Hem iş hayatında hem de sporda marka: Alper Arıkoğlu

O ilkokul dördüncü sınıfta basketbol oynamaya başlamış, Konyaspor’da çok önemli şampiyonluklar yaşamış ve bir gün hayal bile edemeyeceği yönetimde yer almayı başarmış saygın bir iş adamı. “Konyaspor Basket Takımı’nın tarihinde ilk defa 1989’da ikinci lige çıkmasını sağlayan oyunculardan biri de bendim” diye söylemişti gururlanarak. Evet, bu bahsettiğim isim birçoğumuzun imrenerek baktığı sevilen iş adamlarından, Arkoç Vana Sanayi’nin ortaklarından Alper Arıkoğlu. Halen basketbol oynayan ve yönetimde yer alan Alper Arıkoğlu şehrimizi dünyada ve ülkemizde başarıyla temsil etmiş ve etmekte. Türkiye’deki vana üreticileri içerisinde en büyük üretim kapasitesine sahip ve Konya’da rekor üretimle ilk sırada yer alan Arkoç Vana Sanayi’yi bugünlere getirmiş. Şirketi en iyi yerlere getirmekle kalmamış, Konya’ya basketbol adına hep ilkleri getiren isim olmuş. Bu kadar başarıya rağmen hiç değişmeyen samimi, güler yüzlü ve doğal insan Alper Arıkoğlu’nun bilinmeyen yönlerini de bu söyleşimiz sayesinde öğrenmiş olduk.

Röportaj: Emine Şeyma Yıldız

Biz sizi tanıyor ve seviyoruz ama birde sizden dinlemek isteriz…

Basketbol maceramdan başlayalım o zaman. Konyaspor’da yıllarca basketbol oynadıktan sonra Tofaş’a transfer oldum. İş için Konya’ya geri döndüm. Ağabeyimle birlikte 1990 yılında 100 m2’lik bir dükkânda bu sektöre girdik ve bugün 15 bin m2’lik bir alanda 110 personel ile çalışıyoruz. Şirketimizde vana ve çeşitlerini üretiyoruz. İçme suyu, doğalgaz, fitiks, baraj vanaları üretiyoruz. Büyük çaplı üretimlerimiz de oluyor. Mesela bir tane vanamız var, tam 10 ton. Bu bahsettiğim vanayı Türkiye’de sadece dört firma üretebiliyor. Biz sektöre girdiğimizde Türkiye’de bu işi yapan üç ya da dört iş yeri vardı. Bunun avantajını iyi kullandık ve Türkiye’de sayılı firmalar arasına girdik. Konya vana sanayisinde öncü gelen şehirlerdendir. İş dışında neler yaptınız derseniz, 2008 yılında Basketbol İl Temsilciliği görevine getirildim. Bu görevle birlikte Türkiye Basketbol Federasyonu Teknik Komiserliği’ni yürüttüm. Daha sonra Merkez Hakem Kurulu’na çağrıldım, orada görev yaptım. Merkez Hakem Kurulu’nda görevliyken yönetim kuruluna seçildim. İyi bir kariyer elde ettim. Ben buralara geleceğimi hayal bile edemezdim.

Neden Arkoç’u marka ismi olarak tercih ettiniz?

Bu şirketi kurduğumuz zamanlar şu anda rahmetli olan ortağımız Süleyman Koç’un soyadını, bizim de soyadımızın baş harflerini alıp birleştirdik ve bu marka ortaya çıktı.

“EN BÜYÜK ÜRETİM KAPASİTESİNE SAHİBİZ”

Sizi sektördeki diğer firmalardan farklı kılan nedir?

25 yıllık bir firma olmamız, en eskilerden olup kökten yetişmemiz, gününde teslim, kalitelimizin öncelik olması bizi farklı kılıyor. Tonaj bazında üretim kapasitesi açısından Konya’daki en büyük firmayız. En önemlisi de Türkiye’deki vana üreticileri içerisinde en büyük kapasiteye sahibiz. Aylık 350-400 ton civarında üretim kapasitemiz var.

