'İsrail askerlerinin önündeki ilk hedef gazeteciler'

'İsrail askerlerinin önündeki ilk hedef gazeteciler'
Açlık grevindeki Filistinli tutuklu gazeteci Kıyk'ın eşi Fayha:- "Eşimin başına gelenler İsrail işgali altında gazetecilik yapmanın ne kadar zor ve tehlikeli olduğunu gösteriyor. Tüm gazeteciler işgalin zincirleri altında ve askerlerin silahlarının önünde

RAMALLAH (AA) - TURGUT ALP BOYRAZ - İsrail'in yargılamadan kendisini hapse atmasını protesto etmek için üç aydır açlık grevini sürdüren Filistinli gazeteci Muhammed el-Kıyk'ın eşi Fayha, "İsrail'in Filistin'de yaşananları gizlemek için gazetecileri hedef aldığını" söyledi.

Batı Şeria'nın Ramallah kentindeki eşinin erkek kardeşi Hammad el-Kıyk'ın evinde AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Fayha, "Eşimin başına gelenler İsrail işgali altında gazetecilik yapmanın ne kadar zor ve tehlikeli olduğunu gösteriyor. Tüm gazeteciler işgalin zincirleri altında ve askerlerin silahlarının önündeki ilk hedef konumunda. Çünkü İsrailliler burada yaşananların doğru şekilde dünyaya yansımasını istemiyor. İsrail'in çok insancıl ve özgürlükçü bir devlet olduğunun düşünülmesini istiyorlar. Gerçeğin yansıtılmasına ise tahammülleri yok" dedi.

İslam (4) ve Loura (1) isimli iki çocuk annesi olan ve kocası gibi gazetecilik yapan Fayha, İsrail'in aileden kimsenin eşini ziyaret etmesine izin vermediğini, "bunun tehlikeli olacağını" iddia ettiğini belirtti.

- "En son elleri kelepçeli ve gözleri bağlı götürülürken gördüm" -

"Muhammed'i benim, bir buçuk ve dört yaşındaki çocuklarımın ve 67 yaşındaki babasının bile ziyaret etmesine izin vermiyorlar" diyen Fayha, eşini en son gördüğü tarih olan 21 kasım gecesi yaşananları şöyle anlattı:

"Eşimi en son 21 kasım gecesi gözaltına alınırken gördüm. Muahmmed beni gece saat üçte uyandırdı ve askerlerin kapıyı tekmelediğini söyledi. Hemen kalkıp üzerimi giyindim. Muhammed askerlere kapıyı açacağını söyledi ama onu beklemediler. Silahları ile kapının camlarını kırdılar ve bir patlama duyduk. Kapıyı bu şekilde kırıp eve girdiler ve arama yaptılar. Eşimin bilgisayarı, telefonu ve benim telefonuma el koydular.Sonra eşimi alıp evden çıktılar. Camdan baktığımda Muhammed’in ellerini kelepçeleyip gözünü bağladıklarını ve askeri bir araca bindirdiklerini gördüm. Onu son görüşüm bu şekildeydi."

Eşinin başına gelenlerin hemen her gece 20'den fazla Filistinlinin başına geldiğini belirten Fayha, askerlere karşı koymaları durumunda vurulacaklarını bildiklerini söyledi.

- "Açlık grevinden başka çaresi yoktu" -

Muhammed'in tutuklanmasından 20 gün sonra avukatlarından onun sorgu esnasında işkence gördüğünü öğrendiklerini söyleyen Fayha, "Elleri ve ayaklarının oturtulduğu küçük bir sandalyeye bağlandığını öğrendik. Yüzüne de siyah bir maske geçirmişler. Günlük 18 saatten fazla bu şekilde bekletildiğini söyledi avukatlar" dedi.

