Konya Aydınlar Ocağı’nda Atatürk-İnönü dostluğu anlatıldı: Son yıllarda zayıflamıştı
Konya Aydınlar Ocağı’nın düzenlediği Selçuklu Salı Sohbetlerinde bu hafta Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşerî Bilimler Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yakup Kaya Cumhuriyet Tarihinin elli yılında önemli etkileri olan ikinci Cumhurbaşkanı Mustafa İsmet İnönü’nün askeri ve siyasi kişiliğini anlattı. İl Halk Kütüphanesi Salonundaki Programın açılış konuşmasını yapan Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü İnönü’ye Malatya, Bitlis ve İzmirlilerin hemşeri olarak sahip çıktığını hatırlatarak, İnönü ailesinin geçmişi hakkında bilgiler verdi. “İnönü’nün çift kafalı olarak dünyaya gelen ilk ağabeyinin kıs zaman zarfında vefat ettiğini, bir diğer ağabeyinin de kambur olarak doğduğunu ve bu lakapla anıldığını kaydeden Güçlü, “İsmet İnönü önce asker kimliğiyle sonra da siyasetçi vasfıyla hem Osmanlı’nın son döneminde hem de Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren en önemli simalardan biri olmuştur” dedi.

Daha sonra kürsüye gelen Doç. Dr. Yakup Kaya, Mustafa İsmet İnönü’nün Milli Mücadele tarihinin en önemli simalarından biri olduğuna işaret ederek söze başladı ve “Türkiye, Osmanlı'nın devamında bir Cumhuriyet olmuştur. Ben yapıcı eleştirileri tercih ederim. İsmet İnönü jöntürk geleneğinden biridir. Batılı tarafta olan subay okulunu bitirmiştir. İnönü’nün Mustafa Kemal ile kader birliğinin nerden geldiğine de bakılması gerektiğini belirtti. Aralarında halef- selef ilişkileri olmuştur. Ama bu ilişkiler dümdüz bir çizgi gibi değil, inişler, çıkışlar vardır. Cumhuriyetin seçkinleri hem Osmanlı’nın çöküş dönemine hem yeni devletin oluşumuna tanıklık etmiş, oluşuma çaba harcamış bir nesildir. Bunlardan kimi oluşuma destek vermiş, gayret göstermiş kimi de muhalefet etmiş olsa da onlar bu dönemi yaşamış insanlardır” dedi.
Herkesin o dönemde bu coğrafyada yeniden var olma, hürriyet mücadelesi verdiğinin altını çizen Kaya, “O dönem herkesin ortak paydası vatandır, hürriyettir. İnönü’nün hayatında bilhassa 1907-1908 yılları çok önemlidir. Edirne’de staj yapmış ve İttihat ve Terakki’ye dâhil olmuştur. Özellikle Harbiye'de yetişen subaylar burada kader birliği etmiştir ama İttihat ve Terakki tek fraksiyonlu bir örgüt değildir. Kökeni Osmanlıcıdır fakat bünyesinde hem Türkçü, milliyetçi hem de İslâmcılar da vardır. Fakat gitgide Alman ekolüne sahip olanların hâkim olduğu bir örgüt haline gelmiştir. İkisinin arasındaki güven bu ideolojik birliktelikten geliyordu” tespitinde bulundu. İnönü’nün Balkan harplerinde ne kadar Yemen’de görev yaptığını hatırlatarak sözlerini sürdüren Kaya, “Batı klasik müziği ile de orada tanışmıştır. Zaten okul yıllarında Fransızca’ya merak sarmış ve öğrenmeye gayret etmiştir” şeklinde konuştu.

İnönü ile Mustafa Kemal’in yollarının Birinci Dünya harbinde kesiştiğini vurgulayan Kaya, “İkici olarak da Suriye-Filistin savaşında yolları birleşmiştir. İnönü orada 3. ve 20. Kolordu'da Kurmay Başkanıdır. Hatta Ali Fuat Cebesoy’da oradadır. Mondros Mütarekesinden sonra İsmet İnönü’ye etkin olmayan görevler verildi. 8 Ocak 1920'de Mustafa Kemal’in daveti üzerine Ankara'da görüştüler ve İstanbul’a döndü. Sonra, çağrıldığı için 20 Nisan’da tekrar Ankara'ya geldi ve bir daha İstanbul'a dönmedi. O güne kadar İstanbul hükümeti Mustafa Kemal gibi onu da kendilerine tabii kabul ediyordu ama sonra ikisi hakkında da gıyabi idam kararı verildi. 1921'de düzenli ordunun kurulmasında İsme İnönü’nün büyük payı oldu. Mudanya Konferansı'nda Türkiye’yi İsmet Paşa temsil etti ama harp Yunanlılarla yapılmış olmasına rağmen Yunan temsilci konferansa gelmeyip gemide bekledi, görüşmede İngiliz temsilci bulundu. Demek ki bu bir vekâlet savaşıydı” dedi.
Mustafa Kemal’in, bir tartışma sonunda, “İsmet Paşa istirahat etmeli” dediğini ve İnönü’nün istifa etmesiyle Celal Bayar’ın Başbakan olduğunu anlatan Kaya, “Bu durum İnönü’nün ağırına gitmişti ve kendine haksızlık yapıldığını düşünüyordu. Atatürk’ün hastalığı sırasında ziyaretine gitmek istemiş ama Ankara Emniyet Müdürü İsmet Paşa’yı (Sakın trenle İstanbul’a gitmeyin. Hakkınızda suikast planı var) diye uyarmış ve engellemiştir. Nitekim Atatürk, (İsmet Paşa’nın oğlu Ömer’in öğrenim masraflarının mirasından karşılanmasını vasiyet etmiştir. Bu vasiyet, Atatürk’ün İnönü’yü öldü bildiği şeklinde yorumlamak mümkün” diyerek konuşmasını sürdürdü.
İnönü’nün Cumhurbaşkanlığı ve sonraki siyasi hayatına dair bilgiler de veren Kaya konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “İsmet İnönü Ordu içinde tabanı olan bir Paşaydı. Atatürk öldüğünde ertesi gün Mecliste Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılırken farklı isimlere de teklifler götürüldü ama İsmet İnönü genel kabul gördü. CHP Kurultayı da Atatürk için Ebedi Şef, İnönü için Değişmez Milli Şef kararı aldı. İsmet İnönü Dış Politikada diplomasi usulünü önemsedi ve diplomatik önemli başarıları vardır. Tek korkusu ise Almanlarla Rusların arasında ezilmekti. Bu yüzden 2. Dünya Harbinde Denge Politikası güttü ve örnek bir diplomasi sergiledi. Kanaatine göre Türkiye ya harbe girip yok olacak ya da işgale uğrayacaktı ve başarılı bir diplomasiyle iki tehlikeyi de bertaraf etti.
Program sonunda Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü verdiği bilgiler için Doç. Dr. Yakup Kaya’ya teşekkür ederek kitap takdim etti.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.