"HDP, PKK'NIN SİYASİ KANADIDIR"

"HDP, PKK'NIN SİYASİ KANADIDIR"
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, "HDP'nin yönetim kademesi önde şık bir görünüm, iyi çocuk görünümünde insanlar ve onun arkasında aslında o siyasi yapıyı yöneten bir dağ kadrosu vardır. PKK'nın siyasi kanadıdır HDP.

 

Türkeş gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Terörle mücadelede geçen 100 gün ile yapılan operasyonlara yönelik değerlendirmesi sorulan Türkeş, kendisinin aynı zamanda Milli Güvenlik Kurulu üyesi olduğunu hatırlattı.

Bununla ilgili katıldıkları toplantılarda gerek Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerekse diğer güvenlik teşkilatlarının konuya ciddi yaklaştıklarını, hassas davrandıklarını ve gayretli olduklarını gözlemlediklerini ifade eden Türkeş, şunları söyledi:

"Neticede karşımızda silahlı bir örgüt var. Hatta bazı yerlerde birden fazla örgüt var. Öyle olduğu için de arzumuz, istediğimiz, hepimizin umduğu hiç zayiat vermeden bu mücadeleyi yapmaktır. Ama maalesef burada şehitlerimizin olması bunun üzücü tarafıdır. Ama bu işin kararlılıkla devam etmesi ve bu terör örgütünün ya hudut dışına çıkartılması yani sürülüp atılması, geriye kalan unsurların da etkisiz hale getirilmesi. O silahların da burada kalan silahların mutlaka gömülüp devlet tarafından da bunun betonlanmasının temin edilmesi lazım. Bu 100 gündür sürüyor gerekirse bir 100-150 gün daha sürdürülmeli. Ama bu sefer bundan mutlaka devletin netice alması lazım. Ben de güvenlik güçlerinde ve onun yetkililerinde, sayın komutanlarda, emniyet yetkililerinde bu kararlılığı gözlemliyorum."

- "Şu anda görevde bulunan hükümet bir seçim hükümetidir"

Terör sorununun Türkiye'nin gündeminden kaldırılması ve Çözüm Süreci'nin tekrar başlaması için nelerin yapılması gerektiği sorulan Türkeş, "Buradaki mesele muhatabınızın samimi olup olmamasıdır. Bu son yapılan olaylar muhatap alınan yapının bu sürece iyi niyetle yaklaşmadığını açık ve net şekilde ortaya koymuştur" diye konuştu.

Türkeş, bundan sonraki kararların buna göre alınması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Bizim şu anda görevde bulunan hükümet bir seçim hükümetidir. Yani  2-2,5 aylık olarak tesis edilmiş olan ve aslında diğer partilerden de iştirak olsaydı bu tüm partilerin içinde bulunduğu, Türkiye'yi salimen seçime götürüp, seçimin neticeleri çıktıktan sonra oluşacak siyasi iktidara, devlet yönetimini devretmekle görevli bir seçim hükümetiyiz biz. Bu noktadan olmak üzere bu konuda yapılması gerekenler sanıyorum ki bizden sonraki siyasi iktidarın gündeminde olacaktır. Ama orada bundan önceki dönemde yapılan yanlışlıkların ve tabiri caizse eğer bir iyi niyet varsa o iyi niyetin işe yaramadığını görmek gerekir."

- "Söyledikleri iki üç sözü ciddiye alamayız"

HDP yönetiminin 1 Kasım'a yaklaşırken barış dilini kullanmaya başladığı belirtilerek, "6-8 Ekim olaylarında halkı sokağa çağıran HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, geçtiğimiz günlerde, 'Şiddet şiddeti doğurmasın diyeceğiz ama hesabını soracağız. 1 Kasım da bunun ilk adımıdır' dedi. Buna yönelik değerlendirmeniz nedir" denilmesi üzerine Türkeş, "Yapılan olayın Türkiye'ye karşı, topyekun Türk insanına karşı yapıldığını idrak edip sorumluların, siyasilerin buna göre konuşmasını bekliyorum" karşılığını verdi.

