Mağdur sayısı artıyor! Seçil Erzan fon dolandırıcılığı davasında yeni gelişmeler

Mağdur sayısı artıyor! Seçil Erzan fon dolandırıcılığı davasında yeni gelişmeler
Fatih Terim , Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan gibi isimlerin adının geçtiği davada müşteki sayısı artıyor.

Yüksek kâr getirili fon dolandırıcılığı davasında bir mağdur daha ortaya çıktı. İş adamı olduğunu ve dolandırıldığını belirten Mert Zeydanlı, "Ben paramı yoldan geçen bir şahsa kaptırmadım. Seçil Erzan'a, Fatih Terim adına kurulmuş minimum 25 milyon dolar tutarlı olması gereken özel fon olduğu için ve Erzan'a bankanın şube müdiresi olduğu için güvendim" dedi. Mahkeme, dosyanın Seçil Erzan'ın davasıyla birleştirilmesine hükmetti, böylece davada müşteki sayısı 19'a yükseldi.

Yüksek kâr getirisi bulunan güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış futbolcular Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan'ın da bulunduğu 18 kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen Şube Müdiresi Seçil Erzan'ın davasında yeni detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. Bu çerçevede Erzan tarafından dolandırıldığını öne süren bir mağdur daha ortaya çıktı ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca birleştirme talepli iddianame hazırlandı.

İDDİANAMEDE DİKKAT ÇEKEN DETAYLAR

Hazırlanan iddianamede, iş adamı olduğunu belirten müşteki Mert Zeydanlı'nın, Seçil Erzan'a 2 milyon 720 bin dolar verdiği ancak bu zamana kadar Erzan'ın parasını geri vermediği belirtildi. Zeydanlı ifadesinde, "Bankanın önemli müşterileri arasındayım, sıklıkla şubeye de giderim. Erzan ile aramızda herhangi bir görüşme veya konuşma genelde yoktu. 30 Ocak 2023'de bankanın Levent Büyükdere şubesini bankacılık işlemi ziyaret ettim. Çalışanlarla sohbet ederken Müdire hanım beni odasına davet etti. Odasına girdiğimde bana oldukça yakın davrandı, daha önceki resmi davranışları yoktu. Sohbet sırasında bana "para kazanmak eskisi gibi değil, kolaylaştı. Bütün iş adamları özel fon hesapları açtırmakta veya açılan hesaba dahil olmakta" dedi. Örnek olarak Fatih Terim'in özel fonuna 2 milyon dolar yatırırsam 45 gün sonra yüzde 20 kar alacağımı ama bu bilginin çok gizli olduğunu söyledi. Müdire hanıma göre banka bünyesinde Fatih Terim'in özel bir fonu bulunmaktaydı. Seçil Erzan konuşmasına devam ederek Fatih Terim'in fonunun kar dağıtabilmesi için açıkta alan meblağı tamamlayabilirsem vadede bu karı alabileceğimi ifade etti" dedi.

"VEREBİLECEĞİM NAKİT PARA MİKTARI 1 MİLYON 525 BİN DOLARDI"

Zeydanlı ifadesinde, Seçil Erzan'ın bu işlemle ilgili şüphelerinin olduğunu anlayınca fon için kendisin teşvik etmeye devam ettiğini belirterek, "Bu fona sadece Fatih Terim'in para yatırabildiğini ama ailesinin de fona Fatih Terim üzerinden para yatırabildiğini söyledi. Örnek olarak Nur Erkasap'ı gösterdi. Nur Erkasap'ın, Fatih Terim'in yıllarca asistan koçluğunu yapan Müfit Erkasap'ın eşi olduğunu söyledi. Söylediğine göre Fatih Terim ve Müfit Erkasap'ın malvarlığını eşleri Fulya Terim ve Nur Erkasap yönetiyordu. Nur Erkasap'ı aradım, kendisi ile ertesi gün şubede Seçil Erzan'ın odasında buluşmak üzere sözleştik. O sırada hemen verebileceğim nakit para miktarı 1 milyon 525 bin dolardı. Erzan bunu kabul etti, "bu parayı kesinlikle getirmen gerekir yoksa benim hakkımda soruşturma açarlar çünkü şimdi talimat vereceğim" dedi" diye konuştu.

