"Karapınar'ın sorunlarını çok iyi biliyorum"

40 yıldır bölgesinden bir milletvekili çıkarmaya hasret kalan Karapınar, umutlarını Feramuz Ertan’a bağladı. Karapınar’da ilklerin temsilcisi olan Feramuz Ertan, AK Parti’den milletvekili aday adayı oldu ve Karapınar ve bölgesi için neler yapılabileceğini anlattı. Ertan zorlu yaşam mücadelesi verenlerden. Küçük yaşta babasını kaybeden, sıfırdan başladığı bu mücadelede belli seviyelere gelmeyi başarabilen isimlerden. Feramuz Ertan’la hem bu mücadelesini hem de aday adaylığını konuştuk…

Yaşam sizin için hangi noktada zorlaştı?

Karapınar’ın yerlisiyiz ve çiftçi bir ailenin çocuğuyum. Babam çiftçilikle uğraşıyordu. Aynı zamanda  Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı’nda koruma başkanlığı yapıyordu. 49 yaşında vefat etti. Ben 7 yaşındaydım. 7 kardeşin en küçüğüydüm. Zorlu yaşam da başlamış oldu. Kelimeyle anlatılmaz. Yaşamanın zorluklarını ancak bizim gibi yaşayan bilir. Sırtınızı dayayacağınız, güveneceğiniz hiç kimse olmaması. Hani bir laf var ya gölgesi yeter diye. O gölgenin olmadığını düşünmesi bile zor.

Siz bu mücadeleye nereden başladınız?

Hayata atıldığımda 9, 10 yaşlarındaydım. Tarlalarımız vardı. Onlarla uğraşıyorduk. 14 yaşında fırın açarak ilk ticarete de atılmış oldum. Fırıncılığın f’sini bilmezdim. Bu arada da ortaokul, lise öğrenimi görüyordum. 10 yıl fırın işletmeciliği yaptım. Gece fırında çalışıyordum. Gündüz okuluma devam ediyordum. Mücadele elbette geçim derdine düşmekle başlıyordu. 9, 10 yaşlarında geçim derdini düşünmek en büyük mücadeleydi.

Aslında bu mücadelenin en zorlu tarafını anneniz çekmiş olmalı

Annem çok  zorluk yaşadı. Hesap kitap bilmezdi. 7 çocuğun sorumluluğunu taşıdı.  Biz neyi bilirsek o doğrulardı. Mesela ev aldığımı, araba aldığımı duyunca çok sevindi. Arabanın içine bindirirdim. Feramuz’un arabası diye okşardı. Ben ciddi bir rahatsızlık geçirmiştim. “Ameliyat olursan 5, 6 aydan fazla yaşamazsın” demişlerdi. Ameliyat olduğumu  duyunca çok üzüldü. Tansiyon yüksekliğinden kör oldu. Ben hep onun acısını hissettim. Hep yanımızdaydı. Son zamanlarında elden ayaktan düştü. Eşim kendi anne babasına nasıl bakarsa benim anneme de öyle baktı.

Ticari hayatınız nasıl devam etti?

23 yıl cep telefonu bayiliği yaptım. Şartlar bizi tarım üzerine alım satımına yönlendirdi. O alanda devam ettim. 2009 yılında kendi şirketim olan Ertanlar Tarım’ı kurarak kurumsallaştırdık. Artık çalışma alanımız belli olmuştu. Tarım hayvancılık. Zaten doğma büyüme toprakla haşır neşirdik. En iyi bildiğim alan aslında buydu.

Karapınar’da hep ilklerle anılıyorsunuz. Bu ilkler nelerdi?

Karapınar yeniliklere çok açık bir yer.  İnsanımız gelişmeleri takip eder ve uygular. Burada İlk  balyayı, paketlemeyi gerçekleştirdik. İlk yurtdışı ihracatını da burada gerçekleştirdik.  2012 yılının kışında Türkiye’de ilk saman ithalatını yaptık. Karapınar tarımında da 1986 yılında ilk dane mısırı yine biz ekerek Karapınar’a soktuk. Bu konuda öncü olmak gurur verici. Çünkü mısır neredeyse Karapınar çiftçisinin kurtarıcısı durumunda. Salçalık domatesi Karapınar’a ilk biz soktuk.

Milletvekili aday adayısınız. Siyasette yer alma fikri nasıl oluştu?

İlçemizin, Konya’nın Türkiye’nin gelişmesi adına ben de siyası platformda bir şeyler yapabilmek için milletvekili aday adayıyım. Uzun yıllar siyasetin içerisinde yer aldım. Benim de ülkem adına yapabilecek şeylerimin olduğuna inanıyorum. Karapınar bölgesinden 40 yıldır milletvekili çıkmadı. 1976–79 döneminde CHP milletvekili İsmet Büyükyaylacı, Karapınar’ın çıkardığı son milletvekili. Bunun açlığı var. Karapınar artık kabuğunu kırdı. Tarım ve hayvancılıkta söz sahibi. Güneş enerjisi, termik santral projeleriyle birlikte ekonomide daha da söz sahibi olacak. Ben de bu süreçte elimden geleni yapmak istiyorum. Ayrıca çeşitli projelerim de var. Bunları sunup takipçisi olacağıma inanıyorum.

Çok sayıda ziyaretler yapıyorsunuz. En çok neyle karşılaşıyorsunuz?

Biz ziyaretlerimizde her kesimden vatandaşla görüşüyoruz. Paralel yapıyla mücadele konusu karşımıza çok çıkıyor. Paralel yapı ile mücadele için ciddi anlamda geliri kim geri teper. Ben teptim. Bu mücadeleyi sadece devletten beklememek adına kendi çapımda yapabileceklerimi yapmaya çalıştım. Devletimiz güçlü ve yapılması gerekeni zaten yapıyor.

Bölgeniz için düşünceleriniz ne?

En büyük gereksinimimiz yatırımcıyı bölgemize çekmek. Kooperatifleşme çalışmaları da önceliğimiz olmalı. Yerli tohumdan tutun da  sütbank, danabank, güneş enerjisi,  sanayileşmede de tarım ve hayvancılığa bağlı yoğunlaşma için  biz de bir şeyler yapacağız. Bölgemizin yapısını, ihtiyaçlarını çok iyi biliyoruz. Yapılacak çok şey var.  Sosyal projelerimiz var. Uyuşturucunun her türüyle mücadele etmek adına çalışmalar yapmak istiyoruz. Bununla birlikte maneviyatın da güçlü olması gerekiyor.

Röportaj: Çiğdem Kurut