İmam Hatipliler Hak Yolunun Yolcuları: Halil İbrahim Sayar (3)

İmam Hatipliler Hak Yolunun Yolcuları: Halil İbrahim Sayar (3)
Konya’nın efsane isimlerinden, hayırsever isimlerinden yaşayan bir tarih olan Halil İbrahim Sayar’ın o yıllara ait anlattıklarının ve hatıralarının üçüncü bölümünü sizlerle paylaşıyoruz.

Konya İmam Hatip Okulunun ilk binası olan Polis Okulu binasının kiralanmasından, yeni Okul binasının temelinin atılmasına, Konya Yüksek İslam Enstitüsünün şehre kazandırılmasından yurt binalarına varıncaya kadar babası rahmetli Hacı Sıtkı Sayar ve arkadaşlarıyla birlikte çalışan, bir asra yakın olayı gören yaşayan, Konya’nın efsane isimlerinden, hayırsever isimlerinden yaşayan bir tarih olan Halil İbrahim Sayar’ın o yıllara ait anlattıklarının ve hatıralarının üçüncü bölümünü sizlerle paylaşıyoruz.

YÜZ BİN LİRADAN BİR KURUŞ AŞAĞIYA İNMEYİZ!

Eski Polis mektebi olarak adlandırılan binada mal sahibinden kiralayarak açtığımız İmam Hatip Okulu eğitime başlarken, yeni bir bina yapmak üzere yer arayışına girdik.

Hacıkaymak Kasım Amca ve babam İmam Hatip Okulu binası yaptırmak için Vakıflara ait bir yer aramaya başladık. Biraz daha hesaplı alabiliriz diye düşünmüştük.

Araştırmalarımız sonucu El Hac Hasan İbni Ali Vakfına ait Cıvıloğlu Camii civarında 1375 metrekarelik bir yer bulundu.

Orasını okul yaptırmak için Hafız Yetiştirme ve İlerletme Derneği adına satın aldık. Baktık ki, bu alan okul yapımına küçük gelecek, her tarafı çarşı olan bir yer.

Bunun üzerine yeniden arayışa girdik.

Konya İdmanyurdu Kulübüne ait Konya’nın ilk top sahasının Kulüp Başkanı Sarraf Nuri Küçükköylü vasıtasıyla satılığa çıkarıldığını haber aldık.

16 bin metrekarelik bu yeri Müteahhitlik yapan Ahmet Yapıcı ve Yeni Sinemanın sahibi Ceylani’nin parselleyerek mesken yapacaklarını öğrendik.

Cemiyet olarak Konya Valisi Kemal Hadımlı’ya gidildi.

Başkan Nuri Küçükköylü pazarlığın 120 bin lira üzerinden bitmek üzere olduğunu söyledi.

Vali Bey, o tarihlerde aynı zamanda Beden Terbiyesinden de sorumlu olunca, 20 bin lira inin, yüz bin lira olsun dedi.

Büyüklerimiz bu para çok dediler. Elli bin lira verelim.

Neticede 85 bin liraya peki denildi.

İdmanyurdu heyeti yüz bin liradan kuruş aşağıya inmeyiz dediler.

Vali Bey, tamam dedi, cemiyet 85 bin lira versin. Bende Özel İdareden 15 bin lira vereyim.

Anlaşma yapıldı.

Arazinin tapusunu aldık.

İdmanyurdulular bu anlaşmayı yaptıktan sonra, Doktor Cevat’a ait bir villanın bulunduğu, şimdiki Konyaspor binasının olduğu binayı almışlardı. Doktor Cevat daha binaya oturamadan vefat etti.

Hanımı Türkiye’yi terk edip İtalya’ya gideceğini söyleyince, İdmanyurdulular acilen 70 bin lira istediler.

Konya’nın maddi varlığı olan Hacı Kasım Amca, kasasından 35 bin lira çıkardı.

Kısa bir sürede 70 bin lirayı denkleştirip Vali Bey aracılığı ile İdmanyurdu Heyetine teslim etti.

Fazla bir süre beklenilmeden 15 bin lira daha bulundu ve 85 bin lira ödendi.

Aradan 3-4 ay geçmişti, dükkanın telefonu çaldı.

Telefonu açtım, Vali Bey, evladım dedi bana 9 bin lira lazım.

