Konya Camileri - Nasuh Bey Camii

Konya Camileri -  Nasuh Bey Camii
Nasuh Bey camii, eski bir Dar-ül Huffaz. Hafızların yetiştirildiği bir mekan. Geçmişte Konya’nın ekosu dillere destan olan bir yapısıydı.

Şu anda cami olan yapı, 30'lu yıllarda belediyenin GAZ DEPOSU olarak kullanıldığı için halk arasında GAZHANE olarak bilinmektedir. Zafer Meydanındaki sokakta yer alan eser, Karamanoğlu hanedanından Nasuh Bey oğlu Pir Ahmed Bey tarafından yaptırılmıştır. Pir Ahmed Bey'in ana-baba bir kızkardeşi Hüsni Şah Hatun, Sultan II Bayezid'in karısıdır.

Caminin hiçbir yerinde kitabesi bulunmadığından yapım tarihi belli değildir Cami ve bahçesi son derece bakımlı ve görülmeye değer durumdadır.

Nasuh Bey camii, eski bir Dar-ül Huffaz. Hafızların yetiştirildiği bir mekan. Geçmişte Konya’nın ekosu dillere destan olan bir yapısıydı. Zafer meydanı civarında olması sebebiyle, sabah namazından yatsı namazına kadar açık bir cami. İki yüzün üzerinde gülü barındıran bahçesi, havuzu ve kütüphanesiyle gelenleri karşılıyor. Nasuh Bey Camii’nin o meşhur ekosu sağırlaşmış durumda, binanın mutlaka işinin ehli insanlar tarafından acilen gözden geçirilmesi gerekiyor.

Konya Tarihi yazarı merhum İbrahim Hakkı Konyalı ise; o günlerde mescit olarak bilinen ve gazhane olarak kullanılan yapı hakkında şu bilgileri vermektedir: 

Nasuhbey darülhuffaz’ını  ve mescidi’ni ihtiva eden mamure, Alaeddin tepesi’nin güney batısında Şekerfuruş mahallesinde Abdülmümin Mescidi’nin doğusundadır. Uzun yıllar burası belediyenin gaz deposu olarak kullanıldığı için halk arasında (gazhane) şeklinde şöhret bulmuştur.img-1486.jpgimg-1486.jpgimg-1486.jpg

Mamureden bu gün yalnız bir parça kalmıştır. Muntazam kesme taşla dört köşeli bir plan üzerine yapılan bina asil bir mimari eserdir.

Bir çok tadiller, tamirler ve tahripler görmüş olmasına rağmen asaletinden hiçbir şey kaybetmemiştir. Kapısı  gün batıya Abdülmümin Mescidi’ne doğru açılırdı. Kapısının  bir tak halinde olduğu ve önünde üç kubbeli bir revakın bulunduğu duvarlardaki kemer tırnaklarından anlaşılmaktadır.

Kapısının üstünde bulunacağını tahmin ettiğimiz kitabesi, istalaktitleri ve çinileri tamamen yıkılmış ve yok edilmiştir. Kapının iki tarafına geniş birer pencere açılır.Pencere kemerleri gödene taşı ile ve kırmızımtrak başka bir taşla örülmüştür.

Güney tarafına altta iki büyük, üstte iki küçük ve ortalarında bir yuvarlak penceresi, doğuya ve kuzeye altta ikişer ve üstte birer büyük penceresi vardır. Güneydeki alt pencerelerden soldaki sonradan kapı haline konulmuştur. Üstünde saçak izleri de görülür. Binayı tek sağır kubbe örter.

img-1500.jpg

Yine muazzam kesme taş ile yapılan sekiz köşeli kubbe kasnağının her yüzündeki yuvarlak birer pencereden içeriye ışık şelalesi boşalır. Pencereyi kırmızımtrak taşlar çerçeveler, kubbe eteğinde taştan çelen dolaşır. Bina kurtarılması ve iyi muhafaza edilmesi lazım gelen kıymetli bir abidedir. Önüne kerpiçten pis ve tufeyli binalar yapılmıştır.

Binanın hiçbir yerinde kitabesi bulunmadığı için yapıldığı tarihi bilemiyoruz. mimarı hakkında da şimdilik elimize bir vesika geçmemiştir. Mamurenin kendi vakfiyesini de elde edemedik.

img-1478-1.jpg

img-1478-1.jpg

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.