'İÇİNDE 1 MİLYON 525 BİN DOLAR OLAN BİR ÇANTA ÇOK AĞIRDIR, BEN BİLE O ÇANTAYI ÜST KATA ÇIKARIRKEN ZORLANDIM'

İfadesinin devamında Zeydanlı, "Ertesi gün 1 milyon 525 bin dolar para dolu çantayı Nur Erkasap'ın huzurunda Erzan'a odasında verdim. İçinde 1 milyon 525 bin dolar olan bir çanta çok ağırdır, ben bile o çantayı üst kata çıkarırken zorlandım. Seçil Erzan bu paranın Fatih Terim fonuna bankanın nakit yönetim merkezinden yatırılacağını ve kendisinin oraya götürmesi gerektiğini söyledi. Çanta çok ağır olduğundan arabaya kadar benim taşımamı istedi. Erzan'ın gösterdiği arabaya götürdüm ve koydum" şeklinde konuştu.

'Ben paramı yoldan geçen bir şahsa kaptırmadım. Bana Erzan'ın anlattığı Fatih Terim adına kurulmuş minimum 25 milyon dolar tutarlı olması gereken özel fon olduğu ve bankanın şube Müdiresi olduğu için güvendim'

Seçil Erzan'ın kendisini oyalamak için bir gazete küpürü göndererek yılda yüzde 2 binin üzerinde kar getiren fonun kendisinin para yatırdığı Fatih Terim fonu olduğuna dair mesajlar gönderdiğini söyleyen Zeydanlı, "14 Şubat günü geldiğinde artık şirketimin ödemesi için paraya ihtiyacım vardı. Erzan'dan ısrarla sadece 400 bin dolar alabildim ve bana para ödemiş olmanın sebeb olduğu bir sahte güven duygusu ile benden tekrar 400 bin dolar istedi. Verdiğim paranın akıbetini defalarca sordum, beni hep geçiştirdi, uzun süre oyaladı. Kendisine ulaşamayınca şubeye gittiğimde şubenin teftişten geçtiğini söylediler. Aynı gün Nur Erkasap'ı aradım, bana Erzan'ın gözaltında olduğunu söyledi. O güne kadar Erzan'ın bana anlattığı Fatih Terim fonunun gerçek olduğuna inanıyordum çünkü beni sözleriyle inandırdı. Sözlerinin tamamının yalan olduğu ortaya çıktı. Erzan'dan ve onu oraya müdire tayin edenlerden, kontrol ve denetlemeyenlerden, kısacası sorumlulardan şikayetçiyim. Bu ödemeler için Erzan'dan dekont, belge gibi belge almadım. Yatırımcısı gizli olan bir fona dışarıdan benim yatırdığım paraya dekont verilmesi zaten mümkün olmazdı. Verselerdi ben şaşırırdım. Ben paramı yoldan geçen bir şahsa kaptırmadım. Bana Erzan'ın anlattığı Fatih Terim adına kurulmuş minimum 25 milyon dolar tutarlı olması gereken özel fon olduğu ve bankanın şube Müdiresi olduğu için güvendim. Toplam 2 milyon 720 bin dolar parayı elden teslim ettim, ödemeler hep banka içerisindeydi. Erzan'a bankanın markası yüzünden güvendim, kendisine güvenerek ödeme yapmadım" ifadelerini kullandı.

MÜŞTEKİ SAYISI 19'A YÜKSELDİ

İstanbul 41.Ağır Ceza Mahkemesi'ne birleştirme talebiyle gönderilen iddianame kabul edildi. Böylece birleşen dosyalar çerçevesinde Seçil Erzan'ın davasında müşteki sayısı 19'a yükseldi.

DENİZBANK'TAN UZUN AÇIKLAMA

Öte yandan Seçil Erzan'ın Şube Müdiresi olduğu DenizBank, son dönemde yaşanan iddialara ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, DenizBank'ın 27 yıllık tarihinde Türkiye'ye 10 milyar doların üzerinde net sermaye girişi sağladığı, Türkiye'nin 5. büyük özel bankası olduğu belirtildi.

