KONYA CAMİLERİ - HOCA HASAN CAMİİ

KONYA CAMİLERİ - HOCA HASAN CAMİİ
Hoca Hasan Camii hakkında elimizde var olan yegâne bilgi, Konya Tarihi’nin yazarı İbrahim Hakkı Konyalının o günlerden bize aktardıklarından ibaret.

Hoca Hasan Camii hakkında elimizde var olan yegâne bilgi, Konya Tarihi’nin yazarı İbrahim Hakkı Konyalının o günlerden bize aktardıklarından ibaret.

Merhum İbrahim Hakkı Konyalı o günün Hoca Hasan Mescidi olarak bilinen camiyi kendi üslubu ile bakın nasıl anlatıyor;

Beyhekim Mahallesinde Alaeddinden Sadreddin-i Konevi’ye giden Meram şosesinin solunda (247) numaralı sokağın başındadır.

Mabed ve minaresi tamamen tuğla ile yapılmıştır. Tuğlaları asırlardan beri kar, don, yağmur ve fırtınaya bir mermer mukavemetiyle dayanmıştır. Selçuk devrinin boz renkli tuğlalarının; Konya taşlarının hepsinden daha ziyade dayanıklı olduğunu birçok örneklerinden öğreniyoruz.

hoca-hasan-cami.jpg

Mabed; Sırçalı, Başarabey, Zenburi, Beyhekim mescitleri tipindedir.

Minaresi son cemaat yerinin solundadır. Minarenin sağında iki kubbeli bir ravak vardı.

Bu kubbeler Sırçalı, Başarabey, Zenburi ve Beyhekim mescidlerinin revakları gibi yıkılmıştır. Minare gerek planı ve gerekse inşa tarzı itibariyle Selçuk sanatının en muvaffak eserlerinden biri olarak alınabilir. Minareye birer uçları kütleşmiş yıldız şeklinde bir plan tatbik edilmiştir. Minarenin alt kısmı taş, üstü tuğladır. Burada daha eski bir mimari eserin enkazından alınmış ve üstünde çift isvastika kabartması bulunan bir taş da kullanılmıştır.  Minarenin cadde üzerindeki yüzünde bir kitabe vardı. Bu kitabe vaktiyle düşmüş ve gaip olmuştur. Minarenin alt kısmı dört köşeden yıldız geçerken geniş bir sıra çini ile süslü idi. Şimdi bu çinilerin yalnız hazin izleri kalmıştır. Minare; mabedle mütenasip ve ahenkli olması için kalınca yapılmıştır. Şerefe altları konsul halinde erkek ve dişi istalaktilerle süslüdür. İstelaktit yapraklarında mor, mavi, koyu mavi renkli çiniler kullanılmıştır. Bu çiniler arasında sekizer şualı yıldız şekilleri vardır. Şerefeyi altın kuşak halinde saran çinilerin de izlerini açıkça görüyoruz.

img-1442.jpg

Minareden mabedin kubbesinde alttan bir kapı açılıyor. Minarenin külahından şerefe altına kadar batısı yıkıldığı için vaktiyle tamir edilmiştir. Tamir esnasında şerefe altının istelaktitleri gibi şerefe üstünün de süsleri yapılamamıştır. Minarenin şerefe kapısı doğu tarafına açılmaktadır. Hatuniye mescidinin minare kapısı da böyledir. Bundan şöyle bir mana çıkarmak isteyenler vardır :

Sur içindeki minareler aynı zamanda birer tarassut kulesi halinde kullanıldıkları için Selçuklular minare kapılarının kıble tarafına açılma teamülüne uymamışlardır.

Bu pek uzak bir ihtimal olmamakla beraber yalnız tarassut maksadından doğmadığına da işaret etmek isteriz. Bunda minarenin inşa tarzını ve son merdiven ayağının aldığı şeklin ve tamir zaruretlerinden doğan vaziyetlerin de hesaba katılmış olması lazımdır. Hoca Hasan minaresinin kapısı evvelce kıbleye doğru idi. Tamir esnasında yönü batıya çevrilmiş ve üstüne de ardıç hatıl konulmuştur.

Minarenin şerefeden üst kısmı dilimli ve oluklu bir halde yapılmış ve yer yer çinilerle süslenmişti.

Minarenin iki şerefeli olduğu hakkındaki rivayeti kabul edemeyiz. Kubbe alçak olduğu için iki şerefeli minare insicamı bozardı. Bu şaheseri yaratan mimarın selim zevki buna manidir. Dört köşesindeki kubbe kasnakları istelaktitsizdir. Kıble tarafına üç, sağ ve soluna da ikişerden dört pencere açılır. Kubbesinin üstünde çıkıntı halinde süsler vardır. Mihrabında çini yoktur.

 

img-1447.jpg

img-1451.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum