“HER MOTİFİN AYRI BİR HİKÂYESİ VAR”

“HER MOTİFİN AYRI BİR HİKÂYESİ VAR”
Muhammer Dobulga… Kızılcabölük’te yaşayan her insan gibi, doğar doğmaz kendisini tekstilcilik mesleğinin içinde bulmuş.

Emine Şeyma Yıldız'ın Röportajı

Denizli’den kendisinin de geçim kaynağı olan Kızılcabölük Dokuma’yı tanıtmaya gelmiş. Ürettikleri ürünlerin tamamen doğal olduğunu, fiyatlarında oldukça uygun olduğunu söyleyen Dobulga, çeyiz eşyalarına düşkünlüğüyle tanınan şehrimizde çok fazla ilgi gördüğünü, bunun da mutluluk verdiğini söyledi.

Kızılcabölük… Farklı geliyor kulağa.

Kızılcabölük yaşadığım beldenin ismi. Beldemizde 500 yıldır tek geçim kaynağı tekstildir. Başka hiçbir geçim kaynağı yoktur.

sam_1403-(copy).jpg

Kızılcabölük Dokuma nasıl bir el sanatıdır?

Kızılcabölük Dokuma bizlere atalarımızdan mirastır. Kızılcabölük Dokuma’nın farkı hammaddesinden ortaya çıkış aşamasına kadar insan emeğiyle yapılmasıdır. Yüzde seksen el işçiliğidir. Tarihçesine gelecek olursak Orta Asya'dan göç eden uç beylerimizin bir kısmı, obalarıyla beraber bugünkü Kızılcabölük Beldemizin bulunduğu merkeze yerleşmişlerdir. O dönemlerde buralara gelen obaların insanları çobanlık işi ile uğraşmaları nedeni ile keçilerinin kılını, koyunlarının yününü kirman adı verilen el aletleri ile eğirip ( işleyip ) kendi ihtiyacı olan giyecek, heybe, çuval, kese gibi eşyaları gerim tekniği ile kendileri dokumuşlardır. Osmanlı döneminde ise dokumacılık sanatı daha da gelişmiş ve ilerlemiştir. Bu dönemde birçok Sadrazam, Şehzade ve devlet ileri gelenlerinin giydikleri giysilerin kumaşları bu yöremizin dokumalarından temin edilmiştir. Kısacası, Kızılcabölük El Dokumacılığı geçmişten günümüze süregelen geleneksel bir yapıya sahiptir. Evliya Çelebi dahi Seyahatnamesinde bu yöremize yer vermiş, yörenin dokumacılığından Kızılcabölük Çulhacılığı olarak bahsetmiştir. Yörede gelişen teknolojiye rağmen, halen tahta tezgâhlarda geleneksel dokumalar yapılmaktadır. Tamamen insan gücü ile çalışan çekme tezgâhlarla üretilen kumaşlar yurt içi ve yurt dışı pazarlarda büyük ilgi görmekte ve tercih edilmektedir. Dokumaların üzerindeki motifler, tamamen yöreye özgü olup, ninelerimizin sandıklarından çıkan orijinalleri ile aynıdır. Her motifin ayrı bir anlamı, kendine özgü bir öyküsü vardır. Hep ihtiyarlarımızdan, dedelerimizden, ninelerimizden duyarız. Kızılcabölük dokuması bu günlere geldi ama nasıl geldi? Hiç bir makine, elektrik gücüyle kumanda edilemiyordu. Her iş kolla yapılıyordu. İplikler el çıkrıklarında sarılıp el tezgâhlarında dokununcaya kadar…

sam_1400-(copy).jpg

Neler üretiyorsunuz?

Tekstil üzerine her şeyi üretiyoruz. Havlu, nevresim takımı, pike takımı, masa örtüsü, perde…  Aklınıza ne gelirse, saysak bitmez.

Konya’da en çok beğenilen ürününüz ne oldu?

Yüzde yüz pamuklu nevresim takımlarımız çok beğenildi. Onun dışında pike takımları, banyo-hamam peştamalları de ilgi gördü. Teknolojinin gelişmesi ve kâğıt mendillerin yaygınlaşması ile unutulan bez mendiller, Kızılcabölük beldesinde belediyenin desteği ile dokunmaya devam ediyor. Özellikle Osmanlı hamam kültüründe yaygın olan peştamal, taşınması ve kullanımının kolay olmasından dolayı son yıllarda yurt dışından çok talep ediliyor. Son 2 yıldır peştamalda gözle görülür bir canlanma yaşanıyor. Kurulanma aracı olarak kullandığımız banyolardaki, havuzlardaki, plajlardaki havluların yerine artık tekrar peştamallar almaya başladı. Öyle ki geleneksel peştamalın yerine moda ve tasarım unsurlarını içeren, iplik, boya, jakarlı, son derece ilgi ve dikkat çekici peştamallarımız var. Bazıları hala kara tezgâhta geleneksel yöntemlerle dokunuyor, bazıları ise günümüzün modern teknolojisini taşıyor. Kısacası Konyalı da Kızılcabölük Dokuma’yı çok sevdi.

sam_1401-(copy).jpg

Meşakkatli bir iş… Çok vaktinizi alıyor olsa gerek.

Gerçekten bir hayli zor... Bizim en büyük sıkıntımız insanlara kendimizi anlatamamak, ürünlerimizi tanıtamamak ve reklam yapamamak. Ham madde halinden mamul haline dönüşmesi bazen altı ayı buluyor. Mamul hale getirdikten sonra seri üretime başlayabiliyoruz. Bizdeki ürünlerin birçoğunu teknolojiyle üretemezsiniz. Makinelerimiz 100 yıl önceki sisteme göre çalışıyor. Yeni sistem makinelerde, eski makinelerdeki kabiliyet yok. İnsan gücü, insan emeği bizi farklı kılıyor.

sam_1395-(copy).jpg

Konya’yı nasıl buldunuz? Düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Konya… Çok şey söylenebilir hakkında. En başta düzenli bir şehir... İnsanları çok düzgün, dürüst… Bu şehirde hiçbir sorun yaşamadık.

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.