Kur’an bir et parçası olan kalpleri dolduruyor

Kur’an bir et parçası olan kalpleri dolduruyor
Her gün bir hafızımıza yer verdiğimiz sayfamızda Hafız İbrahim Yiğit ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Kur’an’ın, ahlak, davranışlar ve konuşmalar başta olmak üzere her şeyi düzene soktuğunu ifade eden Hafız İbrahim Yiğit, “Kur’an gerçekten de bizim boş olan, bir et parçasından ibaret olan kalplerimizi dolduruyor, nakış nakış örüyor. Müslüman hayatının her alanında da Allah’ın kendisinden istediği konuşmayı ve davranmayı öğreniyor” dedi.

Arapçada korumak, ezberlemek manasındaki hıfz kökünden türemiş bir sıfat olan hâfız, Kur’ân-ı Kerim’i ezberleyen ve hafızasında koruyan kişidir. Peygamber Efendimiz (SAV)’in çeşitli hadislerinde kendilerinden güzel sözlerle bahsettiği hafızlar Ramazan ayı programları çerçevesinde gazetemize konuşarak hafızlığı anlatmaya devam ediyorlar. Her gün bir hafızımıza yer verdiğimiz sayfamızda Hafız İbrahim Yiğit ile yaptığımız söyleşi şu şekilde:

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Adım İbrahim Yiğit. 2001 Konya doğumluyum.

Kaç yaşında hafızlığa başladınız?

17 yaşında hafızlığa başladım. Bir müddet Arapça ile ilgilendim. Arapça öğrenmeye başladıktan sonra Kur’an-ı Kerim duyduğunuzda çok daha fazla hoşunuza gidiyor. Daha çok seviyorsunuz. Daha çok meşgul olmak istiyorsunuz. Arapça öğrenmek İslam ile alakalı ilimlerin kapısını size aralamış oluyor.

whatsapp-image-2022-04-15-at-17-09-00.jpeg

Hafızlık eğitimini nereden aldınız?

Sakine Hafızlık Evi’nde aldım. Şuanda da hafızlığımı sağlıyorum.

Ne kadar sürede hafızlığı tamamladınız?

1.5 yılda tamamladım.

Kur’an’ı ezberlerken nasıl bir yöntem uyguladınız?

Türk usulünde normalde her cüzün birer sayfası ezberlenerek hafızlık eğitimi alınır. Arapça da bildiğim için sure sure ezberledim. O yüzden sağlamam biraz zor oldu ama ezberlerken çok hızlı ezberledim.

Sizden farklı yöntem kullanarak hafızlık yapan arkadaşlarınız var mıydı?

Ben Suudi Arabistan, Suriye, Mısır’da uygulanan usulle ezber yaptım. Ancak Türkiye’de Osmanlı usulü dediğimiz her cüzün birer sayfasını ezberleyerek 30 cüz tamamlanır. Diğer arkadaşlarım bu şekilde ezberledi.

Neden hafız olmak istemeliyiz?

Biz gerçekten inandığımız bir inancın hayatımızın bütününe karışmasını istiyoruz. Ondan dolayı da kendi inancımızın kitabını, Allah’u Teala, insanlar bu kadar aciz canlılarken, dünyanın ve evrenin karşısında bu kadar küçük olmasına rağmen bizi adam hesabına katıp kendi bilgisini bizimle paylaşmış. Bizde o bilgiyi en güzel şekilde öğrenmek, yaşayabilmek için hafız oluyoruz. Bir şekilde ravi oluyoruz. Bir sonraki nesle aktarıyoruz. Kur’an böyle bir kitap. Tüm dünyada sadece 6 İncil hafızı var. 2 milyar Hristiyan var. Sadece 6 hafızları var. Bir tanesi de Suriye’liydi. Suriye olayları çıktıktan sonra o da Müslüman oldu. Ancak Müslümanlara baktığımız zaman biz kitabımızı okunuşu ve yazılışı ile birlikte hiç bozmadan bir sonraki nesle aktarıyoruz. İncil’in bu kadar bozulmasının sebebi hafızlarının olmaması ve bir sonraki nesle her zaman tahrif edilerek aktarılması. Ezberleyen bir kimse olmadığı için düzeltecek, hataları gösterecek kimse yok. Ancak Kur’an-ı Kerim’de bu söz konusu değil. Tüm dünya ortak bir karar alıp değiştirmek istese bile binlerce hafız var ve buna kimse cesaret etmek istemez. Cesaret etse de kimse başaramaz. Kitap ortadan kalksa bile zaten zihinlerimizde canlı bir şekilde duruyor.

Hafızlıkta başarının formülü nedir?

Hafızlık yalnızca kendisiyle ilgilenilmesini isteyen bir şey. Ondan dolayı eğer dış dünyadan biraz bağını koparıp, onunla meşgul olursanız çok hızlı bir şekilde yol alıyorsunuz. Ancak hem geziyim tozuyum hem oynayayım hem de hafızlık yapayım derseniz bu sefer hiçbirisi düzenli olmuyor.