Bulduk, buşurduk gönderdik.

Vali Bey Özel İdareden değil 15 bin lira, 15 kuruş bile veremezdi.

İki ay sonra tekrar aradı. Evladım 6 bin lira lazım dedi.

Bu şekilde yüz bin lirayı ödedik.

sitki-sayar.jpg

GAZAROS’UN BAHÇESİ

Bu alana, İdmanyurdu sahası olmadan önce Gazaros’un bahçesi denirdi. Ermeni olan Gazarosun bu bahçe içerisinde 10 odalı 4 katlı Asar-ı Atika olan bir binası vardı.

Biz bu binayı tamir ettirdik.

İmam Hatip Okulu öğrencileri ikinci sınıftan itibaren iki sene bu binada okudular. İnşaat bittikten sonra da yeni binaya geçtiler.

Okul binası yapmamız lazımdı. Nafıa Müdürlüğünde mühendisler ve mimarlar vardı. Vali Beyin tavassutuyla Nihat Demirağ adlı bir mimar İmam Hatip Okulunun binasını çizdi.

Dışarıda çizdirelim diyenler olduysa da, Vali Bey bizim kendi mühendislerimiz, mimarlarımız var demişti.

Temelde aşağı yukarı 50 cm. taş duvar kullanıldı. Duvar işçileri ve ustaları Huğluluydu. Huğlu’da silah yapma işi yokken Huğlu’nun hepsi duvar işçisiydi.

Huğlu deyince akla duvar ustaları gelirdi.

Temel atma töreninde Konya Valisi Kemal Hadımlı, Demokrat Parti Konya Milletvekilleri Himmet Ölçmen ve Tarık Kozbek, duayı yapan Hacıveyiszade Mustafa Hocaefendi, eski Dernek Başkanı Mehmet Hotamışlıoğlu, Dernek Başkanı Ali Küçüksakal, Mehmet Tığlı, Rüstem Sungur, Sıtkı Sayar, eczacılar, manifaturacılar ve diğer esnaflar vardı.

SANATI BIRAKTI, AMA O AŞKI BIRAKMADI

Babam Sıtkı Sayar, nerde cami, nerde yol, nerde köprü, nerde su döşeme işi var oraya koşardı.

Hiç kimseden para da almazdı.

Gelenlerin onu götürme aracı neyse onunla giderdi. Bazen atla, bazen katırla…

Sanatı bıraktı, ama o aşkı bırakmadı.

Bir gün dükkana geldim. Dükkanın önünde bir not. Ben Çumra’nın Kuzucu köyüne gidiyorum.

Köylüler gelir götürürlerdi. İki gün gelmediği olurdu.

Civar köylerin yol, su işi, köprü, cami ne işleri varsa, hepsine gitti babam.

1951 yılında Alaeddin Camii askeri malzeme doluydu. Caminin şadırvanı ve tuvaleti yoktu. İçinde sergi yoktu. Halısı, kilimi yoktu.

Caminin baştan ayağa tamirini babam yaptı.

Alaeddin Caminin cami olarak açılmasında emeği çoktu.

img-3273.jpg

1958’E KADAR 13 YERDE İMAM HATİP AÇILMIŞTI

İmam Hatip Okulunun yeni binası 1955 yılında tamamlandı. İdmanyurdu’nun on odalı binasını öğrencilere yurt olarak açtık.

Binanın bir bölümünü de hafız yetiştirmek için kullanıldı. Hakkı Özçimi Hoca hem Bulgur Tekke’de, hemde bu binanın bir bölümünde hafız yetiştiriyordu.

Buraya daha sonraları Hafız Mektebi de dendi.

İmam Hatip Okulunun talebelerinin mezun olacağı yıllar yaklaştıkça çocuklar Yüksek Okula devam edebilmek için çırpınırlardı.

1958 Haziranında Konya İmam Hatip Okulu ilk mezunlarını verdi. Okul ilk mezunlarını verirken 1958 yılına kadar 13 yerde İmam Hatip Okulu açılmıştı.

Bu okulların açıldığı vilayetler şunlardı; Konya, Ankara, Kayseri, Adana, Afyon, Bursa, Tokat, Erzurum, Yozgat, İstanbul, Elazığ, Trabzon ve İzmir.

