Kur’an ezberlemenin yaşı yok

Kur’an ezberlemenin yaşı yok
Her yaşta hafız olunabileceğini ifade eden Uşak Üniversitesi İslam İlimleri Fakültesi Kur’an-ı Kerim ve Kıraat İlmi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Cihat Çelik, " Yaşları 70’lere varan insanların hafız olduğunu gördüm" dedi.

Her yaşta hafız olunabileceğini ifade eden Uşak Üniversitesi İslam İlimleri Fakültesi Kur’an-ı Kerim ve Kıraat İlmi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Cihat Çelik, “Yaşları 70’lere varan insanların hafız olduğunu gördüm. Kur’an-ı Kerim’i ezberlemenin yaşı yoktur” dedi.

Ezberlemek, zihinde tutmak, muhafaza etmek, saklamak, korumak anlamındaki "h-f-z" kökünden türeyen hâfız, ezberleyen, zihninde tutan, saklayan, koruyan demektir. Peygamber Efendimiz (SAV)'den sonra kıyamette şefaat etme haklarının olduğu sahih hadislerle mevcut olan hafızlar Ramazan ayı programları çerçevesinde gazetemize konuşarak hafızlığı anlattılar. Her gün bir hafızımıza yer vereceğimiz sayfamızda Uşak Üniversitesi İslam İlimleri Fakültesi Kur’an-ı Kerim ve Kıraat İlmi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Cihat Çelik ile yaptığımız söyleşi şu şekilde:

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

1989 yılında Batmanda doğdum. Aslen Konyalıyım. 2003 yılında ortaokulu bitirdim. Daha sonrasında 3 yıl hafızlık yaptım. 2010 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne yerleştim. 1 yıl sonra Diyanet İşleri Başkanlığı’nda imam hatip olarak göreve başladım. 2014 yılında üniversiteden mezun olup 2017’de İzmir Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Yüksek lisansımı tamamladım. 2018 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı İzmir Dini Yüksek İhtisas Kursu’na başladım. 2020 yılında ise Uşak Üniversitesi İslam İlimleri Fakültesi’nde Kur’an-ı Kerim ve Kıraat İlmi Anabilim Dalı’nda öğretim görevlisi olarak görev yapıyorum. Evli ve 1 çocuk babasıyım.

Hafızlık eğitimini nereden aldınız?

Uluırmak Nuraniye Kur’an Kursu’nda 1 yıl kadar yüzün eğitim aldım. Daha sonrasında İstanbul Kadıköy’de Gözcü Baba Kur’an Kursu’nda da 1.5 yıl gibi bir sürede hafızlığımı tamamladım.

Kur’an’ı ezberlerken nasıl bir yöntem uyguladınız?

Klasik hafızlık metodunu uyguladım. Her cüzün son sayfasını ezberledim. 30 cüzün son sayfalarını ezberledikten sonra tekrar en başa dönerek son sayfadan bir önceki sayfa ile son sayfayı pekiştirerek ezberledik. Sayfaları da son ayetten başlayarak ilk ayete doğru ezber yaptık. Bu sisteme de örgü yöntemi deniliyor.

Sizden farklı yöntem kullanarak hafızlık yapan arkadaşlarınız var mıydı?

Ezberi kuvvetli olan, üstün zekalı öğrenciler vardı. Onlara ayrı programlar veriliyordu. O arkadaşlar günlük 5 sayfa ezber yapıyordu ve bizim 30 günde döndüğümüz devri onlar 6 günde dönüyordu. Kendi dönemimizde başka kurslarda Kur’an-ı Kerim’i mealiyle birlikte ezberlettirenlerde vardı. Benim pek tasvip ettiğim bir şey değil. Hafızlık yıllarca örgü sistemi ile yapılmış, bunun dışındaki bir sistem de bu zamana kadar pek de başarılı olamadı.

Neden hafız olmak istemeliyiz?

İslam kültürü ve ilimleri günümüze kadar ezberleyerek ve aktararak ulaştı. Kur’an-ı Kerim ilk vahi yoluyla inmeye başladığı andan itibaren sahabe efendilerimiz Kur’an’ı ezberleyerek muhafaza ediyorlardı. Hatta ezberlemek o kadar elzemdi ki ezberlemeyen sahabe çok azdı. Ezber o kadar fazlaydı ki kitaplaştırmayı çok sayıda hafızın şehit olduğu Yemame Savaşı’na kadar düşünmediler bile. Efendimiz Kur’an-ı Kerim’i ezberleyenleri birçok hadisinde övmüştür. Bir hocamız bize ‘Kur’an’ı ezberleyin. Çünkü Allah kendi kelamını taşıyan insanlara zulüm etmez’ diye öğüt verirdi.

Hafızlıkta başarının formülü nedir?

Birçok hafız bu sorunun cevabına sabır der ama ben istikrar derim. Hafızlıkta sabır önemlidir ama istikrar çok daha fazla önemlidir. Bir öğrenci bir sayfayı 10 dakikada ezberleyebilir. Başka bir öğrencide ise saatler sürebilir. Ama sonuç olarak ikisi de günün sonunda hocasına dersini verir. Bu iki öğrenciden hangisinin hafızlığı bitirdiğini ise istikrar belirler.

Hafızlığın insan davranışlarındaki etkileri nelerdir?

Etkiler her zaman olumlu yönde olmuştur. Hafız sürekli bir otokontrol halindedir. Diğer insanlardan farklı olarak yapacakları her harekette bir hafızlık otokontrolü oluyor. Birçok hafız içinden sürekli Kur’an-ı Kerim okur. Bu da sürekli onunla birlikte yaşadığın hissiyatını veriyor. Bu da güzel bir şey.