Eşini sorgulayan İsrailli dedektiflerin “Medya yoluyla kışkırtmada bulunduğu yönünde itirafta bulunmasını" istediklerini, aksi halde ona "tecavüz edecekleri tehdidinde bulunduklarını" ifade eden Fayha, "Onu çocuklarını bir daha görememek ve yedi yıl boyunca idari tutukluluk adı altında hapiste kalmakla tehdit ettiler. Eğer eşim 'medya yoluyla kışkırtmada bulunduğu' yönündeki suçlamayı kabul etseydi yargılayıp hapse atacaklardı. Bunu kabul etmezse de idari tutukluluk adı altında yargılamadan yine hapiste tutacaklardı. Her türlü hapisten çıkamayacaktı. Eşim bu durumdan kurtulmak için açlık grevinden başka bir çare bulamadı" diye konuştu.

- "Eşimin serbest kalacağına inanıyorum" -

İsrail'in "uluslararası arenadaki imajı ve Filistinlilerin tepkisinden çekinerek eşini serbest bırakmak zorunda kalacağına" inandığını söyleyen Fayha, "Bizler her zaman ümitliyiz. Umut ve sabır olmadan bu koşullarda yaşamamız mümkün değil. İsrail’in eşimi serbest bırakacağından ümitliyim. Muhammed için yapılan her gösteri, her etkinlik, çağrı İsrail tarafına baskı yapacaktır. Bu baskının devam etmesi çok önemli" şeklinde konuştu.

İsrail’e yönelik sivil toplumdan ve Filistin yönetiminden yapılan baskılardan memnun olduğunu ancak artık bunun sonucunu görmek istediğini belirten Fayha, şöyle devam etti:

"Filistin yönetimi İsrail’e baskı yapacağına yönelik bize birçok kez söz verdi. Bu sözlerin üzerinden aylar geçti ancak eşim hala tutuklu ve açlık grevinde. Artık sadece verilen sözleri duymak değil, yapılan bu baskıların sonuçlarını görmek istiyorum. Filistin tarafının Muhammed’in mücadelesinin uluslararası arenada duyulması için elinden geleni yaptığını kabul ediyorum. Ancak şimdi Muhammed’in serbest bırakılma zamanı. Eşim tam 92 gündür açlık grevinde."

Fayha, "Muhammed serbest bırakırlarsa tabiki hayatımdaki en mutlu anı yaşayacağım. Muhammed’in açlık grevine son verebileceği bir anlaşma olmasını bekliyoruz" dedi.

- "Ya özgür yaşamak ya onurlu ölmek istiyoruz" -

Avukatlardan İsrail tarafının şimdiye kadar her türlü anlaşmayı reddettiğini ve görüşmelerin çıkmaza girdiğini öğrendiğini aktaran acılı eş Fayha, "Muhammed’in sağlık durumunun nasıl olduğu konusunda detaylı bilgiye sahip değiliz. Belki vücüdundaki bazı organlar iflas etti. Bir hafta önce göğsünde şiddetli bir ağrı oluştuğunu biliyoruz. Sancılar içerisinde kıvrandığı görüntüsü basına yansıdı. Acı içerisinde çığlıklar attığını gördük. Onu bu şekilde görmek çok acı verici ancak mücadeleyi bırakmaması, devam etmesi yönünde onu destekliyorum. Muhammed bu şekilde İsrail’e ve dünyaya şu mesajı veriyor: Bizler Filistinliler olarak ya özgürce yaşamayı ya da onurlu bir şekilde ölmeyi istiyoruz" dedi.

Fayha, "Eğer çocuklarımın babası özgürce yaşayamayacaksa, eğer gece saat üçte işgal askerleri evininin kapısını kırıp onu çocuklarının gözü önünde alıp götürebilecekse bu hayatı sürdürmenin ne anla mı var?" diye sordu.

Eşinin sadece işini yapan bir gazeteci olduğunu ve şimdi yargısız infaza tabi tutularak hapse atıldığını ifade eden Fayha, "Bizler ölümü ve açlığı değil yaşamayı seviyoruz ancak tutsak olarak değil. Özgürce yaşamayı istiyoruz" dedi.