1958 yılının sonunda bu okulların derneklerinin hepsini Konya’ya davet ettik.

Dedik ki; Bu çocuklar mezun oldular. Hükümet nezdinde bunların gidecekleri bir Yüksek Okul açmak için müracaat edelim.

Hepsi çok memnun oldular. Biz dediler Konya’ya korkarak, çekinerek gelmiştik. Ama bizi sevindirdiniz dediler.

Konya’da vardığımız karara göre her yıl bir vilayette toplanalım diye kararlaştırdık. 1959 yılında İstanbul’da İlim Yayma Cemiyetinde toplanıldı.

23 Temmuz 1959 tarihinde Türkiye İlahiyat Tedrisatına Yardım eden Dernekler Federasyonu kuruldu.

Bu toplantıya Konya’dan iştirak eden heyetin içinde Ali Küçüksakal, Bekir Elam, Halil İbrahim Sayar, Süleyman Öztabak, Ahmet Akman ve Nuri Durukafa vardı.

Federasyon Başkanlığına Konya Mebusu, Avukat Abdurrahman Fahri Ağaoğlu getirildi.

Başkan Vekilliğine Afyon Mebusu Gazi Yiğitbaşı, Katibi Umumiliğe İbrahim Eken, Veznedarlığa Ali Küçüksakal, azalıklara; Kayseri Mebusu İbrahim Kirazoğlu ( Demokrat Partisi döneminde TBMM Başkanlığı da yapmıştı) Trabzon Mebusu Osman Turan, Doktor İsmail Niyazi Kurtulmuş, Fahri Dokuzeylül, Selahaddin Görbil, Ziya Uğurlu ve Zakir Güven getirilmişlerdi.

Azalardan Doktor İsmail Niyazi Kurtulmuş, dahiliye doktoruydu. Her Perşembe gelen bütün hastaları ücretsiz muayene derdi. Babası Numan Kurtulmuş askerdi.

HAS Parti kurulduğunda, İl binası yapmak üzere benim binamı istediler. Numan Kurtulmuş ismi dikkatimi çekti. Genel Başkanınız İsmail Niyazi Kurtulmuş’un nesi oluyor diye sorduğumda, oğlu olduğunu ve asker olan dedesinin adını taşıdığını öğrendim.

img-3276.jpg

O AHMET ER SEN MİSİN?

27 Mayıs İhtilali olalı 5-6 ay olmuştu. İmam Hatip Okulu bahçesinde yer alan İdmanyurdu Spor Kulübünün binasını yurt yapmıştık.

Gece bir yerden geliyordum. Yurda bir uğrayayım dedim. İlahiyat Mezunlarından bir de Yurt Müdürü tayin etmiştik.

Ethem Ruhi Fığlalı.

Sonradan meşhur Prof. Ethem Ruhi Fığlalı oldu.

Saat on bir civarı. Yurda geldim ne göreyim. Bütün öğrenciler pijamalarıyla birlikte dışarıda. Ekim yahut Kasım ayı. Hava soğuk.

Bir adam masanın üzerine çıkmış konuşuyor, masanın etrafında Jandarma Subayları var.

Bu kim diye sordum.

Milli Birlik Komitesi Üyesi Ahmet Er dediler.

Ahmet Er konuşmasını bitirdi. Çocuklar yurda girdiler.

10 sene kadar geçmişti.

MHP’li Avukat Naci Yıldırım geldi. Alpaslan Türkeş seninle görüşmek istiyor dedi.

Buyursun dedim.

Biz 20-25 kişiyiz dedi.

Olsun dedim.

Meram’daki fakirhaneye geldiler. Alt salon geniş ve müsaitti.

Rahmetli Alpaslan Türkeş, herkes kendini tanıtsın dedi.

Herkes başladı kendini tanıtmaya…

Birisi ayağa kalktı, ben dedi Ahmet Er!...

Ahmet Er mi, dedim!...

Hani İmam Hatip Okulu yurduna gelip o soğukta, çocukları pijamalarıyla dışarı çıkarıp, masa üzerinde konuşan Ahmet Er misin?

Çok özür dilerim dedi. Ben o günkü Ahmet Er değilim.

O gün neler söyledim, neler partalladık bilemiyorum. (Erol Sunat)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.