Hafızlığın insan davranışlarındaki etkileri nelerdir?

Hafızlık en başta Peygamber Efendimiz için Hz. Aişe validemiz söylüyor: ‘Rasûlullah -Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ahlakı nasıldı diye sordukları zaman annemiz, ‘Onun ahlakı Kur’an’dı. Siz hiç Kur’an okumaz mısınız?’ diyor. Kur’an gerçekten de bizim boş olan, bir et parçasından ibaret olan kalplerimizi dolduruyor, nakış nakış örüyor. Ahlakımızı, davranışlarımızı, konuşmamızı her şeyimizi düzene sokuyor. Nasıl Kur’an okurken harfleri düzenli seçiyor, sadece orada olan kelimeyi kullanıyorsa bir Müslüman hayatının her alanında da Allah’ın kendisinden istediği konuşmayı ve davranmayı öğreniyor. Bundan dolayı da Kur’an ile meşgul olan bir kimsenin ahlak ve davranışları ona göre değişiyor ve güzelleşiyor. İnsan ister istemez kendine çeki düzen veriyor.

Hafızlar arasındaki nesil farkını nasıl görüyorsunuz?

Her nesil anne ve baba tarafından bilinçli yetiştirilirse ve yönlendirilirse gerçekten başarılı oluyor. Her gelen nesil bir sonrakinden daha iyi bir seviyeye ulaşıyor. Ancak ailesi, arkadaşları veya gitti Kur’an kursunda yeterli kadar donatılmazsa, hafız adayları içi boş bir hafız oluyor ki bu da hiçbirimizin istemediği, arzu etmediği bir hafızlık türü.

Daha iyi hafızlık için öneri veya teklifleriniz nelerdir?

Bu kitap herhangi bir insan veya canlının yazmış ve söylemiş olduğu bir kitap değil. En başta hafız adayına bunu öğretmek, bunun onun bütün benliğine kabul ettirmek gerekiyor. Değiştirilebilir rasyonel yada pozitifiz bir felsefe ile oluşturulmuş bir bilimsel veri de değil. Çünkü bu bilgiler bir süre değiştirilebilir, güncellenebilir. Ancak Kur’an-ı Kerim kıyametin son anına kadar bütün dünya insanlığının her gelen neslin ihtiyacını karşılayabilecek düzeyde ve hepsine hitap ediyor. Bunu eğer gerçekten hafız adayı anlayabilirse, aktarılabilirse bu çok güzel ve sağlam bir hafızlık yöntemi olacak. Bu idrak çok önemli.

Ramazan ayı sizin için ne ifade ediyor?

Ramazan ayı Kur’an-ı Kerim’in indiği ay. Abdullah bin Mesud’dan rivayetle, Peygamber Efendimiz, ‘İbrahim Aleyhisselam’a inen suhuflar Ramazan ayının ilk haftasında, Musa Aleyhisselam’a inen Tevrat Ramazan’ın 6’ncı gününde, İsa Aleyhisselam’a inen İncil, Ramazan ayının 13’üncü gününde ve Kur’an-ı Kerim de Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e Ramazan’ın 24’üncü gecesinden sonra yeryüzüne indirilmiş. Ramazan, Allah’ın bilgisini insanlarla paylaştığı, bu aciz canlı ile paylaştığı, vahi ile şereflendirdiği, izzetlendirdiği, güçlendirdiği, onurlandırdığı bir ay. O yüzden kendi kitabımız olan Kur’an-ı Kerim’in ayı. Bütün insanların bağışlanması, mağfireti ve nafile ibadetlerle Rabb’lerine daha yakın olmasını sağlayacak bu ay bizim için çok önemli. İçerisinde bulunduğumuz ay ve içerisinde yer alan Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlı. İnşallah hepimiz bu ayın önemini idrak ederiz. İnşallah bizde bu aydan mağfiret olmuş, hüsrana uğramamışlarla beraber tamamlayanlardan oluruz.

Konya’nın Ramazan gelenekleri ile ilgili fikirleriniz…

Küçüklüğümüzde vardı şuan yok ama Ramazan ayında Mevlana Meydanı’na, Şerafettin Meydanı’na çadırlar kurulurdu. Bu çadırlarda tiyatrolar oynatılırdı. Ramazan’la alakalı ilahiler söylenirdi. Hocalar gelirdi ve bu gerçekten de herkesin katılabileceği bir yerdi. Bizlerde iftar yapar yapmaz hemen oralara giderdik. Konya’da daha erken yaşta oruca başlatma gibi bir durum da vardı. Çok yaygındı. Küçüklere her oruç tuttuğu gün için hediye, şeker, çikolata verilirdi. Tuttuğumuz oruçları büyüklerimiz bizden satın alırdı. Annelerimiz oruç tuttuğumuz için o gün en sevdiğimiz yemekleri yapardı. Bunlar neredeyse maalesef bitme noktasına geldi. Bitmemeli. Bizler de küçüklerimize devam ettirmeliyiz.

( Mehmet Günnar )

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.