Ramazan'ın ışığında: Günün ayeti, hadisi, manisi, duası ve oruç ilmihali

On Bir Ayın Sultanı Ramazan geldi! Müslümanlar için büyük bir manevi anlam taşıyan bu mübarek ay, sadece oruç tutmakla sınırlı kalmayıp, ibadet, paylaşım ve huzur dolu bir zaman dilimi sunuyor. Ramazan ayının bereketini daha iyi idrak edebilmek için her gün bir hadis ve bir ayet paylaşarak orucun hikmetini anlamaya çalışacağız. Ayrıca, Kur’an’dan sureler, Ramazan’a özel maniler ve oruç ilmihali bilgileriyle bu kutlu ayın ruhunu hep birlikte yaşayacağız. İşte bugünün hadis ve ayeti...
Konya İçin İftar Vakti: 18.54
KURAN’DA SURELER
İsrâ Suresi
26,32,33 ve 57. âyetler ile 73-80. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 111 âyettir. Sûre, adını ilk âyetin konusu olan “İsrâ” olayından almıştır. “Geceleyin yürütmek” anlamına gelen “İsrâ”, Mîrac yolculuğunda, Hz. Peygamberin bir gece, Mekke’den Kudüs’e götürülmesini ifade eder. Sûrenin diğer bir adı da “Benî İsrâil Sûresi”dir.
Kehf Suresi
Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere,birkaç yerde geçen “kehf ” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir. Sûre de temel konu olarak, inançları sebebiyle öldürülmekten kurtulmak için bir mağaraya sığınan gençlerin mucizevî hâlleri, ayrıca Hz. Mûsâ ile Zülkarneyn konu edilmektedir.
Meryem Suresi
Mekke döneminde inmiştir. 98 âyettir. Bazı tefsir bilginlerine göre 58 ve 71. âyetler Medine döneminde inmiştir. Sûre, Meryem’in, oğlu İsa’yı nasıl dünyaya getirdiğini anlattığı için bu adla anılmıştır. Sûre de başlıca, tevhit inancını yerleştirmek amacıyla bazı peygamberlerin kıssaları ve kıyamet sahneleri konu edilmektedir.
Tâhâ Suresi
Mekke döneminde inmiştir. 135 âyettir. Sûre, adını birinci âyette yer alan harflerden almıştır. Sûrede, Allah’ın peygamberler aracılığıyla insanlara gösterdiği doğru yolun temel gerçeklerine işaret edilmekte, Hz.Peygamber teselli edilerek peygamberlik görevini mutlaka en güzel şekilde başaracağı müjdelenip kendisine karşı çıkanların uğrayacağı sonuçlar izah edilmektedir.
GÜNÜN HADİSİ
Her şeyin bir zekâtı vardır. Vücudun zekâtı ise oruçtur. Oruç tutun, sıhhat bulun! (İbni Mace, Taberanî)
GÜNÜN AYETİ
Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) ''Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru.'' (Ali İmran Suresi 191)
GÜNÜN DUASI
Hiç şüphesiz en sürâtli kabul edilen dua, bir mü’minin bir mü’mine gıyabında yaptığı duadır. (Hadis-i Şerif – Ebû Davud, Salât, 364; Buhârî, Edebü’l-Müfred, 623)
RAMAZAN MANİSİ
Sahur vakti müziğe kulak ver
Davulcuyum yorulur bu el
Sofrada çok kalma yorulur bel
Ramazan manileri bahşişli güzel
Ramazan geldi, sevinçlerle geldi,
Oruçlar tutulur, dualarla yükselir seda.
İftar sofralarında buluşur aileler,
Bereketle dolu Ramazanlar dileriz herkese.
Minarede sesi ezanın,
Ramazan gecesi, duaların kabul olsun.
Sahurda sofrada bereket olsun,
Oruç tutan herkese mutlu ramazanlar dolsun.
Oruç tutacak gücü olduğu hâlde tutmayan bir kimse, bu oruçlarının fidyesini vererek oruç borcundan kurtulmuş olur mu?
Oruç için fidye verilmesi, oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlı kimseler ile iyileşme ümidi olmayan hastalar için geçerlidir. Hz. Peygamber (s.a.s.) ve sahabenin uygulaması, fidyeden bahseden âyetteki “oruç tutmakta zorluk çekenler.” (el-Bakara, 2/184) ifadesinin yalnızca yukarıda sayılan kimseleri kapsadığını göstermektedir. Buna göre, oruç tutmaya gücü yettiği hâlde tutmayan veya geçici bir sebeple tutamayan kimseler hakkında fidye hükmü yoktur (Buhârî, Tefsîr (Bakara), 26 [4507]; Müslim, Sıyâm, 149-150 [1145]).
Mazeretsiz oruç tutmayanların, tutmadıkları oruçları kaza etmeleri ve tövbe istiğfar etmeleri gerekir. Ayrıca, oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlılar ile iyileşme ümidi olmayan hastalar, fidye vermiş bile olsalar, ileride tutabilecek duruma gelirlerse tutamadıkları oruçları Hanefîler'e göre kaza etmeleri gerekir. Önceden verdikleri fidyeler oruç borcunu düşürmez (Kâsânî, Bedâî’, 2/105; Merğinânî, el-Hidâye, 1/124).
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.