Pusula Avrupa'nın önemli merkezlerinde -7-

Pusula Avrupa'nın önemli merkezlerinde -7-
Bisikletler şehri: Amsterdam

Fransa ve Brüksel’deki canlı bombalar, patlamalar ve rehine krizleri sanki Hollanda’yı hiç etkilememiş gibiydi. Özellikle Amsterdam’ın kanalları boyunca insanlar yine o bilindik havalarında kendi dünyalarında bu eşsiz tabiatın tadını çıkarmakla meşguldüler. İsterseniz yazı dizimizin bugünkü bölümünde size terör ve korkudan bahsederek başlamadan biraz Hollanda ve Amsterdam’ın güzelliklerinden farklılıklarından başlayalım. Mesela bu ülkede bizim için “çılgın” gelebilecek ama biraz dikkatli gözlem yaptığınız zaman gerçekten dünyadan çok farklı bir bisiklet yaşamı var. İster bu ülkenin insanları olsun isterseniz bu ülkeye sonradan gelerek yerleşen ve artık hala göçmen statüsünde de olsalar burada doğup büyüyenlerde bisikleti hayatlarının bir parçası olarak görüyorlar. İşin çok daha dikkat çekici boyutları da var.

SAĞANAK YAĞIŞ ALTINDA BİSİKLETE BİNMEK

Amsterdam’dayız. Erkenden kalktık. Dışarıda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor. Korkuyoruz “Bugün hava yağışlı mı soğuk mu?” diye hemen hava durumunu kontrol ediyoruz. Yok, yok iki saate kadar hava açıyor güneşli ve mevsim şartlarına göre de de sıcak bir hava bizi bekliyor. O zaman yapılacak bir şey var. Pencerenin önüne kurulmalı ve kanalları kanalların çevresindeki o yemyeşil örtüyü izleyelim. Ahhhh becerebilsek hava tam bir “romantik” hava da biz o yılları çoktan geride bırakmışız. Derken gözümüze kanalın yanında ki iki katlı filmlerdeki gibi güzel bir evin birinci katının kapısı açılıyor. Bir adam pardösüsünü giymiş elinde iki büyük çanta dışarıya çıkıyor. Çantaları kapının kenarına koyun tekrar içeriye giriyor ve birden bisikleti ile tekrar kapıdan çıkıyor. Olamaz. Bu şiddetli yağmur altında bu adam bisiklete mi binecek? Yağmur vatandaşın umurunda değil. Bisikletinin önündeki sepete iki çantayı yerleştiriyor. Tekrar içeriye giriyor. Bu kez elinde şemsiye ile çıkıyor. Dönüp kapısını örtüyor kilitliyor ve bisikletini alıp bu kez bahçe kapısına yöneliyor. Bahçeden de çıkınca şemsiyesini açıyor bisikletine biniyor ve hızla pedal çevirmeye başlıyor. Biz şaşkınlık içerisinde bu orta yaşlı adamı izlerken adamcağız gözden kaybolup gidiyor. Aman Allah’ım bu nasıl bir bisiklet tutkusudur? Bisikleti sevme midir? Otobüs tramvay ya da otomobil yerine bisiklet bir ulaşım aracımı olmuş? Bilen anlayan varsa beri gelsin. Oysa bizde büyümeye başladığımız zaman babalarımızın bisikletleri vardı. Bizlerde düşe kalka dizlerimizi parçalayarak bisiklete binmeyi öğrenmiştik. Ama kimse kusura bakmasın da bizi dövseler o yağmurun altında bisiklete binmezdik. Biz birbirimizle bu işin yorumunu yapıp tekrar dışardaki yağmurla birlikte memleket meselelerine dalıyoruz. DEVAM EDECEK

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.