Konya’da yağışlar yüzde 16 azalacak

Konya’da yağışlar yüzde 16 azalacak
TBMM Küresel İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu kuraklık ve iklim değişikliği ile ilgili yürüttüğü çalışmalarda sona geldi.

TBMM Küresel İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu kuraklık ve iklim değişikliği ile ilgili yürüttüğü çalışmalarda sona geldi. Hazırlanan raporda, sorunlar tespit edilerek çözüm önerileri sunuldu. Raporda Konya Kapalı Havzası’nda yağışların yüzde 16 azalacağına dikkat çekildi.

TBMM Küresel İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu başkanlığında yürüttüğü çalışmalarını tamamlayarak rapor hazırladı. Küresel iklim değişikliğinin etkilerinin en aza indirilmesi, kuraklıkla mücadele ve su kaynaklarının verimli kullanılması için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu'nun, 4 aylık çalışmanın ardından hazırladığı 729 sayfalık raporda, sorunlar tespit edilerek çözüm önerileri sunuldu.

BİTKİSEL ÜRETİMDE VERİM AZALMALARI YAŞANACAK

Rapora göre Türkiye’nin, büyük bir bölümü yarı-kurak ve kurak iklim kuşaklarında yer alıyor. Yeterli tedbirler alınmazsa belirli oranlarda kuraklığa bağlı tarımsal ekosistemin bozulabileceği ve gıda güvenliğinin tehlikeye girebileceği öngörülüyor. Yine bitkisel üretim konusunda yapılan verim çalışmalarına göre, 2050'de Türkiye'nin 7 coğrafi bölgesinde 5 temel üründe; buğdayda yüzde 7,58, mısırda yüzde 10, ayçiçeğinde yüzde 6,35, pamukta yüzde 2,19 gibi verim azalmaları yaşanacak. 2050-2080 arasında incir üretimi ise yüzde 9 ile 14 oranlarında azalacak.

TÜRKİYE ÇÖLLEŞME KONUSUNDA HASSAS

Çölleşmenin, dünya kara alanının yüzde 25'i olan 4 milyar hektar alanı, 168 ülkede 1,5 milyar nüfusu doğrudan tehdit ettiğinin vurgulandığı rapora göre, Türkiye coğrafi konumu itibarıyla söz konusu problemlerden en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer alıyor. İklimsel verilere göre, Iğdır Ovası, Konya Ovası ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi, kuraklık ve çölleşmeye en hassas bölgeler olarak öne çıkıyor. Çölleşmeye açık yarı kurak alanlara sahip risk bölgeleri ise Konya Ovası'ndan Doğu Akdeniz'e doğru bir yayılma gösteriyor.

KONYA KAPALI HAVZASINDA YAĞIŞLAR YÜZDE 16 ORANINDA AZALACAK

Raporda, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün, küresel iklim projeksiyonlarına da yer verildi. Buna göre, Türkiye genelinde ortalama sıcaklık 2021-2099 döneminde yıllık 1 ila 6 derece artacak. Yağışlar ise yüzyılın son periyodunda yurt genelinde azalacak. Azalışlar, ilkbaharda yüzde 20-50 aralığına, yaz mevsiminde ise yüzde 60'lara varacak. İklim değişikliği ile sellere yol açan şiddetli yağışlar artacak. Gelecekte Konya Kapalı Havzası’nda yağışların yüzde 16 oranında azalacağı beklenirken, yağıştaki bu azalma, akarsularda akışa geçecek su miktarlarını da 2015-2040 döneminde yüzde 41, 2041-2070 döneminde yüzde 46 ve 2071-2100 döneminde ise yüzde 55 oranlarında düşüreceği tahmin ediliyor.

