MEDYATİK HOCALAR VAR

Daha önce Beşir Ayvazoğlu, Rasim Özdenören, Arif Ay, Gökhan Özcan, Cemal Şakar, Hüseyin Atlansoy, D. Mehmet Doğan, Nabi Avcı, Kurtuluş Kayalı, Cihan Aktaş, Sevinç Çokum, Mustafa Özel ve Yıldız Ramazanoğlu’nun konuk olduğu Kırklar Meclisi’nin on dördüncü konuğu İsmail Kara oldu.

Söyleşide konuşan İsmail Kara, düşünce dünyasının gelişmesinde babası ve ağabeyinin büyük etkisi olduğunu, Rize’den İstanbul’a geldikten sonra ise öğrencilik yıllarında Hareket ve Dergah Dergilerinde önemli mütefekkirle tanıştığını söyledi.

Konuşmasında Nurettin Topçu ile nasıl tanıştığına dair bilgiler veren Kara o anı şöyle anlattı: “14 yaşındaydım. Önceden ağabeyimden dolayı ismini duyuyordum, Hareket dergisinde yazılarını okurdum. İstanbul'a gelir gelmez derginin Sultanahmet'teki bürosuna gittim. Orada o gün Nurettin hocayla karşılaştım. Küçücük bir mekandı. Mekan küçüktü ama gönüller genişti ve hepimiz sığıyorduk. Şimdi geniş yerler var ama bir türlü sığmıyoruz.”

Kara, “Nurettin Topçu, Türkiye ve Türk milleti yorumunda İslam'ı birinci sıraya çıkarıyor, iki; tasavvufu birinci sıraya çıkarıyor. Onun düşüncesinde İsyan ahlakı merkezinde tasavvuf yer alır. Topçu, bir dava adamı olduğu kadar çok önemli bir insan, büyük bir şahsiyetti. Bir neslin yetişmesine öncülük etti. Kendisiyle tanışmam bana çok şey kattı” değerlendirmesinde bulundu.

“İmam Hatip ve Yüksek İslam Enstitüsü mezunuyum. O yıllarda bu okullarda okuyan ve mezun olanların bir davaları, bir iddiaları olurdu” diye konuşan Kara, “Kelâm sahasında çalışmak istiyordum. Yüksek tahsilimi bitirdikten sonra uzun yıllar Dergâh Yayınları’nda çalıştım, editörlük, yayın yöneticiliği yaptım. Burada ilgilerim gelişti, derinleşti” dedi.

“Kutuz Hoca’nın Hatıraları-Cumhuriyet Devrinde Bir Köy Hocası” kitabını yazma süreci hakkında bilgiler veren İsmail Kara, ilim, tavır ve edep öğrendim dediği babası Kutuz Hoca’nın hatıralarının yayınlanmasından sonra olumlu tepkiler aldığını dile getirdi. Hatıratta hocanın ailesi, hocaları, tahsili, meşgaleleri ve imamlık hizmetiyle ilgili bilgilerin yer aldığını, kitabın hafıza yenileyen bir eser olduğunu kaydeden İsmail Kara, toplumun her bireyinin kitapta kendi hayatlarından veya kendi yakınlarının hayatlarından izler bulabileceğini ifade etti.

Kara, Türkiye’nin hatıra birikimlerinin yetersiz olduğu ve pek çok ünlü ismin hatıralarını kaleme almadığını dile getirdi. Sadece bireylerin değil, toplumların ve hatta kurumların da hafızası olduğunu belirten yazar Kara, yakın döneme ait pek çok siyasi ve sosyal olayın perde arkasını hatıra kitaplarından okumanın faydalı olacağını belirtti.

Konuşmasında, yazmak isteyen gençlere tavsiyelerde bulunan Kara, “Yazma ile uğraşan bir insan aynı meseleyi farklı yazım tarzlarıyla yazabilmelidir. Başka bir şekilde söylersem farklı yazma tarzlarına aşina olan bir insan diyelim ki akademik metinlerini kuru ve soğuk metinler olmaktan çıkararak daha vasıflı bir şekilde yazabilir. Ülkemizdeki eğitim kademeleri maalesef bu farklı yazma alışkanlıklarını öğreten, teşvik eden, besleyen bir karakterde değil. Doğru dürüst Türkçe eğitimi bile veremiyoruz, nerede kaldı farklı yazma alışkanlıkları”

Günümüzde bazı hocaların televizyon ekranlarına çıkarak medyatik olduklarını ifade eden yazar Kara, “Ben bunları din konusunda söyledikleri ile değerlendiriyorum. Herkes, her konuda konuşuyor. Elbette bir de azımsanmayacak kadar izleyicileri var. Burada bir algı bölünmesi, nerede konuştuğunu tam bilmeme meselesi var. Daha da önemlisi en ciddi din meselelerinin hiçbir kural tanımayan, sıradan bir üslupla tanımsız, meçhul büyük bir kalabalığın karşısında konuşulup tartışılması. Meydan okumalar, ahkâm kesmeler, birbirine tamamen zıt açıklamalar. Bu medyatik hoca tipinin ortaya çıkmasına neden oldu.” diye konuştu.

Yazar İsmail Kara, yayınlandıktan sonra büyük ilgi gören “Cumhuriyet Türkiye’sinde Bir Mesele Olarak İslam” kitabı hakkında da bilgiler verdi.