Hafızlık sürecini etkileyen faktörler nelerdir?

Günümüzde teknolojinin artması hafızlığı olumsuz etkiledi. Teknoloji ile birlikte beynimiz binlerce sosyal medya konularına, reklamlara, fotoğraflara maruz kalıyor. Bunlar Kur’an-ı Kerim ezberini beynimizde baskılıyor. Konsantre olmayı zorlaştırıyor.

Hafızlar arasında nesil farkını nasıl görüyorsunuz?

Eski nesil her zaman bir sonraki nesilden daha iyi oluyor. Bizden öncekilerde bizden daha iyiydi. Bunun birkaç sebebi var ama en önemlisi daha önceki hafızlarımız şimdikiler kadar teknolojiye maruz kalmadılar. Hafızlık yaşları bizlerden daha küçük olduğu için daha sağlam ezber yapıyorlardı. Küçük yaşlarda yapılan ezberler çok daha kuvvetli ve kalıcı oluyor. Konuya ilmi olarak bakacak olursak eski hafızların ezberleri ve hafızlıkları çok daha kuvvetli.

Sizin döneminizdeki hafızlık eğitimi ile şuan ki eğitim arasında ne gibi farklar görüyorsunuz?

Şuan ki hafızlık eğitimi veren hocalarımız pedagojik olarak çok daha ılımlılar. Öğrencilerin dertlerini dinlemek, onlara yardımcı olmak ve yönlendirmek konusunda çok daha iyiler. Diyanet İşleri Başkanlığı da bunu çok önemsiyor. Eski dönemlerde çok etkilenen hafızlık öğrencisi oldu. Bırakanlar, soğuyanlar oldu. Hafızlık eğitimi, günümüzde en çok ergenlik dönemine denk geliyor. Bu dönemde o çocuğun psikolojisine göre yaklaşılması gerekiyor.

Hafızlık eğitimi için en doğru yaş aralığı kaçtır?

En doğru hafızlık eğitimi ilkokul beşinci sınıftan sonra alınan eğitimdir. 10-12 yaşlarında alınan hafızlık eğitimi en sağlam eğitim. Her yaşta hafız olunabilir. Ben bunu tecrübe de ettim. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda çalışırken görevlendirme olarak cezaevinde manevi rehberlik yaptım. Cezaevinde hafızlık yapmak isteyip eğitimini alan birçok hafız var. Yaşları 40-60-70 olan bu insanlara önyargılı olarak yaklaşmıştım. Yapamayacaklarını düşünmüştüm. Ama yanıldım. Her gün çok rahat şekilde birkaç sayfa ezberlediklerini gördüm. Onun için Kur’an ezberlemenin bir yaşı yok. Kur’an bir yönü ile de kolay ezberlenmesi ve aklında kalmasıyla da mucizevi bir kitaptır. Benim söylediğimi birazcık İslami ilimlerle uğraşanlar anlayacaktır. Arapça farklı bir ibarenin ezberlenmesi çok zordur. Ama Kur’an-ı Kerim’in ezberlenmesinde zihin o kadar fazla zorlanmaz.

Daha iyi hafızlık için öneri veya teklifleriniz nelerdir?

Klasik yöntemden şaşılmamalı. Bu sistem yüzyıllardır kullanılıyor ve büyük bir başarı oranı var.

Hafızlık eğitimi aldığınız döneme ait hiç unutamadığınız bir anınız var mı?

Cezaevinde manevi rehberlik yaparken Kur’an okumayı öğrenmek isteyen mahkumlardan bir tanesi ilk defa alfabeleri öğrenecekti. İlk harfleri tanıttım. 2 gün sonra geldiğimde Kur’an-ı Kerim’i okumaya başladı. Sadece harfleri tanıttığım halde 2 günde Kur’an okuyordu. Şoka uğradım. Sorduğumda ise, ‘Sizin için zaman dışarda pek kıymetli bir şey olmasa bile burada harcanması çok zor bir şey’. Onlar için geçmek bilmeyen bir zaman var. 2 gün aralıksız gece gündüz çalışmış.

Ramazan ayı sizin için ne ifade ediyor?

Öncelerden Ramazan geldiğinde hissettiğimiz duyguların maalesef giderek köreldiğini görüyoruz. Ramazan gelmeden önce şehre huzuru gelirdi. Bunda biraz azalma var. Ama bugün bile geliyor diye içimizde sevinç ve bereket var. Ramazan ayı bizim için bir süreci ifade ediyor ve bu sürecin hepsi güzelliklerle dolu. Sahura kalktığımızda dinimiz için dirayetli olduğumuzu, gündüz oruç tutarken imanımızın varlığını hissediyoruz. Gündüz 30-40 derecelik bir havada elimizde su olduğunu düşünelim. O suyu bize içirtmeyen şey ya deli olmamız lazım yada iman etmiş olmamız lazım. O suyu bize içirtmeyen şey imandır. Açlığın ne demek olduğunu bir nebzede olsa anlamış oluyoruz.

Konya’da Ramazan denilince aklınıza ne geliyor?

Konya’da Ramazan denilince aklıma Aziziye Camii civarındaki kahve kokusu ve kalabalık gelir. Ramazan’da hiçbir işin olmasa da o kalabalıkla o kargaşanın içerisinde yer almak benim hoşuma gidiyor. İkinci olarak da iftardan sonra dışarıda topluca oturulup yapılan muhabbetler geliyor aklıma. Çocukken teravih namazından çıkarken dağıtılan ikramlar geliyor aklıma.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.