Konya SAM ile yurt dışına açılıyor

Konya SAM ile yurt dışına açılıyor
KTO'nun yeni projesi Stratejik Araştırma Merkezi (SAM); Konya'dan dünyaya açılan pencere olacak. Ankara, İstanbul, Stockholm, Brüksel ve Washington gibi merkezlere ofis açılacak

PUSULA TV’de hafta içi her gün saat 11.00-12.00 arasında yayınlanan UĞURLU GÜNDEM’in konuğu Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk oldu. Karatay Şehir Parkı’nda yapılan canlı yayında deneyimli gazeteci Uğur Özteke’nin sorularına içtenlikle yanıt veren Öztürk, iş dünyası ve Konya ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

ANA ÇATI ALTINDA 6 FAALİYET

Konya Ticaret Odası olarak kendi içerisinde döngüsü olan projeler zinciri geliştirdiklerini ifade eden Öztürk, “Ticaret Odası ana çatısı altında KTO Karatay Üniversitesi, Eğitim ve Sağlık Vakfı, Fuar ve Ticaret Merkezi, Mesleki Eğitim Merkezi, Dış Ticaret Merkezi ve son olarak da Stratejik Araştırma Merkezi çalışmalarımız var. KTO olarak fuar alanımızı büyüttük ve Türkiye’nin 4. büyük fuar alanı haline geldi. Biz bir kurum kuruyoruz ve bu kurum kendi ayakları üstünde duruncaya kadar destekliyoruz. O kurum kendi ayakları üzerinde durmaya başlayıp döngüsünü sağlayınca bir başka projeye geçiyoruz. Şu anda öncelikli desteklenmesi gereken Mesleki Eğitim Merkezi. Çünkü üniversite, vakıf ve fuar merkezi kendi kendini destekliyor. 6 tane kurumu olan ve her kurumu kendi ayağının üzerinde duran ama bir çatı tarafından yürütülen bir sisteme sahibiz” dedi.

ktokuuuu.jpg

HEDEF İLK 500 ARASINA GİRMEK

KTO Karatay Üniversitesi’nin yeni öğrencilerle 8 bin 500 öğrenci kapasitesine ulaşacağının da altını çizen Başkan Öztürk, “KTO Karatay Üniversitesi ile eğitim hayatına katkı sunuyoruz. Bu yıl 8 bin 500 öğrenciye ulaşacağız. 50’si profesör olmak üzere 300 akademisyen ve 300 kadar da çalışanımız var. 3 yıl önce 180 üniversite içerisinde 165. sıradaydık ve bu yıl URAP tarafından yapılan değerlendirmede Türkiye genelinde 85. sıraya, vakıf üniversiteleri arasında 24. sıraya ve dünya genelinde ise 4 bin 533. sıraya yükseldik. Hedefimiz ilk 50 üniversite arasına girmek ve özel üniversiteler içerisinde de ilk 10’a adımızı yazdırmak. Ulaşılabilir hedefler çerçevesinde dünyanın ilk 500 üniversitesi arasına girmek gibi hedeflerimiz de var. İlk bine girene ekstra burs vermekteyiz. Türkiye’de ilk 10 bine giren ve Konya dışından gelen öğrencilerimize de ücretsiz yurt imkanı sunuyoruz. Yine ilk bine giren öğrenciye tek kişilik oda imkanı veriyoruz. Yurt hizmetlerini vakıf üzerinden yapıyoruz. Gayemiz beyinleri buraya getirmek” diye konuştu.