"Kurum olarak, eski bir çalışanımızın karıştığı, bankamızla ilgisi bulunmayan münferit bir olayın kamuoyunda gündemi meşgul etmesinden üzüntü duymaktayız." ifadesi kullanılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Kurumumuz, kovuşturma süreci devam eden bu olayda, konunun mahkemeler nezdinde hızla ve adilane bir şekilde sonuçlanacağına olan inanç ve müşteri gizliliğine riayet etme ilkesiyle hukuk sürecinin ve adaletin tecelli etmesini beklemektedir. Ne var ki, yapılan çok sayıda taraflı yayın karşısında kamuoyuna bu bilgilendirmenin yapılması zorunlu hale gelmiştir. Her şeye rağmen açıklamamızda, kurum olmanın sorumluluğuyla hareket edilmesine özen gösterilmiş ve ilgili kişilerin adlarına yer verilmemiştir.

Bankamız konudan, 2022 yılı Haziran ayından itibaren Levent Büyükdere Caddesi şubemizde müdür olarak görev yapan SeçilErzan'ın iki günlük mazeret izni nedeniyle görevinin başında olmadığı 7 Nisan 2023'te müşterimiz de olan bir şikayetçinin şubeye gelmesi ile ilk kez haberdar olmuştur. Kamuoyunun dikkatine özellikle sunmak isteriz ki, şikayetçilerin mağdur olduklarını iddia ettikleri olaylar yaklaşık bir yıl öncesine kadar gittiği halde 7 Nisan tarihine kadar hiç kimse tarafından konu ile ilgili ne bankamıza ne BDDK'ye ne de CİMER'e talep, ihbar veya şikayet iletilmemiştir. Bankamız Teftiş Kurulu tarafından derhal incelemeye alınan konu, 7 Nisan 2023 Cuma günü saat 16.30 sularında Genel Müdür'ümüze aktarılmıştır. Tarafımıza gelen ilk bilgi üzerine öncelikle SeçilErzan ile iletişime geçilmeye çalışılmış ancak kendisine bankamızca bilinen iki telefon numarası üzerinden ulaşılamamıştır. Aynı gün, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunulmuş, olaya karışanların kamuoyunda futbol ve iş dünyasından şöhret isimler olması da göz önünde bulundurularak adı geçenlerin kişisel haklarının korunması amacıyla dosyada gizlilik talep edilmiş, SeçilErzan'a hiçbir şekilde ulaşılamaması, ortada bir bankacılık suçu olma ihtimali de gözetilerek SeçilErzan için yurt dışına çıkma yasağı talebinde bulunulmuştur. 7 Nisan Cuma günü ilerleyen saatlerde Genel Müdür'ümüz, yine spor dünyasından olan isimler tarafından aranmış ve görüşme talep edilmiştir."

"8 NİSAN SABAHI SPOR DÜNYASINDAN İSİMLER BANKAMIZI ZİYARET ETTİ"

Açıklamada, 8 Nisan'da 3 şikayetçi ile yapılan ilk görüşmeye ilişkin şu bilgiler verildi:

"8 Nisan Cumartesi sabahı spor dünyasından olan isimler bankamızı ziyaret etmiş, kendileriyle bankamız Hukuk, Operasyon, Teftiş Kurulu, İnsan Kaynakları birimlerinin yöneticileri, ilgili Bölge Müdürü ve Genel Müdür'ümüzün de katıldığı toplantı gerçekleştirilmiştir. Toplantıda, spor dünyasından olan kişiler kendi eski hocalarının adıyla anılan bir fon olduğunu belirtip SeçilErzan tarafından kandırıldıklarını ve önemli tutardaki paraları kendisine verdiklerini söylemişler, bir kağıda el yazısı ile yazılı alacaklı listesinin görüntüsünü vermişlerdir. Bankamız, mağdur olduğunu beyan eden kişilerin isimlerini toplu olarak ilk kez böyle öğrenmiştir. Aynı toplantıda bulunan söz konusu teknik direktör de 'Kızım gibi benimsediğim, evimize giren çıkan SeçilErzan'ın bu yaptıklarını anlayamıyorum, kaybım olmakla beraber miktarını bilemiyorum.' gibi beyanlarda bulunmuştur.