Konya o zaman bu sektörde fiyat hususunda da belirleyici rol oynuyordur…

Fiyat konusunda herkesin kendine göre bir fiyat standardı var ama onun dışında belirleyici rol oynuyor diyebilirim. Bu sektörü Türkiye’de iyi yerlere getiren Konya’dır. Konya üretim olarak ülke genelinde çok geniş bir yelpazeye sahip olduğu için insanlar Konya’ya, Çin gibi bakıyorlar. Sanayici olarak bu durumdan çok rahatsızız. Biz öyle olmadığını insanlara anlatmak için yıllardır uğraşıyoruz. Konya’yı bu bakış açısından kurtarmak için tüm vana üreticilerinin bir olması lazım. Burada Sanayi ve Ticaret odalarına da büyük görev düşüyor.

Başka bir sektörde de faaliyet gösteriyor musunuz?

Evet. Yaklaşık üç yıldır yumurta viyolü üretimi yapıyoruz. Yumurtanın boyutuna göre viyol yapıyoruz. Türkiye’de az bilinen bir sektör… Bu sektörde de zirveye doğru ilerliyoruz.

Vana sektöründen yumurta viyolü üretimi sektörüne adım atmanız… Doğrusu çok ilginç… Diğeriyle hiçbir bağlantısı olmayan yumurta viyolü üretimini neden tercih ettiniz?

Aslında tamamen tesadüf oldu. Bu işi yapan arkadaşımın yurt dışına gitmesi sebebiyle biz devraldık. Bu sektörde çok açık vardı, değerlendirelim dedik. Arkoç firmasının bünyesinde bu sektöre adım attık. Üretim hattı çok geniş bir sektör, bizim şu anda üç hattımız var, hedefimiz 10 hat. Türkiye’deki en büyük hattı olan firma Denizli’de ve 11 hatta sahip. Viyolün ham maddesi gazete kâğıdı ve karton. Biz bu yüzden hurda kâğıt toplama lisansı almaya çalışıyoruz. Bu lisansı alırsak belediyelerimizle ve odalarımızla işbirliği yaparak hurda kâğıtları toplayıp üretim yapmayı düşünüyoruz.

Ne kadar büyüseniz de hedefler vardır mutlaka…

Yurt dışına açılmayı düşünüyoruz. Çünkü ne kadar iyi olsak da ihracatımız yeterli değil. Daha büyük, daha gelişmiş ülkelere ihraç yaparak kaliteyi yakalamamız gerekiyor.

“ULUSLARARASI TURNUVAYI KONYA’YA GETİRDİM”

İşadamı kimliğinizin yanında spor adamı kimliğiniz de var. Biraz da spordan bahsedelim. Bu zamana kadar spor adına “iyi ki yapmışım” dediğiniz şeyler neler?

Konya’ya ilk uluslararası turnuvayı getiren kişiyim. Bunun dışında Yıldızlar Turnuvası’nı Konya’ya getirdik. A Milli takımlarımızı Konya’ya getirerek organizasyonlar düzenledik.  Bunları “iyi ki yapmışım” derim her zaman.

Basketbol oynamak mı daha güzel yöneticiliğini yapmak mı?

Oynamak daha güzel… (Gülüyor) Hala bırakamadım içimdeki oynama aşkını. Konya Amatör Küme ’de oynuyorum. Geçen yıl İstanbul’a, Basketbol Business League’de oynamak için her hafta gidip geliyordum. Yönetici olmak çok daha zor...

Basketbol demişken Torku Konya Basket Takımı’nı bu sezon nasıl buluyorsunuz?

Takım sezona çok iyi başladı. Ama daha sonradan inanılmaz şanssızlıklar oldu. Mayo’nun yurt içine giriş yasağından dolayı takımdan ayrılması, yaşanan sakatlıklar, transferlerimizin maçlara geç gelişi gibi sebepler takımı olumsuz etkiledi. Ben eminim, takım bu sezon kümede kalacak. Bu kadar güzel seyircisi olan bir Anadolu takımının düşmemesi gerekiyor.

İyi bir iş adamı, başarılı bir spor kariyeri olan Alper Arıkoğlu nasıl bir aile reisidir?

Benim çocuğum yok, Allah kısmet etmedi. Eşimin desteği çok büyük, her zaman yanımda oluyor. Çoğu zaman iş gereği şehir dışında oluyoruz. Bugüne kadar bana katlandığı için kendisine teşekkür ederim. Bana katlanmak kolay değildir.