MAARİF VE AHLAK

MAARİF VE AHLAK
Memiş Okuyucu eğitim yazılarına Maarif ve Ahlak konusuyla devam ediyor

Bir işin kısaca hangi ölçüler, kriterler ve değerler üzerinden yapılacağı o işin ahlâkî ölçülerini belirler. Bu kavram günümüzde daha çok etik kavramı ile karşılanmaktadır.

Klasik sistemimizde ve halk arasında bir yönü ile halen edeb, adab diye ifadelendirilmektedir. Gelelim günümüz eğitim sistemimize.

Eğitim sistemimizin temel sorusu budur:

Türkiye’de maarif sisteminin tüm alanlarında; bir ahlâkı, bir etiği, bir ahlâk programı, ahlâk ölçüleri, ahlâk çerçevesi, ahlâk muhtevası, ahlâkına ilham veren değerleri, ahlâk müfredatı var mı? Etik ile ifade edelim. Prensipleri toplumsal bir arka planı yansıtan, üzerinde uzlaşılmış, toplumda kabul görüp davranış haline getirilmiş bir maarif etiği var mı? Sosyal, kültürel bir arka planı ve uygulamada karşılığı olmayan adında etik olan bazı kurulları burada söz konusu etmek istemiyorum.

Öğretmenlik mesleğinin, öğrenci ile iletişimi ve mahiyeti, ders/tedris sorumluluğu ve sınırları, veli münasebetleri, ülke sorumluluğu, vs tüm yönleri ile ahlâki nitelik ve çerçevesini anlatan, bağlı ve bağımlı kılan, ölçüler koyan ve kazandıran bir ahlâk eğitimi var mı?

Bir mühendisin ya da bir mimarın ahlâkını kazandıran, eğiten, öğreten, ölçen, takip eden, genel geçer bir mühendislik ahlâk ölçüleri bulunmakta mı?

Bir posta memuru, bir hazine murakıbı, bir vergi denetçisi, bir diplomat ya da devletin diğer tüm memurları için kabul edilmiş, çerçevesi belirlenmiş, ahlâk/etik kazandıran bir mekanizma yahut genel ölçüleri belirlenmiş bir ahlâk müfredatına sahip mi eğitim sistemimiz?

Bu durum tüm meslek alanları için geçerli bir soru ve temel bir sorun.

Oysa günümüzde yeteri kadar bir ‘ahlak problemi’ ya da ‘ahlâklı insan’ problemimiz varsa eğer, sebebi mevcut eğitim sistemidir.

Çünkü sistemimizin ölçüleri, kriterleri, çerçevesi belirlenmiş bir milli ahlâk felsefesi bulunmamaktadır. Bir sınır, bir ölçü, bir adap, bir ahlâkî çerçeveye sahip olmayan belki de tek eğitim sistemine sahibiz. İnsan modellemesini seküler, pozitivist ve yüz elli senelik demode esaslara göre yapan sistemimiz ve salikleri, ahlâklı insan problemimizden Türkiye’de dini sorumlu tutmaktadırlar.

Davul bir yerde, tokmak bir başka yerde.

İcrasını seküler, popüleri, hedonist eğitim sistemine yaptırmaktalar. Sorumlusu din olmakta. Böylesi dünyada görülmüş duyulmuş şey değil.

Maarif sistemimize ahlâkını da yüklememiz, bir ahlâk inşa etmemiz gerekmektedir.

Maarifimizin ahlâk ölçülerini, ahlâk değerlerini, ahlâki bir sistemle yükleyip, bir ahlâk felsefesine dayandırmamız gerekmektedir.

Bir milli maarif ahlâkı oluşturmak zorunlu hale gelmiştir.

Batı dünyada kan, kaos, kargaşa, ve güce dayalı-siz buna zorbalık ta diyebilirsiniz- bir sömürü düzeni kurdu. Bu sömürü düzeni içinde geçen son yüz elli senede karanlık bir dönem yaşamakta insanlık. Bu karanlık dönemin tek alternatifi olan medeniyetimizin; huzur, saadet, adalet yüklü alicenaplığını sunacak bir maarif ahlâkı oluşturmalıyız.

Sağlıcakla kalınız.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.