Oğlu vahşice katledilen Milli Gazete yazarı Mustafa Kasadar "idam" istedi!
Oğlu vahşi bir cinayete kurban giden Milli Gazete yazarı Mustafa Kasadar, oğlunu katili için idam istedi. Bayrampaşa'da öldürülen Milli Gazete yazarı Mustafa Kasadar'ın 19 yaşındaki oğlu Muhammed Nur Kasadar için Fatih Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Eyüpsultan Necatibey Mezarlığında toprağa verilmişti.

Törene, ailesi, Cenazeye Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan katılmış, Kasadar'ın annesi Mücahide Kasadar ve 4 kız kardeşi tabut başında göz yaşı dökmüştü.

"BURADA BİZİ ÜZEN YAPILAN MUAMELEDİR"
Cenazede, oğlunun cani bir şekilde öldürüldüğünü söyleyen Baba Mustafa Kasadar şunları söylemişti: "Bugün 19 yaşında fiziği ve kalbiyle altın kalpli bir oğlumu toprağın altına gönderiyoruz. Biz Müslümanız, iman etmişiz 19 yaşında Allah kendine bu kadar ömür vermiş. Buna üzüntümüz yok. Allaha teslim olmuşuz. Bizi üzen hunharca öldürülmesidir. Kalp krizi, beyin kanamasıyla gitseydi yapacağımız bir şey yok derdim. Burada bizi üzen yapılan muameledir. Medyanın, basının, bugün sunulan kısa yoldan para kazanmaktır. Uyuşturucu müptelası gibi olma sebepler insanları katil yapıyor. Oğlumun katili de böyle birisi. Borç bataklığına batmış, uyuşturucuya bulaşmış, hayattan ümidini kesmiş birisi tarafından katledildi. Bu ortamları sağlayanlar aynı zamanda çocuğumun katilidir. Bunu söylüyorum, başka bir şey yok. Çocuğum adına kalbim rahat, şehit olarak gittiğine inanıyorum. Peygamberimizin (s.a.v.) müjdesidir. Bizim üzüntümüz, muameledir. Çocuğumuzun bedenini bütün olarak alamadık."

YENİ AÇIKLAMA: "BU CANİ İÇİN İDAM VE KISAS İSTİYORUM"
"Oğlumu öldürüp parçalara ayıran cani tutuklandı. Ama neye yarar? Benim dünya güzeli oğlum toprak altında çürürken bu caniyi devlet benden aldığı vergilerle besleyecek, palazlandıracak. Bu bir zulümdür. " diyen Kasadar, "Bu cani için idam ve kısas istiyorum. Başka hiçbir ceza yüreğimi ferahlatmaz." ifadelerini kullandı.

Mustafa Kasadar, paylaşımında Bakara Suresi'nin "Ey akıl sahipleri! Sizin için kısasta hayat vardır. Umulur ki böylece hem öldürmekten hem de öldürülmekten korunursunuz." şeklindeki 179. ayetine de yer verdi.

KATİLDEN KAN DONDURAN İFADELER
Olaya ilişkin gözaltına alınan şüpheli, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Burada Savcılığa ifade veren şüpheli Hakan Öztürk, daha sonra ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi."MAKTUL İLE ARAMIZ ÇOK İYİYDİ, KİMSEYE ANLATMADIKLARINI BANA ANLATIRDI’’
Öte yandan şüpheli Hakan Öztürk’ün Savcılıkta verdiği ifadesi ortaya çıktı. Şüpheli Öztürk ifadesinde, Mustafa Kasadar, Ömer Faruk Kasadar ve Muhammed Nuh Kasadar’ı mahalleden tanıdığını söyleyerek, ‘’Ben Ömer Faruk Kasadar’a ait iş yerinde 2 buçuk yıl kadar kitap toplayıcı ve satın alma müdürü olarak çalıştım. Mesailerimi vermiyorlardı ama dert etmiyordum çünkü işverenlerimi seviyordum. İşten çıktıktan sonra psikolojik sıkıntılar çekmeye başladım. Maktul Muhammed Nuh Kasadar ile iş yerinde birlikte çalışıyordum. Aramız çok iyiydi, kimseye anlatmadıklarını bana anlatırdı. Olay günü maktule ‘Nargile içmeye gidelim mi?’ dedim. Eve gittik, salonda içmeye başladık. Konuşma sırasında yeni telefon aldığını söyledi, ödeme yaptığını ancak paranın yarısını abisi Ömer’den alacağını belirtti. Ben de ‘o para vermez’ diyerek küfür ettim. Maktul ben küfür ettiğim için burnuma yumruk attı’’ dedi.
‘’KAFASINI BUZDOLABININ İÇİNE KOYDUM’’
İfadesinde, kavga sırasında boğuşmaya başladıklarını söyleyen şüpheli Öztürk, "Kendimi durduramıyordum. Balkon sepeti için almış olduğum ipi boynuna geçirdim. Bütün gücümle sıktım, suratına baktığımda öldüğünü fark ettim. Yarım saat ne yapmam gerektiğini düşündüm. Cesedi yok etmem gerektiği aklıma geldi. Cesedi parçalamadan önce Ömer’e, maktulün hesabından mesaj attım ve ‘Kardeşin elimizde, geri almak istiyorsan bir uygulamadan hesap aç sana yazmamızı bekle’ deyip evin dışındaki çöp kutusuna telefonu attım. Şarjım bitmek üzere olduğu için eve geçtim, maktulü parçalamak için plan yaptım. Koluna bağladığım iple banyonun önüne sürükledim. Fidyeyi alabilmek için de fotoğraflarını çektim. Maktulü duşa kabine sokup şef bıçağıyla boğazını kestim. Gövdesini yüzdüm, kol ve bacaklarını derin dondurucuya, gövdesini ise valize koydum. Kafasını buzdolabının içine koydum. Etrafı toparladıktan sonra Ömer’e ulaşmayı bekledim. Ona mesaj atarak, ’40 bin dolar para getirirseniz kardeşinizi serbest bırakacağız’ dedim’’ şeklinde konuştu.
FİDYEYİ ALMAYA GİDERKEN POLİSE YAKALANDI
Şüphelinin ifadesinin devamında ise ‘’Daha sonra kendisiyle buluşmaya gittim, parayı parkın içindeki çöp konteynırına attığına dair video istedim. Videoyu gönderince almaya gittim. Herhangi bir para yoktu. Tam oradan ayrılacağım sırada polisler beni yakaladı. Maktulün nerede olduğunu sordular. Öldürdüğümü söyledim ve birlikte eve gittik. Bu yaşananlardan dolayı çok pişmanım.’’ ifadelerini kullandı.
Kaynak:Anadolu Ajansı


Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.