Hep duyarız, merak ederiz küllerinden doğan ülkeyi. Yani Japonya’yı. Konya’da bu merakımızı küçük de olsa giderebileceğiniz bir mekân var. 4 yıl önce hizmete giren park,
Konya’daki küçük Japonya


Konya ve Kyoto arasında kardeşlik ilişkilerinin geliştirilmesi amacıyla yapıldı. Aynı zamanda bu park Türkiye’deki en büyük Japon Parkı olma özelliğini taşıyor.

36 bin metrekarelik büyük bir alana sahip olan park, ziyaretçilerini kısa bir Japonya seyahatine çıkarıyor. Farklı mimarisi ve görselliğiyle ziyaretçilerin hoşça vakit geçirmelerini sağlıyor.

Parkta huzur bulmamak neredeyse olanaksız. Kulağınıza kısık seste gelen Japon ezgileri, kısa bir sürede olsa sizi Uzak Doğu’ya götürüyor. Parkta her ayrıntı düşünülmüş. Bildiğimiz gibi Japonya topraklarının yaklaşık yüzde sekseni dağlık. Bu dağlık olma özelliği parktaki engebelerle ortama yansıtılmış.

Zemini düz olan yerin az olması, tepelerin, havuzların ve kayaların olması sizi Japonya’da eğimli bir yolda yürüyormuş hissine kaptırıyor. Sıcaktan bunalan, stres atmak isteyenler için vazgeçilmez bir yer.

Kitap okumak için de gerçekten mükemmel bir yer. Kafeteryası da bulunan parkın, müdavimleri çok fazla. Sabah uyandığınızda temiz hava solumak, ailenizle kahvaltı yapmak, sohbet etmek için kaçırılmayacak bir tercih. Her an etrafınızda gelin damat görmek de mümkün.

Özellikle düğün sezonunun açıldığı şu günlerde fotoğrafçıların uğrak noktası durumunda. Okul döneminde ise mezuniyet fotoğrafı çekinmek isteyen öğrencilerde parktaki kartpostallık görüntüleri kaçırmıyor.

Park adeta Japonya doğasının minyatürü gibi. Parktaki tepe ve kayalar dağları temsilen, havuz ve göller denizlerle okyanusları temsilen yapılmış. Okyanus ortasında olarak bildiğimiz Japonya, gölün ortasında düzenlenen adalarla sembolize edilmiş.

Japonya’da en çok kullanılan ağaç türleri çamlar ve Japon akçaağaçlarıdır. Japonlar bitki seçiminde renkten ziyade, yeşilin tonlarını esas alıyor. Parkta da bunu görmek mümkün.

Ayrıca aranızda mutlaka Japon damak tadını merak edenleriniz vardır. Parkta yer alan restoranda Japon lezzetlerini bulmak mümkün. Hatta menüye göz attığınızda sushi bile olduğunu göreceksiniz.

Dört tarafı denizlerle çevrili olan Japonya’nın en önemli geçim kaynağının balıkçılık olması, yemek kültürlerine de yansımış. Bu durumu sushi sevmelerinden anlayabiliriz. Parkta kaya bahçesi, kuru bahçe, bambulu su oyunu, taş fener, su kuyusu, seyir terası, şelale, ahşap köprü, taş köprü, kayık ve iskele görmek mümkün.

Şırıl şırıl akan suların arasında ailenizle, sevdiklerinizle, arkadaşlarınızla doğanın o müthiş kokusunu hissederek harika bir gün geçirebilirsiniz. Etrafta renk renk uçuşan kelebekleri gördükçe keyfiniz yerine gelecek. Yeşilin her tonunu görmek ise yaşama sevincinizi arttıracak.


























































