeyim, bakalım ne diyeceksin? Sen Kur'an okumayı bilir misin?” Müdür de “bilmem” deyince, Hacı Veyiszade; “Ben sana öğreteyim.” der ve cebinden mushafı çıkarınca müdür;“Haydi sen işine bak, anlaşılan bu işten ölsen de vazgeçmeyeceksin. ” der.