“Lale Manyaklığı” onu “Lale kralı” yaptı


61 yaşındaki Ali Yetgin’in Hollandalıları bile kıskandıran başarı öyküsünün başlangıcı, bundan 15 yıl öncesine dayanıyor.

Bugün, İstanbul’a dikilen lale soğanlarının yüzde 90’ının üretildiği Konya’nın Çumra ilçesinde doğuştan beri tarımla uğraşan bir aileden gelen ve aynı zamanda 22 yıldır altyapı müteahhitliği yapan Harita Kadostra Mühendisi Ali Yetgin, 22 yılın sonunda, kendi tabiriyle piyasanın bozulması nedeniyle müteahhitliği bırakıp yeniden tarıma döndü.

Dededen kalma 7 dönümlük toprağa buğday, arpa, pancar ve fasulye ekip yetiştirmeye başladı. Aynı zamanda da küçükbaş hayvancılık işine girdi.

15 yıl önce iş makinesi bakmak için gittiği Hollanda’da, kendisine tercümanlık yapan Türk’ün kardeşinin çalıştığı lale tarlasını gezmeye gitti.

Üretimde Türkleri çalıştıran Hollandalı lale üreticisinin kendisine, lalenin Selçuklular Dönemi’nde İstanbul’dan Hollanda’ya geldiğini söylemesi üzerine o anda kafasında şimşekler çaktı.

“Selçuklu biziz, Selçuklu Konya. Madem lale Türkiye’den geldi, niye Türkiye’de üretilmiyor” diyerek, memleketine döndüğünde lale üretmeye karar verip, işe balıklama daldı.

Ama kime “Lale” dediyse, herkeste bir korku oldu. “Yapamazsınız, tutmaz” sözlerine karşın, cesaretle işin üzerine gitti. 3-4 yıl sıkıntı çekti. Bahçesinde on binlerce çiçeği, çocuğu gibi başında bekledi, hastalıkla savaştı.

2003-2004 yetiştirdiği ürünü satamayıp zarar etti. İşte tam o sırada Konya Çumra’da bir ailenin lale ürettiği bilgisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ulaştı.

Sonunda ürettikleri laleye alıcı çıkmıştı. İstanbul sayesinde, tüm Türkiye laleyi tanıdı. Ulusal süper marketler ve yurt dışından talep patlaması oldu. O artık Türkiye’nin “Lale Kralı”ydı.

Hatta, sırf bu iş için oğlu Korkut Yetgin’i Ziraat Fakültesi’ne gönderdi, torununun adını bile “Lale” koydu. Babasından mesleği devralan oğul Yetkin yaz ayları Hollanda’ya lale üzerine çalışıp, “Soğanlı bitkiler” üzerine eğitim aldı.

Konyalı köylülere iş imkanı veren Yetkin ailesinin sahibi olduğu Asya Lale bu yıl toprağa 70 milyon lale tohumu dikti.

Geçen yıl 25 milyonu İstanbul, 15 milyonu yurt dışı olmak üzere 40 milyon lale sattıklarını söyleyen Ali Yetgin, bu yıl 50 milyon lale bekliyor.

SAVAŞ YÜZÜNDEN SURİYE PAZARINI KAYBETTİK

LALE MANYAKLIĞI

Şimdi o da bir lale bağımlısı. Söylediğine göre İstanbul artık gelecek sene de, 50 yıl sonra da laleyi görecek.

Dünyadaki lale üreticileri gibi, yaptıkları işi Tulipmanya “Lale Manyaklığı” olarak tanımlayan baba oğul Yetkin’ler, gelecek yılın soğanlarını elde etmek için yapılan taç kırma törenini ve yaşanan görsel şöleni İBB Ağaç AŞ. Genel Müdürü Eyyüp Karahan’la ve basınla birlikte paylaştı. 70 milyon lalenin taç yaprağı kırılarak toplandı.

LALE SOĞANA DÖNERKEN 12 KEZ ELDEN GEÇİYOR

Şimdi yaprakların kırım zamanı. Kafaları koparılan laleler 15 Haziran’a kadar toprakta duracak. Sonra kökünden toplayıp soğuk hava depolarına gidecek. Temizledikten sonra büyüklüklerine göre ayırıp paketleniyor.

Soğanlar, Ekim ve Kasım aylarında İstanbul’a dikilip, bahar mevsiminde çiçek açacak. Bu yıl, ilk kez koparılan taç yapraklarından gıda ve tekstil boyası için seri üretimi yapılacak.

KÖYLÜNÜN GEÇİM KAYNAĞI

“Biraz yorucu oluyor ama bu kadar güzelliğin karşısında yorulduğum aklıma gelmiyor” diyor.

İki çocuk annesi Nagehan Koç, aslında gıda teknikeri. Ama işsiz oturmaktansa lale içinde çalışmayı tercih etmiş. Ona göre lalede keşfedecek çok şey var.

Tohumların daha sağlıklı olması için, kış boyunca ektikleri lalenin taç yapraklarını kırdıktan sonra, tohumların sökülmesi işine geçilecek.

Koç, lalelerin içinde çalışmanın, hem aile bütçesine hem de ruhuna iyi geldiğini, laleyle tanıştıktan sonra hayata daha pozitif baktığını söylüyor.
