Meydanda toplanan insanların kimliği, görüşü veya mensup olduğu sivil toplum örgütüyle yorumlanmasını "yanlışın başladığı nokta" olarak değerlendiren Türkeş, şu ifadeleri kullandı:

"Gayet açık ve net ifade ediyorum, Türk insanına karşı ve Türkiye'ye karşı bir terör saldırısıdır. Bu IŞİD olabilir, PKK, MLKP olabilir, o terör örgütü bir kere güvenlik güçlerince yapılan araştırmayla ortaya çıkacak ve bununla ilgili gereken adımlar atılacaktır. Yakalanabilirlerse yargıya çıkartılacaklar tabii bunu yapanlar, sorumluları. HDP'nin başındaki şahıslar bugüne kadar maalesef kendilerini, HDP'nin diğer milletvekillerini de dahil edebiliriz buna, terörle kendi aralarına mesafe koyamamış insanlardır. İkincisi, dağdan, Kandil'den bir talimat geldiğinde onu irdeleyecek, tartışacak dahi de bir güçlerinin olmadığını görüyoruz. Yani tabiri caizse HDP'nin yönetim kademesi bir ön görünüm gibidir, fasad. Önde şık bir görünüm, iyi çocuk görünümünde insanlar ve onun arkasında aslında o siyasi yapıyı yöneten bir dağ kadrosu vardır. Yani PKK'nın siyasi kanadıdır HDP. O bakımdan onun önündeki şahısların bu tarzda 'barış, demokrasi' gibi söylemleri maalesef üzülerek söylüyorum ki gerçeği yansıtmıyor. Kaldı ki Eş Başkanı Sayın Yüksekdağ da 'Gücümüzü Kandil'den, dağdan, terör örgütünden alıyoruz' diye de beyanları var. O bakımdan şimdi halkın teröre, şiddete karşı bu rahatsızlığı bu tepkisini azaltmak için söyledikleri iki üç sözü ciddiye alamayız."

- "NATO'nun topyekun bir tavır içinde olması lazım"

Başbakan Yardımcısı Türkeş, Rusya'nın Suriye'ye yönelik hava saldırıları, Rus uçaklarının Türk hava sahasını ihlal etmesi ve NATO'nun açıklamalarını da değerlendirdi.

NATO'nun tavrına ilişkin "Türkiye'nin bir iyilik isteği veya amiyane tabirle bir kıyak beklentisi yok" diyen Türkeş, "Türkiye, 60 yıllık NATO ülkesi ve Türk hava sahası Rus uçakları tarafından ihlal ediliyorsa, NATO hava sahası ihlal ediliyor demek. NATO ülkelerinin bir kere bunu çok iyi anlamaları ve görmeleri gerekir. NATO Genel Sekreteri'nin yaptığı açıklamalar, bir nebze bunun anlaşıldığını gösteriyor ama onun haricinde NATO üyesi olan ülkelerin aynı idrak ve sorumluluk içinde açıklamalar yapmadığını gördük" diye konuştu.

Türk hava sahasının ihlali karşında NATO'nun topyekun bir tavır sergilemesi gerektiğine dikkati çeken Türkeş, şunları kaydetti:

"4 saniye, 10 saniye, 2 dakika hiç mühim değil. Türk hava sahası dediğiniz aynı zamanda 60 yıllık bir NATO ülkesinin hava sahasıdır. Bunu Suriye uçağı, Rus uçağı, A uçağı, B uçağı ihlal ediyorsa NATO'nun topyekun bir tavır içinde olması lazım. Oysa ki 'Biz gerekirse Türkiye'ye bir destek atarız' yaklaşımı, NATO'ya yakışmadığı gibi, NATO'nun kararlılığı ve dünyada 21'inci yüzyılda da üstlendiğini iddia ettiği tutumla örtüşmüyor. Önce bunu söylemek lazım.

İkincisi, bölge ülkeleri, bölge dışındaki ülkelerin hepsi Suriye'deki karışıklık, farklı terör gruplarının yapılanması ve bu terör gruplarının da öncelikli olarak, Suriye'nin komşularına, 911 kilometreyle birinci sırada biz varız ama diğer ülkelere de bir tehdit oluşturuyor. Dünyaya tehdit oluşturuyor. Dünyanın her yerinden 'savaşçı' adı altında insanlar gelip bu terör örgütlerinin içinde görev yapıyorlar. Bunlara karşı tedbir geliştirmeye çalışmak iyi bir şey. Rusya şayet bunu yapıyorsa bu da memnuniyet verir ama görünüyor ki 'DAEŞ'e karşı mücadeleye geldim' diyen Rusya, 60 sorti yaptıysa oradaki unsurlara yönelik, bunun 10 tanesi ancak DAEŞ'e yönelik. O zaman da buraya gelen ülkeler acaba aslında ne yapıyor sorusunu otomatikman akıllara getiriyor. Biz de bunları takip ediyoruz." 

(Bitti) 

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.