Konya Camileri - Sille Akcami

Konya Camileri - Sille Akcami
Sille Akcami, tarihi Sillenin, tarihi camilerinin başında geliyor. Silleye ziyaret için gelenlerin uğradığı, bilenlerin özellikle Ramazan ayında teravih kılmaya Konya’dan özel olarak geldiği bir cami.

Sille Akcami, tarihi Sillenin, tarihi camilerinin başında geliyor. Silleye ziyaret için gelenlerin uğradığı, bilenlerin özellikle Ramazan ayında teravih kılmaya Konya’dan özel olarak geldiği bir cami. Huzur veren mekanı, burada namaz kılanların o huzuru yakaladıklarını anlatmalarıyla daha da fazla anlam taşıyor. Sille’ye olan ilgi ve alakanın gün geçtikçe artmasının sebeplerinden bir tanesi de, hiç şüphesiz Ak Cami.

Cami 1280 yıllarında yapılmış. Mimarı bilinmiyor, kimin yaptırdığı da bilinmiyor. Caminin sahip olduğu ahşap yapı bakımsız bir durumdaydı.

Anıtlar kurulundan izin alındı, 2004 yılında pencerelerinin tamamını değiştirildi. Isı yalıtımlı pencereler kondu.

2007 yılında camiyi tamamen verniklendi.

Boyalı olan, Mihrap ve minber, aslına uygun bir şekilde yeniden boyandı.

 

Dönemin Ak Camii İmamı Adem Pomay kardeşimizin iki güzel hatırasını da yıllar sonra sizlerle paylaşalım; (E. Sunat)

SANKİ CENAZE DİRİLDİ ZANNETTİM

Eğribayat köyünde Göreve yeni başladığım zamanlardı.  On sekiz yaşında idim. Cemaatımızdan biri babasının vefat ettiğini ve salasını verip cenazeyi yıkamam gerektiğini söyledi.

Salayı verdikten sonra ilk defa cenaze yıkayacağım için çok heyecanlıydım.

Cenazeyi yıkamaya başladım.

Sırtına suyun iyi dökülmesi için yana doğru çevirdiğim sırada cenazenin kolu benim belime doğru dolanınca o kadar çok ürperdim ki anlatamam.

Sanki cenaze yeniden dirildi zannettim.

Ama Allah’a şükürler olsun öyle bir şey olmadı.

Yanımdaki kişiler hocam ne oldu cenaze yeniden dirildi mi zannettin dediler ve gülmeye başladılar.

Ben de onlara ürperdiğimi belli etmemek için elimden geleni yaptım.

Eve geldiğimde bekar olduğum için birkaç gün geceleri korktum ama daha sonra defalarca cenaze yıkadım ve hiç korkmadım. Bu olayı hiç unutamam.

MEĞERSE DİLİNİ ARI SOKMUŞ!

Yine ilk görev yerimde meydana geldi. Cemaatımızdan birisi babasının ölüm döşeğinde olduğunu, Yasin suresini okumamı istedi.

Ben de tamam deyip, onunla beraber babasının yanına gittik.

Ben Yasin suresini okudum.

Gerçekten de babası son anlarını yaşıyor  gibiydi.

Ertesi gün öğle vakti camiye giderken babasını evlerinin önünde sandalyede oturuyor gördüm.

Hemen yanına gittim.

Nasıl ayağa kalktığını sorduğum zaman bana dilini arı soktuğu için o hale geldiğini söyleyince gülmeye başladım.

Meğerse dilini arı sokmuş, ölüm döşeğinde değilmiş.

Birkaç sene daha yaşadı ve vefat etti.

Bu anımı da hiç unutamam.

Hatırladıkça hep gülerim.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.