Milletin iradesi üstünde gölge kabul edilemez ÖZEL

Aynı zamanda AK Parti Merkez Karar ve Yürütme Kurulu Üyesi olan Mustafa Akış “Millet iradesi üzerinde 17-25 Aralık darbesiyle vesayet kurmaya çalışanlar 14 Aralık operasyonunu yargının bağımsızlığı klişesiyle karşılamaya çalışıyor, meseleyi medya ve demokrasi meselesi olarak çarpıtmaya kalkıyorlar. Durum böyle değildir. Yargı bağımsızlığı klişesiyle darbeye kalkıştılar. Ülkemiz bu klişeden çok çekti. 1990’larda DEP olayında kullanıldı bu klişe, KCK operasyonlarında kullanıldı. Milletin vicdanına uymayan bütün yargı operasyonları bu klişe ile savunulmaya kalkışıldı. Bu çerçevede birçok operasyon gerçekleştirdiler. 17-25 Aralık tarihlerinde de yargının omzu üstünden sivil hükümete ateş açtılar” dedi. 30 Mart seçimlerinde halktan aldıkları oylar ve milletin gösterdiği teveccühün bu çevrelere en iyi cevap olduğunu söyleyen Akış, “Bu örgüt her türlü kumpas ve iftiraya girişen, iş gören kişileri iş yapamaz hale getiren, onları meşru-gayrımeşru yollarla makamlarından alaşağı eden bir örgüttür. 14 Aralık’taki operasyon her ne kadar medyaya ve demokrasiye darbe diye nitelense de operasyon bu kavramlarla kökten alakasızdır. Paralel yapının kurduğu kumpaslardan birinin, Tahşiye komplosunun soruşturulması merkezlidir. Bu operasyonun medya ve demokrasi ile, bu kavramlara karşı yapılmış olduğu yönünde yürütülen algı operasyonlarına da kanmamak gerekir. Şu anda yürütülen operasyon tamamen hukukun içinde, adalet çerçevesinde yürütülmektedir. Türkiye Cumhuriyeti bu zülle yaşayamaz. Bu zülden mutlaka kurtulacağız. Ve hatta CHP’yi bu zülden kurtaracağız. AK Parti CHP’yi bu zülden kurtaracaktır. Sayın Kılıçdaroğlu, Paralel Örgüt söz konusu olunca tarihten aldığı genlerden dolayı darbecilik ve bu darbecilere sahip çıkma adına “Mazlumun yanındayız, kimliği ve rengi ne olursa olsun” diyor. Keşke Suriye’de de mazlumun yanında olsaydın, keşke Suriye’de de mazlumun kimliğini sormasaydın diyorum. Netice itibariyle, milli birliğimizi tehdit eden unsurların bir üst aklın talimatları ile bu topraklarda hüküm sürmesine izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

MİLLETİN İRADESİ ÜSTÜNDE GÖLGE KABUL ETMEYİZ

Ayşe Türkmenoğlu, 12 yıldır ısrarla yargı bağımsızlığını vurguladıklarını belirterek, “Yargı, kimsenin yargısı olmamalıdır. Hakim ve savcılar sahip oldukları ideolojiler, içinde bulundukları grup ve anlayışar doğrultusunda değil meri kanun ve hukuk çerçevesinde karar almalıdır. Ama Türkiye’de yargı içinde bulunan bazı yapılanmalar dışarıdan aldıkları emir ve talimatlar doğrultusunda bazı operasyonlara girişmişlerdir. 17 Aralık’tan bu yana yaşadığımız süreçte ortaya çıkan birçok örnek devlet içindeki bu paralel yapılanmanın ulaştığı boyutu bize göstermiştir. Hakim ve savcıların delillere binaen karar vermeleri gerekirken içinde bulundukları yapılanmaların emir ve talimatlarına göre hareket ettikleri görülmüştür. Devlet içinde devlet olma teşebbüsü diyebileceğimiz bu durum kabul edilebilir bir şey değildir. Bunun bir cezası vardır. 14 Aralık’ta gerçekleştirilen operasyon uydurma delillerle insanlara kumpas kuranların, yargı operasyonu gerçekleştirenlerin bu hesabı verecekleri bir süreci başlatmıştır. Bu süreci hep beraber izleyeceğiz. Türkiye normalleşecek, devlet içinde paralel yapılanmalar tasfiye edilecektir” dedi.

Türkmenoğlu, "Süreçte sadece Allah rızası için çalışan samimi insanların zarar görmemesine büyük önem verdiklerini kaydeden Türkmenoğlu, “Ancak bir takım paralel oluşumlar içinde bulunmuşlarla hukuk devleti sınırları içinde gerekli her türlü mücadele yapılacaktır. Hukuk devletinin ve milletin iradesinin üstünde herhangi bir gölgeyi kabul etmemiz mümkün değildir." diye konuştu.

OLUK BAŞINDA OYNAŞAN ÇARK EVİNDE BULUR KENDİNİ

Hüseyin Üzülmez de paralel yapının şimdiye kadar yaptıklarının ettiklerinin hesabını vereceğini belirterek “Millete kurdukları kumpasın hesabını verecekler. Devlet imkanlarını devlete karşı kullanan bu çevrelere karşı devlet kendini elbette savunacak” dedi. 14 Aralık operasyonunun “Oluğun başında oynaşan çark evinde bulur kendini” cümlesiyle değerlendirilebileceğini ifade eden Üzülmez, “Kurdukları kumpasların, başbakanımızı, cumhurbaşkanımızı dinlemelerinin hesabını nasıl vereceklerini babamın kullandığı bu sözle açıklayabilirim” dedi.

UCU KONYA’YA UZANIYORSA KONYA’YA, AFRİKA’YA UZANIYORSA AFRİKA’YA

Paralel yapıyla ilgili ortada birçok teori, komplo, yasadışı dinleme, kumpas, yabancı devletlerle Türkiye’ye karşı işbirliği, MİT tırlarının durdurulması, hiçbiri karşılıksız bırakılmayacak kadar vahim olayın bulunduğunu belirten Mustafa Baloğlu, “Dış güçlerle rahatça işbirliği yaparak Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza operasyon yapanlar bu yaptıklarının hesabını mutlaka verecek. Adliye önlerinde gösteri tertipleyerek masum görüntüsü vermeleri boşuna. Herkes hukuk çerçevesi içinde bu ülkenin birliğine bütünlüğüne kastetmesinin cezasını çekecek. Bu işin ucu Konya’ya uzanıyorsa Konya’ya, Afrika’ya uzanıyorsa Afrika’ya herkes yapıp ettiklerinin hesabını muhakkak verecek” dedi. (Murat Güzel)