İtalya-Bari
Akdeniz’de güzel bir şehir: Bari. Yine yollardayım. Bu sefer de yolculuk İtalya’ya ancak bilinenin dışında bir şehre Bari’ye geçiyorum. İstanbul’dan uçakla önce Roma’ya oradan da Bari’ ye ancak hızlı trenle gidiyorum. Daha önceden görmediğim bir şehir olması bakımından heyecanım yüksek seviyede. Zira hakkında çok şey duyduğun ancak ülkemde hakkında çok az bilgi sahibi olunan bir Akdeniz şehri olması ile önem arzediyor.

Önce Bari hakkında kısa bilgiler verelim. Bari İtalya'nın güneydoğusunda Adriyatik Denizi kenarında bir liman kenti olarak yer alır. Puglia Bölgesinin ve aynı adlı Bari ilinin merkezidir. Bari belediyesi sınırları içinde 320 binden fazla, Bari Bölgesinde yaklaşık 1 milyon fazla kişi yaşamaktadır.

Güney İtalya'nın yarımadasında Napoli'den sonra ikinci büyük kenti olan Bari büyük bir bölgesel merkez ve özellikle Akdeniz'in doğusunda önemli bir ticaret kentidir. Yakın dönemde geleneksel sanayilere, gıda, kimya, dokuma ve makine sanayileri ekli. Eski kentin yer aldığı burun, eski ve yeni limanları ayırır. Arkada yer alan 19. yüzyıl kenti, dama tahtası biçiminde bir plana göre kurulmuştur.
Bari tarihi de diğer İtalya tarihine benzemez. Roma döneminde bir karayolları kavşağı olan Bari sırasıyla, Lombardların ve Bizanslıların eline geçmiş, 841 yılında Araplar tarafından fethedilmiş ve 871'e dek Abbasiler hâkimiyetinde kalmış, Orta Çağ'da, Haçlı seferlerinin başlangıç noktası olan zengin bir kentti. 1813'te Napolyon'un generallerinden Murat kente bugünkü ilk şeklini verdi.

Roma’dan çıkıyor, yaklaşık 500 km sürecek yolculuğumuz bir süre sonra zeytin ağaçları, meyve ve tarla tarımının yoğun olduğu bölgelerden, kıvrımlı dağların arasından geçip sahilde yer alan Bari de son buluyor. Yorucu bir seyahatten sonra ilk işimiz kalacağımız otele yerleşmek oluyor. Bilimsel bir konferans için gelmemize rağmen, bu tarihi şehri gezmek için zaman boşlukları buluyorum.

Alışılmışın ötesinde, Arnavutluk Başkenti Tiran ile karşı karşıya olan bir şehir, lüks apartmanları ve bakımlı yolları olmamasına rağmen iklimi ve sosyal yapısı, geleneksel hayat tarzı ile cezbedici bit şehir.
Kaldığımız otelin merkezde olması şehir içi seyahatimiz oldukça kolaylaştırıyor. Merkez olduğu gibi tarihi eserlerle dolu. Sahile doğru oldukça dar sokaklar arasından geçiyorum. Karşılıklı pencereleri olan bu eski binaların balkonlarından sarkan çamaşırlar oldukça dikkat çekici. Pencerelerden sarkan veya balkonlarda oturan İtalyan kadınlarının güçlü sesleri altında yol almak hayli keyifli oluyor.

Dar sokaklardan küçük bir meydana çıkıyorum. Burası daha bir başka mahalli kültürünü yansıtıyor. Meydanda birkaç masada üçer-beşer karşılıklı oturan kadınlardan bazıları hamur açıyor, diğerleri ellerinde bıçaklarla geleneksel makarnalarını yapıyorlar. Bu arada erkekler yapılan bu makarnaları ahşap siniler üzerinde kurutuyor. İşin en tuhaf tarafı da masada ne kadar kadın varsa hepsi birden yüksek ve kalın seslerle konuşuyor. Bir süre onları seyrediyor hatta izinle videoya alıyorum. Erkekler de şaka yapıp, İtalyan kadınlarının ne kadar güçlü olduklarını tartışıyoruz. Bu arada bir süre kurutulan makarnalar meydanda yer alan basit ama zevkli lokantalarda pişirilerek ikram ediliyor.

Bu meydandan ayrılıyor, sahili alabildiğine kucaklamış meşhur tarihi kalesine giriyorum. Castello Normanno-Svevo olarak da bilinir. 1132 civarında Norman kralı II. Roger tarafından inşa edilen bina, günümüzde sergiler için kullanılıyor. Roma’da ki iç kalenin benzeri olan sahilde ki Kalenin içi-dışı turistlerle dolu. Hayat burada çok da pahalı değil. Kale içi dar sokaklarla birbirine açılan bulmaca misali insanı oyalıyor ve de eğlendiriyor. Sokakların her köşesinde yer alan seyyar satıcılardan meyve-sebze, mendil-çorap, süs eşyası gibi hediyelikler var. Bu haliyle İstanbul Sirkeci sokaklarını hatırlatıyor.

Tarihi kiliseler, belediye binası, neo-klasik bölgesel idari binaları, yürüyüş ve eğlence yolları oldukça düzenli görülüyor. En dikkat çekeni Aziz Nikolaos Bazilikası olup genelinde geniş dini öneme sahip bir kilisedir. Bazilika, hem Katolikler hem de Ortodoks Hristiyanlar için önemli bir hac yeriymiş.

Şehir geceleri de oldukça eğlenceli bir şehir görünümünde. İklimin de müsait olduğu bu yerde yazlar gibi kış aylarının da aynı oranda eğlenceler olurmuş. Bu haliyle de bizim Akdeniz sahillerine benziyor. Tarihi mekânların önlerinde eğlenceler gece boyunca devam ediyor. Bu şehri bir defa da olsa hilal şeklinde ki yat limanı da dâhil çok yeri görmeye ve gezmeye değer bir yer olarak ziyaret edilebilir.


Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.