Banka yöneticileri, konunun Teftiş Kurulu tarafından incelendiğini ancak yapılan ilk tespitlerde şikayete konu tutarlara dair bir borç alacak kaydına rastlanmadığını, banka hesaplarında bir anormallik görmediklerini, incelemelerin devam ettiğini, SeçilErzan'a da ulaşma çabalarının sürdüğünü ancak kendisiyle irtibat kurulamadığını bildirmiştir. Bunun üzerine futbolculardan biri, SeçilErzan’la devamlı irtibat halinde olduğunu ve sabaha kadar kendisiyle konuştuğunu, istenirse bankaya telefon numarasını ve o an kaldığı adresi verebileceğini söylemiş, ardından bankadan ayrılmışlardır. Bahse konu kişilerin bankadan ayrılması akabinde bankamız yöneticileri toplantıya devam ederken şikayetçiler arasında yer alan aynı futbolcu, telefon ile arayarak, SeçilErzan'ın Çorlu'daki yakınının evinde olduğunu söylemiş ve bankamız kayıtlı numaraları dışında kendisine ulaşılabilecek telefon numarasını bildirmiş, SeçilErzan'ın sicil amiri Bölge Müdürü'müz Sermin Tekin'in kendisini araması halinde, yalnızca onunla görüşmek istediği bilgisini iletmiştir. İlaveten 'Siz, şikayetçilerin Cumhuriyet Savcılığına başvurmasını istiyorsunuz ama biz onları tutuyoruz.' şeklinde bir beyanda bulunmuştur."

"FİİLLERİN, GÖREVİ DIŞINDAKİ İLİŞKİLERİNİ KULLANARAK GERÇEKLEŞTİRDİĞİ SONUCUNA VARILMIŞTIR"

Denizbank açıklamasında, SeçilErzan ile olay sonrası kurulan ilk temas hakkında da bilgi verildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Verilen telefon numarası aranmışsa da cevap alınamamış, ardından Bölge Müdürü bir başka numaradan SeçilErzan tarafından aranarak görüşmek amacıyla Çorlu'daki eve davet edilmiş ve WhatsApp üzerinden kendisine bulunduğu evin konum bilgisi iletilmiştir. 8 Nisan Cumartesi öğleden sonra Çorlu'daki eve giden Bölge Müdürü, içeriye davet edilmiş, SeçilErzan 'kendisinin, alacaklı olan kişilerce devamlı tehdit edildiğini, kötü bir ruh durumu içerisinde olduğunu, intihar etmek istediğini, devamlı olarak arandığı için telefonlarını kapalı tuttuğunu' ifade etmiştir. Bölge Müdürü ile gerçekleştirdiği üç saatlik konuşma sonrası, rahatlamış olduğunu, gerçekleri anlatmak istediğini, bankaya gelip Teftiş Kurulu'na da açıklamalarda bulunmak istediğini söylemiştir. Bunun üzerine, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 29-32'nci maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 19’uncu ve devamı maddeleri, BDDK'nin yayınladığı Bankaların İç Sistemleri ve İçsel Sermaye Yeterliliği Değerlendirme Süreci Hakkında Yönetmelik'in 5'inci maddesinin d bendi, 7'nci maddesinin a ve h bendi ve 21'inci maddenin 2'nci fıkrası hükümleri ile Banka Personel Yönetmeliği, Disiplin Yönetmeliği ve Banka ile Çalışan arasında imzalanmış İş Sözleşmesi hükümlerine göre 9 Nisan Pazar saat 10.00'da Genel Müdürlüğümüze davet edilerek, Bölge Müdürü evden ayrılmıştır."