kto-mesleki-egitim-merkezi-ve-yurt-binasi.jpg

MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ İÇİN GERİ SAYIM

Sırada Mesleki Eğitim Merkezi Projesi olduğunu ifade eden KTO Başkanı ve KTO Karatay Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Selçuk Öztürk, “Üniversite eğitimlerimiz lisans ve yüksek lisans olarak beyaz yakalılarla ilgiliyken mavi yakalılar dediğimiz meslek liselerine yönelik ise Mesleki Eğitim Merkezi projemiz var. Mesleki eğitim alan öğrenciler yeterince pratik yapma imkânı bulamamaktalar. Mesleki eğitimle ilgili her konuda özel sektör olarak bizlere de büyük bir görev ve sorumluluk düşmekte. Oda olarak özel sektörümüzün taleplerini dikkate alacak bir modelde Mesleki Eğitim Merkezi Projemizi hayata geçiriyoruz. Mesleki Eğitim Merkezi aynı zamanda üniversiteye önümüzdeki yıllarda kurulacak teknik meslek yüksek okulunun altyapısı olacak. Çevre düzenlemelerini yapıyoruz ve tahmin ediyorum ki 5-6 ay içerisinde bu merkez tamamlanacak. Türkiye’nin en modern Mesleki Eğitim Merkezi olacak. Burada sanayiye, ticarete ara eleman yetiştirilecek. Bunun yanı sıra biten meslekler var. Mesleğine en yatkın mesleği seçip gerekli eğitimlerin sağlanması ve yeni mesleğe adapte olması noktasında destek sağlanacak” şeklinde konuştu.

İKİ YENİ PROJE DE YOLDA

Bir başka yeni projeleri Dış Ticaret Merkezi ve Stratejik Araştırma Merkezi projelerini de anlatan Başkan Öztürk, “Mesleki Eğitim Merkezinin tamamlanmasının ardından Dış Ticaret Merkezi kurmak istiyoruz. İhracat ve ithalata yönelik her türlü aktivite ve bilginin olduğu, pazarlama imkanının olduğu, sözleşmelerin ve diğer tüm çalışmaların yapılacağı bir merkez olacak. Bunun ardından ise Anadolu çapında tek olacak Stratejik Araştırma Merkezi kurmak istiyoruz. Bu son proje olacak. Konya merkezli ama Ankara ve İstanbul başta olmak üzere Washington, Stockholm ve Brüksel gibi dünya çapında merkezlerde ofisi olan Stratejik bir merkez olacak. Bizim üniversitemizin mezunları, Konya Ticaret Odasında, KTO Eğitim Sağlık Vakfında veya üniversitede iş bulup çalışmaya başladılar. Bu bir ekosistemdir. Bizim önceliğimiz de bu sistemde yetişen kardeşlerimize öncelik vermek. Kendi ayakları üzerinde duran kurumlarıyla güçlü bir yapıyı kurup bizden sonra gelecek arkadaşların bu yapıyı daha ileri götürebileceği projeler zinciri kurmak amacındayız. Mevlana’nın pergel metaforu var. Bir ayağı sabit (Konya) olan bu metotla dünyaya açılmak ve bunları pazarlamak gayesindeyiz. Birkaç yıl içerisinde tüm projeler tamamlanacak inşallah” diye konuştu.

EN MODERN TIP FAKÜLTESİNİ KURDUK

KTO Karatay Üniversitesi bünyesinde kurulan Tıp Fakültesine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Başkan Öztürk, “Tıp Fakültesiyle ilgili ön izinlerimizi almıştık. Üniversiteyle ilgili kanun, yöneltmelik her şeyi okuyup olaya hakimiyet kurmaya alıştık. Gördük ki Tıp Fakültesi kurmak çok zor ama üstüne gidilebilirse yapılacak bir proje olduğunu gördük. Hastanemiz yok ama bugün biz Türkiye’nin en kaliteli en modern Tıp Fakültelerinden birisini kurduk. Çok ciddi ekonomik maliyetlerle en modern labarotuvarı hayata geçirdik” dedi.

whatsapp-image-2017-08-09-at-14.29.01.jpeg

KAPIMIZ DA GÖNLÜMÜZ DE AÇIK

KTO olarak üyelere yönelik hizmetleri de anlatan Başkan Öztürk, “Üyelerin ihtiyaçları doğrultusunda oda binasına farklı kurumların temsilciliklerini açıyoruz. İhtiyaçların doğrudan giderilmesi, zamandan tasarruf edilmesi amacıyla bu çalışmalar yapılıyor. Ama her şeyden önce kapımız da gönlümüzde ardına kadar açık. Fuar alanı yaptığımız da bazı arkadaşlar itiraz etmişti. Ama bu fuarlar sayesinde tüm sektörler avantajlı ve karlı çıkıyor. Sadece fuarların kurulumu 10 gün sürüyor. Bu da müthiş bir ekonomi oluşturuyor.

En çok da yerel firmalar kazanıyor. Bu fuar Konya’da değil de Ankara’da olsa gidip, ziyaret edip dönersiniz. Ama Konya’da olunca dışarıdan gelen konuklar size geliyor. Sizin kapınız çalınıyor. Fabrikanızı gösterme imkanı bulup, iş anlaşmaları sağlıyorsunuz.

