Konya'nın 16. yüzyıldan kalma tarihi Hamamı
Mahkeme Hamamı; Şems Mahallesi’nde, Şerafeddin Camii’nin kuzeyinde olan, Ali Efendi Muallimhanesinin batısında, Şems-i Tebrizî Parkı’nın güneyinde, Sanayi-i Nefise Mektebinin doğusundaki kısım içinde bulunmakta. Yapının inşa tarihini belirten herhangi bir kaynak mevcut değil. Hamam, vakfiye ve şeriye sicillerindeki kaynağa göre, Karamanoğlu II. İbrahim Bey (827/1423-869/1464)’in Konya İmareti için vakfedilen yerler içerisinde zikredilmekte.Kaynaklara göre hamam: “Şerafeddin Camii kurbunda Yeni Hamam demekle maruf Çifte Hamam” şeklinde tanımlanmıştır. “Yeni Hamam” adıyla birlikte, Arapça söylenişi olan “Hamâm-ı Cedîd” şeklinde de zikredildiği duyulmuştur. Hamamın, Yeni Hamam adıyla çağrılması eski bir hamamın olduğunun delili kısmında yer almakta. Aynı hamam, Konya Mahkemesi binasına yakınlığından sebeple “Mahkeme Hamamı” olarak da isimlendirilmiştir. Günümüzde de halk içerisinde Mahkeme Hamamı olarak bilinmekte. Hamamın vaziyet planına bakılınca, kuzey-güney doğrultusunda çifte hamam olarak inşa edilmiş; doğu bölümü kadınlar, batı tarafı ise erkekler hamamı şeklinde de yapılmış. Sürekli bakım ve onarım çalışmaları nedeniyle ,yapının orijinal kısmından günümüze hemen hemen çok az kısmı gelmiştir. Mesela 1991 senesinde yapılan bakım ve onarım çalışmalarıyla, inşanın dış duvarları komple yapılırken, iç mekânlarda da aynı şekilde değişikliğe gidilmiş.

Erkekler Bölümü: Güney kısmındaki basık kemerli kapıdan hamamın soyunmalığına doğru girilir. Soyunmalık yapının etrafı sekilerle kaplanarak soyunma camekânları teşekkül ettirilmiştir. Giriş kısmının sağ/doğu kısmındaki ahşap merdivenle camekânların ikinci katına çıkılır. Ön tarafta balkon kısmında olan bulunan ikinci kat camekânları, soyunmalığın bütün duvarlarını boydan boya yer almakta. Soyunmalığın içerisinde, içten dilimli dıştan onikigen forma sahip olan ve mermer kısmından oluşan şadırvan bulunmakta. Şadırvanın içerisinde mermer fıskiyenin iç kısmı, on iki dilimli çanak kısmından olup birer atlamalı olarak tahliye delikleri yapılmıştır. Şadırvanın içerisindeki aydınlık fenerini dört ahşap sütun kaplamakta. Soyunmalığın doğu ve batı duvarları karşılıklı ikişer eyvan şeklinde düzenlenmiş; zemini de tamamen mermer malzeme ile kaplanmıştır. Soyunma bölümünün kuzey duvarındaki iki basamaklı merdivenle “aralık” ismi verilen mekâna inilir. Bu bölümün üstü kubbe ile kapatılmış; doğu duvarı ise eyvan şeklinde yapılmıştır. Aralık tarafının doğu kısmındaki basık kemerli taraftan, soğukluk tarafına girilir. Mekânın üst örtüsü on altı dilimli kubbe ile yapılmıştır. Kubbede bol miktarda ışık gözü bulunmakta. Soğukluğun kuzeybatı tarafında kapıdan sıcaklık bölümüne güney eyvanına girilir. Sıcaklık tarafı, dört eyvan ve dört köşe halvetinde bulunan plan şemasına sahiptir. Dört esas yöne hâkim taraftaki eyvanların içerisinde pahalanmış taraflardan dörtlü köşe halvetlerine girilir. Eyvan ölçüleri küçük nüanslarla birbirinden ayrı durmakta. Eyvanların içinde tekli kurna yer almakta. Eyvanların açıldığı orta mekâna sekizgen göbek taşı bulunur. Göbek taşının olduğu orta kısmın üzeri üçgen bingilerle geçilen yirmi dilimli kubbe ile çevrilmiştir. Kubbenin üstündeki ışıklığın yanı sıra kubbe üzerine açılan ışık gözleri ile iç yapıya ışık yapılmış. Eyvanların orta mekâna bakan tarafları kemerler görülürken, arkada olan kısımları yıldız şeklinde tasarlanmış tonozlarla kaplanmıştır. Köşe halvetlerinde kurnalar olur. Halvetlerden kuzeybatı köşedekinin üstü dilimli kubbe ile kapatılmışken, diğer halvetlerin üzeri sade kubbe ile kapatılmış. Halvetlerin kubbelerinde tepe ışıklıkları ilgi çekici durumda yer almakta.