"BU KİŞİNİN GÖREVİ DIŞINDAKİ İLİŞKİLERİNİ KULLANARAK GERÇEKLEŞTİRDİĞİ SONUCUNA VARILMIŞTIR"

Açıklamada, 9 Nisan Pazar günü yakını H.E'nin kullandığı, yine yakını E.E'ye ait araçla bankaya gelen SeçilErzan'ın, toplantı odalarının bulunduğu 18. katta Teftiş Kurulu, İnsan Kaynakları, Hukuk Grubu yöneticilerinin ve Bölge Müdürü huzurunda beyan ve açıklamalarda bulunduğu anlatılarak, şöyle devam edildi:

"Hakkında yapılacak idari soruşturma kapsamında alınan yazılı ve imzalı savunmasında 'ortada aslında bir fon olmadığını, bir kısım topladığı paraları daha önce para aldığı kişilere ana para ve faiz ödemesi olarak verdiğini, kendisinin de bu çerçevede aşırı borçlandığını, mallarını kaybettiğini, bu kişilere ortada bir fon bulunmadığını bildirdiği halde buna kimsenin inanmak istemediğini, hatta söylediği kişilerden bazılarının kendisine karşı cebir ve şiddet kullandığını ve kurulan bu saadet zincirinin devam etmesini istediklerini' söylemiştir. Beyanları sırasında kendisinin devamlı tehdit edildiğini ifade ettiğinden olası bir tehdit ve/veya darp durumunda emniyet güçlerine haber vermek maksadıyla iki silahsız güvenlik görevlimizin de içinde bulunduğu araç evin yakınında bekletilmiş, bu konudan SeçilErzan bizzat haberdar edilmiş, kendisi bu hassasiyetimiz dolayısıyla bankamıza teşekkür etmiştir. Ertesi gün, 10 Nisan Pazartesi sabahı aynı yakınının ve bu yakınının eşinin de bulunduğu aynı araç ile tekrar genel müdürlüğe gelmiş ve beyanlarına devam etmiştir. 7 Nisan tarihinden başlayarak 10 Nisan'a kadar bankaya başvuran şikayetçilerin beyanları ile oluşturulan ve DenizBank'taki hesaplara herhangi bir giriş çıkışın bulunmadığı, dolayısıyla ortada bir bankacılık suçu saptanamadığını ifade eden DenizBank Teftiş Kurulu ön inceleme raporu 10 Nisan'da soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilmiştir. Raporun teslimi esnasında, Başsavcılık, bu konuda yapılan tek müracaatın sadece Banka tarafından olduğunu, Cumhuriyet Savcılığının raporda yaptığı ilk incelemede ortada bir bankacılık suçunun tespit edilemediğini açık bir şekilde beyan etmiştir. İncelemeler sonunda SeçilErzan tarafından işlendiği iddia edilen fiillerin bankamızdaki hesaplar kullanılmaksızın, bu kişinin görevi dışındaki ilişkilerini kullanarak gerçekleştirdiği sonucuna varılmıştır."

" SEÇİLERZAN'IN İFADESİ ALINMIŞTIR"

Banka açıklamasında, "SeçilErzan'ın bankamızca alıkonulduğuna ve delil karartıldığına dair kasıtlı iddialara yanıtlarımız" başlığı altında, şöyle denildi:

"Kamuoyunda, özellikle birtakım iddia sahipleri tarafından manipülasyon amacıyla yapılan bilgilendirmelerin aksine bankamızca hakkında başlatılan idari soruşturma kapsamında SeçilErzan’ın ifadesi alınmıştır. İfade alma süreçleri, bankamızın ilgili ve yetkili kurullarında görevli personel huzurunda ve tamamen 5411 ve 4857 sayılı Kanunlar ve ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilmiştir, 9 Nisan'daki ifade alma aşamasında SeçilErzan, yakını olan H.E'nin kullandığı ve yine diğer bir yakını olan E.E'ye ait araç ile gelmiş, H.E. ifade süreci boyunca bankanın lobisinde SeçilErzan'ı beklemiş, ifade bittikten sonra da aynı araç ile Çorlu'da annesiyle kalmakta oldukları eve geri gitmiş ve geceyi orada geçirmiştir. SeçilErzan’ın ifadelerinde, maruz kaldığı tehdit ve darp olayları üzerine korku içinde olduğunu beyan ettiğinden 9 Nisan'da silah taşımayan iki güvenlik görevlisinin içinde bulunduğu araç, gerekmesi durumunda, emniyet güçlerine haber verilebilmesi maksadıyla evinin yakınında bekletilmiştir. Konudan SeçilErzan da haberdar edilmiş, kendisi bu hassasiyetimiz dolayısıyla Bankamıza teşekkür etmiştir.
10 Nisan'da gerçekleştirilen ikinci görüşmeye, SeçilErzan, yine yakını H.E. ve H.E'nin eşinin de eşlik ettiği yine yukarıda belirtilen yakınına ait araç ile gelmiştir. Adı geçenin 'bütün gece uyuyamadığını ve çok halsiz olduğunu' belirtmesi üzerine kendisinin de kabulüyle banka personelimiz için daimi olarak genel müdürlük binamızda dört binden fazla çalışanımıza hizmet veren polikliniğinde görevli beş doktordan birinin gözetiminde hazırlanan vitamin ve serum takviyesi, görevli kıdemli hemşire tarafından verilmiştir. Üzülerek belirtmek isteriz ki, tamamen SeçilErzan’ın sağlığı için, iyi niyet çerçevesinde yapılan bu destek basına beyanat veren bazı avukatlar tarafından amacından saptırılarak Bankamız aleyhine kullanılmaktadır. SeçilErzan, mevcut telefonlarını, iddia sahiplerinin ve ismini veremeyeceği kişilerin devamlı olarak rahatsız etmesi dolayısıyla açamadığını beyan ettiğinden, gerekirse emniyet güçlerine veya bizlere haber vermesi maksadıyla Bankamıza ait bir hattı içeren telefon da kendisine teslim edilmiştir. Bazı haberlerde yer alan telefon kırılma iddiası tamamen gerçek dışı olup SeçilErzan, kırıldığı ifade edilen telefonunu Savcılığa delil olarak avukatı vasıtasıyla teslim etmiştir. Bu telefonlardan elde edilen ve SeçilErzan tarafından silinmemiş mesajlar mahkeme dosyasında yer almaktadır. SeçilErzan, ifade bittikten sonra saat 19.30 gibi yine H.E'nin kullandığı aynı araç ile Çorlu'ya, yakınlarıyla kalmakta olduğu eve geri dönmüştür. Aynı gece, polis tarafından gözaltına alınmıştır.

Açıklamalarımızdan da anlaşılacağı üzere, bankamızın bir alıkoyma ve benzeri tutumu olmadığı gibi, SeçilErzan savcılıkta 11 Nisan'da verdiği ilk ifadesinde aksi yönde bir beyanda bulunmamıştır. Buna karşın hangi saik ve baskı altında verdiği bilinmeyen 3 Mayıs tarihli ikinci ifadesinde böyle bir konudan bahsetmiş, ancak 'hatta bana o kadar iyi davranıyorlardı ki' diyerek gerçekte bir alıkoyma ve benzeri tutumun da olmadığını ifade etmiştir. 20 Kasım tarihli duruşma esnasında verdiği beyanında da bu konuda herhangi bir şikayetinin olmadığını beyan ederek aynı tutumunu sürdürmüştür. Yukarıda da ayrıntılarına yer verilen banka genel müdürlüğüne geliş gidişler tamamen yakınlarına ait araç ve şahıslar eşliğinde yapılmış, ifadesinin alındığı pazar ve pazartesi günleri, ifadesinin ardından Çorlu’da kalmakta olduğu eve giderek her iki akşamı da bu evde geçirmiştir. Hatta gerekirse kullanması maksadıyla bir telefon da kendisine verilmiştir. Bu durumda, her daim Cumhuriyet savcısı, polis ve/veya arzu ettiği kimselere ulaşma imkanı olduğu ortadadır. Konu, zaten Cumhuriyet savcılığı tarafından da ayrıca incelenmektedir. Bu çerçevede, SeçilErzan'ın Bankamıza giriş ve çıkışı arasındaki tüm hareketler, lobi ve toplantı odasındaki giriş çıkışlar kamera kayıtlarıyla tespit edilmiş olup rapor eşliğinde Cumhuriyet savcılığına sunulmuştur.