AŞIRI SU TÜKETEN ÜRÜNLERİN EKİMİNDEN KAÇINILMALI

Buna göre önümüzdeki süreçlerde Konya Kapalı Havzası’nda sektörel su ihtiyaçlarının karşılanamayacağı öngörülüyor. Bu şartlarda Konya Kapalı Havzası’nda yer alan bütün göl ve sulak alanlarda tabii hayatın sürdürülebilmesi, ekosisteme yeniden hayatiyet kazandırılabilmesi ve dolayısıyla havzada yutak alanlar canlandırılarak karbon salınımlarının engellenebilmesi için öncelikle her alanda su kaynaklarının etkili ve verimli kullanımına gereken hassasiyetlerin gösterilmesi gerekiyor. Raporda su kullanımı konusunda şu önerilerde bulunuldu: “Havzada aşırı su tüketen şeker pancarı, mısır gibi ürünlerin ekiminden kaçınılmalı. Kuru tarım veya az su tüketen ürünlerin yetiştirilmesi teşvik edilmeli. Havzanın tamamında buharlaşmayı önlemek ve su tüketimini azaltmak maksadıyla damla sulama sistemlerine bir an evvel geçilmeli. Sulamada yeraltı sularının kullanımı terk edilmeli. Şehir atık suları ileri biyolojik arıtma teknolojileri kullanılarak arıtıldıktan sonra sulamada, peyzaj alanlarında, park-bahçelerde vb. alanlarda yeniden kullanıma sunulmalı. Bu havzada özellikle yeraltı sularının kullanımlarını azaltmak için Çiftlik Rezervuarları ve buharlaşma kayıplarını azaltmak için de Gece Rezervuarlı Sistem İşletmesi uygulamaları teşvik edilmeli ve desteklenmeli. Diğer taraftan şehir içme-kullanma suyu şebekelerinde kayıp-kaçak oranının azaltılması sağlanmalı. Arıtılmış sanayi atık suları, uygun olan diğer sanayi tesislerinde tekrar kullanıma sunulmalı. Bu ve benzeri tedbirlerle tasarruf edilecek sular, havzada sektörel ihtiyaçların karşılanmasında ve sulak alanların takviye edilmesinde kullanılabilecektir. Sulak alanları besleyen akarsular üzerinde inşa edilerek işletmeye alınan baraj ve göletlerin dip savaklarından da projelerinde öngörülen miktarlarda Ekolojik İhtiyaç Debisi’nin mansaba sürekli bırakılmasına özen gösterilmeli.”

SU KANUNUNA İHTİYAÇ VAR

Raporda, yasal ve kurumsal düzenleme gerektiren konular 96 ana başlık altında toplandı. Raporun son bölümünde ise elde edilen neticelere ve çözüm önerileri yer aldı. Buna göre, suların korunması ve yönetimine ilişkin genel esas ve usulleri ortaya koyan çerçeve nitelikte bir ‘Su Kanunu’na ihtiyaç duyulduğu belirtildi. Ayrıca iklim değişikliğiyle mücadelede kanuni düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu, bu kapsamda ‘İklim Değişikliği Kanunu’ çıkarılması gerektiği vurgulandı. Türkiye'de, biyolojik çeşitliliğin korunmasıyla ilgili bir kanunun bulunmadığı hatırlatılan raporda, bu kapsamda ‘Tabiatı Ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu’ çıkarılması talep edildi. Türkiye'de iklim değişikliği konusunda ilmi araştırmaların yetersiz olduğu vurgulanan raporda, Türkiye'nin şartlarına uygun iklim değişikliği modellerinin geliştirilmesi ve araştırmaların yapılması için Ulusal İklim Değişikliği Araştırma Merkezi'nin kurulması istendi. Ayrıca ülke genelinde "damla sulama seferberliği" başlatılması önerildi. Raporda fahri trafik müfettişliği gibi ‘Fahri Çevre Müfettişliği’ sistemi oluşturulması teklif edildi. Raporda, küçük ve orta ölçekli tarla sahiplerinin, sulama suyu ihtiyaçlarının karşılanması için "Çiftlik Rezervuarları" kurarak alternatif su kaynakları geliştirmeye yönlendirilmesi tavsiyesinde bulunuldu. Ayrıca, sürecin adil yönetilmesi için "Ulusal Adil Geçiş Mekanizması" kurulması teklifine yer verildi. (Gülşen Çopur)

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.