Kadınlar Bölümü: Kadınlar bulunduğu tarafta soyunmalığın doğu tarafındaki kapısından girilir. İç mekânın etrafı sekilerle çevrili bir hal kapsamıştır. Mekânın içerisinde on sekiz dilimli mermer şadırvan koyulmuş. Soyunmalığın üst örtüsü dört ahşap sütunun desteklediği düz tavan şeklinde kaplı olup, ortasında aydınlık feneri yerleştirilmiş. Soğukluk yapının üzeri kubbe ile kaplanmış. Kubbenin üzerindeki ışık gözlerinden süzülen ışık sayesinde iç mekân ışıklanmakta ve adeta parlamakta. Soğukluğun kuzeybatı çevresinde kapıdan sıcaklık mekânına ulaşılır. Sıcaklık tarafı dört eyvanlı ve dört köşe bölümünden oluşan plan şeması sergiler. Eyvanların olduğu orta mekân, yapının merkezini teşkil etmekte. Bu merkeze sekizgen formlu göbek taşı koyulmuş. Göbek taşının olduğu orta mekân kubbe ile kaplanmış. Eyvanların ölçüleri farklılıklar halindedir. Eyvanların üzeri tonozla örtülü olup, orta mekâna bakan kısımları kemerlerle taşınmakta. Birbirinden farklı ölçülerdeki olan halvetlerin üzeri kubbe ile kapatılmıştır. Kubbelerin tepe kısımları ışıklıklara açılmıştır. Erkekler ve kadınlar bölümlerinin kuzey duvarı boyunca uzanan bir su deposu ile külhan kısmı yer almakta.
Konya'nın Tarihi Mahkeme Hamamı'nın Tamir Tarihçesi
Konya'nın merkezinde bulunan tarihi Mahkeme Hamamı, 15. yüzyılda Karamanoğlu II. İbrahim Bey tarafından yaptırılmıştır. Hamam, S. Eyice'nin sıcaklık ve halvet mekânlarını esas almak üzere ortaya koyduğu tipolojideki "Haçvari dört eyvanlı ve köşe hücreli tip" uygulamasının karakteristik örneği olarak kabul edilmekte.
Hamamın yapım tarihi belirgin olmasa da, şeriye sicilleri sayesinde hamamın tamiriyle ilgili destekleyici bilgi edinmek mümkün olmakta. Bu kayıtlara göre, hamam erkekler ve kadınlar kısımlarının belli aralıklarla tamir edilmiştir. Bu tamirler büyük oranda üst örtü sisteminde yoğunlaştığı müşahede edilmektedir. Ayrıca Kadınlar bölümünü çeviren ihata duvarının yenilendiği anlaşılıyor.
Şeriye sicillerinde, tamirlerle ilgili bilgilerle birlikte kullanılan malzemeler hakkında da veri edinmek mümkün olabilmektedir. Buna göre; taş, tuğla, kerpiç, kum, kireç, kıl (sıva içinde), bezir yağı (sıva içinde), horasani, künk, ağaç, kamış, cam malzemeler ihtiyaç listesinde yer almış.
Yine şeriye sicilleri sayesinde hamamlardaki tüteklik sisteminin zaman zaman bakımının yapıldığı içindeki is ve kurumların temizlendiği öğrenilmektedir. Aynı belgelerde, hamamın tüteklik sisteminin başlangıcını teşkil eden külhanının devir taşlarının tamir edildiği ifade edilmektedir. Hamam külhanındaki suyun ısıtılmasında odun kullanıldığını kayıtlardan öğrenmekteyiz. Odunun seçiminde daha çok kalori sağlayan meşe türünün tercih edildiği görülmekte.
Şeriye sicillerinden, hamamın su yolundaki künklerin nasıl temizlendiğine dair bilgi edinme imkânı da bulunmuştur. "Kebîr Havzanası'ndan Vefâ Havzanası'na değin tob çektirmeğe..." ifadesi sayesinde künklerin içlerine top salınarak temizlendiğini öğrenmek mümkün olmakta.
Suyun hamama nasıl getirildiğinin yanı sıra, hamamın atık suyunun nasıl tahliye edildiği sorusu da cevabını bulmuştur. 1103/1691 tarihli şeriye sicilinde yer alan: "hamâmdan kal'a divârına varınca çirkâb yolu tathîrine..." tanımlamasına göre, hamamın atık suyunun şehir kalesinin dışına, kanal vasıtasıyla boşaltıldığı görülmektedir.
Hamam konusunun dışında, Konya şehrinde tamir ve bakım gibi işlerle ilgili görev yapan bazı memur ve meslek mensuplarının varlığını ve isimlerini öğrenmiş durumdayız. Bu meslek gurupları arasında mimarbaşılık, bennalık, neccarlık, çeşmecilik gelmekte.
Yukarıda ele alınan belgelerle, Konya Mahkeme Hamamı'nın ne kadar sıklıkla tamir işlemine tabi tutulduğu görülmektedir. Sosyal içerikli yapıların belli aralıklarla tamir edildiği bilinen bir durumdur. Ancak, söz konusu yapının bu kadar sıklıkla tamire ihtiyaç duymasının birden çok sebebi olmalıdır. Mezkûr hamamın bir su mimarisi oluşu, onu hem iç hem de dış tesirlere karşı direnemez hâle getirmiş ve böylece tamirlerin sayısını ister istemez artırmıştır. Bu kadar sayıdaki tamir işleminin yazılı belgelere dökülmüş olması, mimarlık ve sanat tarihi açısından sevindirici bir durumdur.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.