Bir Tarım Fuarında 5 gün de 400 bin ziyaretçi alıyoruz. Mevlana Törenlerinde 10 günde 70-80 bin ziyaretçi geliyor. Bu da fuarın önemini ortaya koymakta” sözleriyle çalışmaların önemine vurgu yaptı.

0x0-direnis-karatay-filmi-2018de-vizyona-giriyor-1499358868547.jpg

TURİZME BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAK

Konya’nın ve ülke gündemine ışık tutan Direniş Karatay filmine de parantez açan Başkan Öztürk, “2 yıl önce tanıtım filmi çekmiştik. Orada tarihçi Selman Kayabaşı ile tanıştık. Karatay Medresesi’nin kökeninden geldiğimizi, Karatay Üniversitesi’nin ahiler tarafından kurulduğunu geniş kitlelere anlatabilme gerekliliğinin doğması üzerine bu proje doğdu. Sonuna gelen bu proje ile ilk Selçuklu filmini çekmiş oluyoruz. Yine Selçuklu filmlerinin çekilebileceği muhteşem bir plato ortaya çıkıyor. Ticaret Odası olarak üniversiteyi belli bir süre fonladık. Şuan için fonlama yok, Vakfı da fonlamıyoruz. Ticaret Odası fuar alanına da para vermiyor. Şuan için Mesleki Eğitim Merkezi’ne yatırım yapıyoruz. Belli bir süre sonra buraya da fon vermeyeceğiz. Yine filme de kaynak aktarıyoruz ama bir süre sonra bu plato ücretli girişlerle maliyeti karşılayacak. Filmde giyilen tüm eşyalar, kullanılan savaş malzemeleri sergilenecek. Ziyaretçilerden alınan gelir veya diğer film şirketlerinden gelecek kira bedelleri kâr amaçlı değil, oranın yaşatılıp yarınlara aktarılması içindir. O yol turizm aksıdır. Zaman içerisinde turistler de anayoldan içeri sokulup, plato ziyareti ve beraberinde kısa süreli konaklama olanağı sağlanacak” dedi.

UYANIK OLMAK VE ÇALIŞMAK ZORUNDAYIZ

Başkan Öztürk, son olarak ekonomiyi değerlendirerek sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’de ekonomi çok iyiye gidiyor dersek yanlış olur, kötü de gitmiyor. Şunu iyi anlamak lazım. Bulunduğumuz mevcut şartlar dahilinde iyiyiz. Ukrayna’da kriz, Rusya’da kriz, Irak’ta, Amerika’da Trump göreve geldi ne olduğu belirsiz, Kuzey Afrika’da “Arap Baharı” diye bir şey çıkarttılar. Kısaca her yerde sıkıntı var. Dünyanın geleceği çok sıkıntılı olacak. Biz de bu sıkıntıların içerisinde bir de kendi iç ihanetlerle uğraşıyoruz. Ama gelinen noktada “Elhamdülillah” diyoruz. Ekonomi dalgalı gidecektir. Bu 2017’de de bitmeyecek, 2018, 2019 belki 2020’ye kadar bu böyle gidecek. Dünya konjektüründeki dalgalanmalar sürdüğü müddetçe devam eder. Biz uyanık olmak ve negatif bir algıya düşmeden çalışmaya devam edip ülkeyi ayakta tutmak zorundayız. Bu yeni bir şey değil 2008-2009’da başlayan bir süreçtir. Bu dalgalanmalar bittiğinde Türkiye’nin önü tamamen açılacak. Biz benzer süreçleri daha önce de yaşadık. 1. Dünya Savaşı’nda 4,5 milyon kilometrekare topraktan 760 bin kilometrekare toprağa düştük. 300 milyon nüfustan 15 milyona indik. Onun da 5 milyonu coğrafyanın dışından geldi, içerideki 5 milyon da dışarı gitti. 2. Dünya Savaşı’nda toprak kaybetmedik ama aşırı derece içimize kapanıp etrafımıza duvarlar ördük. Bu duvarları da çok zor aştık. Şimdi dünya 3. defa böyle bir süreç yaşıyor. Biraz daha iyiye gidiyoruz ama süreç devam ediyor.”

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.