Hal böyle iken, kanunen yerine getirmek zorunda olduğumuz prosedürlerin uygulanmasının bankamızın 'personelini alıkoymak' şeklinde anlatılması kabul edilemez bir iddiadır. Daha açık bir ifadeyle belirtmek isteriz ki, SeçilErzan’ın 'ortada zimmet suçu yoktur, konunun bankayla ilgisi yoktur yönünde ifade vermesi ve bu kapsamda delillerin bertaraf edilmesi maksadıyla baskı altına alınması hatta hürriyetinden yoksun bırakılması' yönündeki tüm iddialar tamamen mesnetsizdir. Kaldı ki iddia sahiplerinin belge dedikleri kağıtlar, şikayetçiler ve vekilleri tarafından mahkeme dosyalarına sunulmuştur. DenizBank'ta saadet zincirine dair herhangi bir kayıt bulunmadığından doğal olarak herhangi bir delilin karartılması da söz konusu olamaz. DenizBank, Cumhuriyet savcılığı ve BDDK tarafından kendisinden istenen diğer tüm bilgi ve belgeleri derhal ilgili makamlara sunmuştur. Bu çerçevede hassas bölgeler olarak kabul edilen banka şubelerinde alınan kamera kayıtları genel teamül olarak iki-üç ay saklanmakta iken, bazı müşteki avukatlarının delil karartmakla itham ettiği Bankamız, Levent Büyükdere Caddesi Şubemizin 27 kamera tarafından tespit edilen yaklaşık 10 aylık şube kayıtlarını da daha soruşturmanın en başında adli mercilere teslim etmiştir.

Yukarıda belirtildiği üzere SeçilErzan'ın ifadesine başvurma gereği kanunla düzenlenmiş bir konu olup aksi yönde davranış bankanın görevini ihlali anlamına gelecektir. Bu noktada, şunu özellikle belirtmek isteriz ki BDDK tarafından da yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu 5411 sayılı Kanun kapsamında zimmet suçunun söz konusu olamayacağının anlaşılması nedeniyle yazılı başvuru süreci başlatılmamıştır. 5411 sayılı Kanun kapsamında bir zimmet suçunun varlığının bir mahkeme kararıyla tespit edilmiş olması halinde, mevzuat gereği banka, zimmete geçirilen paraları hak sahiplerine ödeyecek ve ardından sigorta poliçesine müracaat edebilecektir. Dolayısıyla, bankamızın kendi kuralları çerçevesinde çözümü olan bir durumdan kaçınma gibi bir refleksi olmadığı halde zimmet suçuna ilişkin delillerin karartılması amacıyla SeçilErzan'ın alıkonulduğu yönündeki beyanatlar adli makamlar ile kamuoyunu yanıltmaya ve bankamızın itibarını zedelemeye yöneliktir. BDDK denetiminde bir anonim şirket olan bankamızın, herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın zimmet olmayan bir fiilden ötürü ödeme yapması halinde, asıl o zaman banka yöneticilerinin 5411 sayılı Kanun kapsamında zimmet suçunu işlemiş olacağını kamuoyunun bilgisine ayrıca sunmak isteriz. Yukarıda da belirttiğimiz üzere, konunun yargıya intikal etmiş olması karşısında basında yer alan ve gerçeği yansıtmayan beyan ve iddiaların en yakın zamanda açıklığa kavuşacağına inancımız tamdır."

DenizBank yöneticilerinin sözde fondan bilgisinin olmadığına vurgu yapılan açıklama, şu şekilde tamamlandı:

"Yine aynı raporun 41. sayfasında 'İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı makamı tarafından yürütülen 2023/82925 sayılı soruşturma kapsamına dahil olduğu görülen 19.04.2023 tarihli suç duyurusunda Banka Yöneticileri Hakan Ateş, Mehmet Aydoğdu ve SeçilErzan şüpheli olarak gösterilmektedir. SeçilErzan'a atfedilen fiiller konusunda raporda ayrıntılı bilgiler mevcuttur. Şüpheli ifadelerinin bir kısmında SeçilErzan'ın banka yöneticileri Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu tarafından yönetilen bir fonda yüksek getiri beklentisiyle nemalandırma taahhüdüyle para topladığı iddia olunsa da adı geçen banka yöneticileri tarafından yönetilen ve müştekilerden edinilen paranın kayden veya nakden aktarıldığı böyle bir fonun mevcudiyetine ilişkin emareye (sirküler, sözleşme, ilan, dekont açıklaması, para hareketi ve sair belge) rastlanmamıştır.' denilmek suretiyle bazı şikayetçi avukatlarının iddia ettiği gibi DenizBank Yönetim Kurulu üyelerinin ve yöneticilerinin konu ile ilgi ve bilgilerinin olmadığı açıkça belirtilmiş, BDDK Raporu çerçevesinde zimmet suçu yönünden yazılı başvuruda bulunulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

