Kazancı çok, yapan yok!

Kazancı çok, yapan yok!
Maddi kazancı iyi olmasına rağmen, yaş ortalaması 54’lerde olan ‘arıcılık’, meslek statüsü kazandırılmasına karşın gençlerden yeterli ilgiyi görmüyor


Bilimsel olarak arıcılık florası 45 milyon kovana bakabilecek güçte olmasına rağmen sadece 8 buçuk milyon kovan arının olduğu Türkiye’de, kazancı iyi olmasına rağmen, genç nesil tarafından halen meslek olarak görülmeyen ‘arıcılık’a ilgi gösterilmiyor. Uzmanlara göre bunun temel nedeni önyargılar. Konya Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Adem Genç, “Çiftçilik, arıcılık, hayvancılık gibi işleri yapana kız vermek istemiyorlar. ‘Eşim asgari ücretle bir fabrikada çalışsın, ben de Konya’da kafam rahat oturayım’ diyen bir anlayış var. Bu işin Türkçe’si bu maalesef.” dedi.

‘ARICILIKTA YAŞ ORTALAMASI 54’

Normal mesleklerde yaş ortalamasının 20’li yaşlar olduğunu buna karşılık arıcılıkta yaş ortalamasının 54 olduğunu vurgulayan Adem Genç, “Sadece Konya’da da değil, Türkiye genelinde arıcılık hiçbir zaman birinci meslek haline getirilmemiş. Türkiye Arıcılar Birliği’nin girişimleri ile geçen sene arıcılığa meslek statüsü kazandırıldı. Arıcılık Kayıt Sistemi’nde kaydı bulunan arıcılara Ustalık Belgesi veriliyor. Bununla gençlerin de arıcılığa yönlenmesini sağlamak amaçlanıyor. Ama esas mesele bu değil esas mesele arıcılığı meslek edinmeyen bizim insanımızda. Diğer işlere bakın; çalışanından işçisine, patronuna 20 yaştan başlar. Ama arıcılıkta yaş ortalaması 54. işin enteresan tarafı ekonomik geliri olmadığı için değil. Çünkü arıcılık maddi kazanç konusunda çok iyi bir meslek” diye konuştu.

‘ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞSIN AMA ARICI OLMASIN’

Yaşadnılan çağda yaşam tarzlarının arıcılığa uymadığını dile getiren Başkan Genç, “Şu anda 20 yaş üstü gençlerimizin çoğu memur zihniyeti ile düşünüyor. Artık köylerde bile kız vermiyorlar. “Evlenecekse arıcılığı bıraksın şehirde ev tutsun” diyorlar. Bu çocuğun hayatı burada kurulmuş neden şehir hayatını teklif ediyoruz diye düşünmüyorlar. En trajik yanı “Asgari ücretle çalışsın ama arıcı olmasın” deniliyor. Şehirde de durum böyle. “Şehir yerinde yaşıyoruz ne arıcılığı” diye bu meslekten gençler uzaklaştırılıyor. Oysa düşünün 50 tane arı bir asgari ücretlinin maaşından çok daha fazla kazandırır. “Bakın bu paradan fazlası burada var” diye bağırmamıza rağmen kimse duymuyor. Benim tek üzüldüğüm nokta ülkemizdeki potansiyelin boşa gitmesi. Korkarım bizden sonraki nesilde arıcılık yok olacak” şeklinde konuştu.

‘PARA VERİLEREK GEZİLEN YERLERİ ARICI YIL BOYUNCA BEDAVA GEZİYOR’

“İnsanlar bir taraftan çok kazanmanın refah içinde yaşamanın yolunu ararken bir taraftan da rahatını bozmak istemiyor” diyen Genç, “Arıcılık gezen meslektir. Arılar gezer sen gezersin. Hal böyle olunca gençler yanaşmıyor. Ama bilmiyorlar ki onların tatilde para verip gezdiği dağ tepe doğada biz yıl boyu dolaşıyoruz. Ve bu aşırı keyifli bir şey. Tabi her işin zorluğu olduğu gibi arıcılığında var ama kazancın ve hayat standartların yüksek olunca onları göz ardı ediyorsun. Şehir hayatında asgari ücretle çalışıyorsun. Üstüne bir de onun sorunları, koşturmacası bitmiyor. Sabah 8’de servis bekliyorlar. Akşam trafiğinde tıkış tıkış geliyorlar. Bunu söyleyince bana kızıyorlar ama doğrusu bu” dedi.

‘GENÇ ÇİFTÇİ’YE BAŞVURU YÜZDE 1 BİLE OLMADI’

Arıcılığın tüm işinin doğayla olduğunu doğadan yeterli verim alınamazsa ne kadar beslenirse beslensin bir şey ifade etmeyeceğinin altını çizen Genç, “Ama arının en güzel yanı benden sürekli bir beklentisi olmuyor. Bugün ilgilenmek istemiyorsam ya da bir işim varsa arı normal hayatına devam edebiliyor. Bazen aynı bölgede olduğumuz arıcı arkadaşlarımızla bir çay koyup o günü kendimize ayırıyoruz. Oturuyoruz, sohbet ediyoruz. Ertesi gün kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bizde aylık kavramı yoktur. Arıya bakarsın, balını alırsın yılsonunda toplu paran eline geçer. Ama o para da sana bir yıl fazla fazla yeter. Arıcıların tatili kışındır. Arılar kışın 3 ay yatar biz de onlarla birlikte yatarız. Devlet özendirmek için biliyorsunuz ‘Genç Çiftçi’ projesi başlattı. Kırsal kalkınmaya destek verildi. Onların amacı yüzde 5 bile olsa başvuru olsa kırsala yönelimi bir şekilde artırmış olmaktı. Ama yüzde 1’i bile geçemediler. Bu durum gerçekten üzücü. Bizim gibi tarıma ve hayvancılığa elverişli bir ülkede bunların yok olmamalı” diye konuştu. (Gülşen Çopur)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.