Eşinin İsrail hastanesinde ilaç almayı veya açlık grevini sonlandırmayı reddettiğini hatırlatan Fayha, "Bizim de talebimiz eşimin bir Filistin hastanesine nakledilmesi. Bu şekilde hem onun sağlık durumu hakkında bilgi sahibi olabiliriz hem de doktorlar onu tedavi edebilir" dedi.

- "Eşim benim kadın olarak toplumun bir parçası olmamı destekledi" -

Eşinin tutuklanmasının hayatını tamamen değiştirdiğini ifade eden Fayha, açlık grevindeki Muhammed hakkında şunları anlattı:

"Ramallah’ta yaşarken evimi terk ederek Muhammed’in El Halil’deki babasının evine taşınmak zorunda kaldım. Muhammed’in yokluğu hayatımızda büyük boşluk oluşturdu. O benim için sadece bir koca değil, aynı zamanda bir arkadaştı da. Benim her şeyimdi. Ben de eşimle aynı mesleği paylaşıyorum. Gece geç saatlere kadar birlikte çalışıyorduk. Bana her konuda yardımcı oluyordu. Muhammed çok dindar birisiydi ama görmeye alıştığımız doğulu erkek imajından çok farklıydı. Beni işim noktasında hep destekledi. Onunla hayatı her alanda paylaşan biri olmamı istedi. Kadın olarak toplumun aktif bir parçası olmamı istedi. Gözaltına alınmadan bir gün önce beni mastır yapmam için ikna etti. Aynı zamanda çocuklarını çok seven bir baba. Özellikle de kızını."

- "Babamı askerler aldı" -

Oğlu İslam'ın (4) babasının gözaltına alındığını bildiğini söyleyen Fayad, "Çevresinden sürekli asker sözünü duyduğu için bu kelimeyi çok iyi biliyor. Askerlerin kötü olduğunu ve babasını tutukladığını söylüyor. Baban nerde diye sorduğumda 'askerler aldı' diye cevap veriyor. Babamın geri gelmesini ve beni yine camiye, parka götürmesini istiyorum diyor. Küçük kızım da babasını biliyor. Evde onun resimlerini öpüyor ancak ne olduğunu anlayamayacak kadar küçük" dedi.

Fayha, eşinin sadece kendisini değil kendisi gibi yargılanmadan içeri atılan 700 Filistinli mahkumu da savunduğunu belirterek, "Bu çok zalimce bir uygulama. Yargılanmadan hayatlarını hapiste geçiren çok sayıda Filistinli var. Birkaç yıl hapse atıyorlar sonra birkaç ay bırakıp tekrar birkaç yıl hapse atıyorlar. Bu sadece hapis yatanları değili, aynı zamanda ailelerini ve tüm toplumu çok olumsuz etkiliyor. Bu şekilde içeri atılanlar arasında kadınlar ve on sekiz yaş altı çocuklar da var. Gazeteciler, öğretmenler birçok meslekten insan var. Muhammed bu duruma hayır dedi. Onun açlık grevinin bu zalimce uygulamayı sona erdireceğini ümit ediyorum" değerlendirmesinde bulundu.

İsrail askerlerince 21 Kasım'da Ramallah'taki evinde gözaltına alınan Muhammed el-Kıyk, İsrail'in idari tutukluluk kararı ve keyfi uygulamalarını protesto etmek için 4 gün sonra açlık grevine başlamıştı. İsrail makamları, aralık ayında, Suudi Arabistan'ın El-Mecd televizyonunda görev yapan Kıyk'ın "mesleği aracılığıyla şiddete teşvik etmek" suçlamasıyla 6 ay tutuklu kalmasına karar vermişti.

İsrail'in "idari tutukluluk" adını verdiği uygulamayla İsrail istihbaratının gizli güvenlik bilgilerine dayanarak Filistinliler 1 ile 6 ay arasında alıkonulabiliyor. Tutuklunun "İsrail güvenliği için tehlike teşkil ettiğine" karar verilmesi halinde ise askeri hakim, suç isnadında bile bulunmadan tutukluluk süresini 5 yıla kadar uzatabiliyor.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.