Bu bilgilerden de anlaşılacağı üzere, şikayetçi vekilleri yazılı ve görsel medyada ceza dava dosyasındaki evrakı diledikleri gibi manipüle etmekte ve serbestçe gerçeklere aykırı bilgilendirmeyi fütursuzca yapmaktadır. Kendileri şikayetçilerin ellerinde bulunan ve ceza davasının ilk duruşmasında para teslimi anında değil daha sonra elde ettikleri bankacılık açısından hiçbir anlam ifade etmeyen, herhangi bir bankacılık işlemini göstermeyen, ne anlama geldiği dahi belli olmayan kağıt parçalarına istedikleri anlamı vermekte ve bu belgelerle müvekkillerinin dolandırıldığını ifade etmektedirler. 20 Kasım tarihli duruşmada da şikayetçilerin her biri, ellerindeki kağıtları, paraları nakden SeçilErzan veya kuryelerine teslim ettikten sonraki tarihlerde temin ettiklerini ifade etmişlerdir. Beyanlardan da görüleceği üzere bankamız üst yönetiminin olaydan hiçbir haberinin olmadığı aşikardır. Birçok şikayetçi ifadesinde, SeçilErzan'a aylarca ulaşılamadığı, ulaşanların da kendilerinin oyalandığını beyan etmesine karşın hiçbirinin 7 Nisan tarihinde DenizBank tarafından yapılan ihbar öncesinde Bankamıza, BDDK’ye veya diğer resmi kurumlara başvurmaması tamamen banka dışında gelişen olaylardan bankamız yönetiminin haberdar olma imkanını ortadan kaldırmıştır.

Bankamızca 7 Nisan'da yapılan başvurudan sonra birkaç gün içinde 29 şikayetçi SeçilErzan tarafından dolandırıldıkları iddiasıyla Teftiş Kurulumuza başvurmuştur. Bu şikayetçilerden hiçbiri, SeçilErzan tarafından dolandırılırken bankamızın herhangi bir yöneticisinin adının kullanıldığına dair bir beyanda bulunmamış ve fakat bizim Savcılık şikayetimizden sonra şikayette bulunan bazı avukatlar herhangi bir delil göstermeksizin SeçilErzan yanında olayla hiç ilgisi olmayan yerli yabancı bütün banka Yönetim Kurulu üyeleri ve bir kısım yöneticilerinin de adlarını olaya karıştırarak, SeçilErzan’dan tahsili mümkün olmayan paraların banka yöneticilerine baskı kurularak bankadan tahsiline çaba göstermeye başlamışlardır. Bu yönde Türkiye bankacılık sistemine dahi tehdit olabilecek davranışlardan kaçınılmamıştır. Hatta kendilerinin de sahte olduğunu kabul ettikleri, bankacılık sisteminde bir anlam ifade etmeyen ve banka tarafından düzenlenmemiş kağıtlar kullanılarak banka aleyhine ihtiyati haciz kararı alınmış, basın önünde bu karar icra edilmeye çalışılmıştır. Bankanın bu karar aleyhine Bölge Adliye Mahkemesine yaptığı başvuru kabul edilmiş, haksız ve hukuka aykırı olan ihtiyati haciz kararı iptal edilmiştir. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi bu paraların SeçilErzan’dan tahsilini mümkün görmeyen şikayet sahipleri, bankaya karşı haksız olarak alacaklarının tahsili maksadıyla dava açmışlardır. Bütün bu yaşananlardan anlaşıldığı üzere, banka ve yöneticileri üzerinde kamuoyu baskısı oluşturulmaya çalışılmaktadır."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.