Ramazan'ın ışığında: Günün ayeti, hadisi, manisi, duası ve oruç ilmihali

Ramazan'ın ışığında: Günün ayeti, hadisi, manisi, duası ve oruç ilmihali
 Editör
Ramazan ayına dair, günün ayeti, hadisi, manisi ve oruç ilmihali gibi önemli bilgilere haberimizden ulaşabilirsiniz. İşte detaylar...

On Bir Ayın Sultanı Ramazan geldi! Müslümanlar için büyük bir manevi anlam taşıyan bu mübarek ay, sadece oruç tutmakla sınırlı kalmayıp, ibadet, paylaşım ve huzur dolu bir zaman dilimi sunuyor. Ramazan ayının bereketini daha iyi idrak edebilmek için her gün bir hadis ve bir ayet paylaşarak orucun hikmetini anlamaya çalışacağız. Ayrıca, Kur’an’dan sureler, Ramazan’a özel maniler ve oruç ilmihali bilgileriyle bu kutlu ayın ruhunu hep birlikte yaşayacağız. İşte bugünün hadis ve ayeti...


Konya İçin İftar Vakti: 18.59


KURAN’DA SURELER

Sâffât Suresi

Mekke döneminde inmiştir. 182 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “es-Sâffât” kelimesinden almıştır. Sâffât, sıra sıra dizilenler, saf saf duranlar demektir. Sûrede başlıca, meleklerden, cinlerden, kıyamet ve ahiret olaylarından söz edilmekte; Nûh, İbrahim, İsmail, İshak, Mûsâ, Hârun, İlyas, Lût ve Yûnus Peygamberlerin kıssalarına yer verilmektedir.

Sâd Suresi

Mekke döneminde inmiştir. 88 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “Sâd” harfinden almıştır. Sûrede başlıca, Allah’ın birliği, müşriklerin inkârları ve sapıklıkları sebebiyle azabı hak etmiş oldukları, Davûd, Süleyman, Eyyüp, İbrahim, İshak, İsmail, el-Yesa’ ve Zülkifl Peygamberlerin kıssaları, Davûd Peygamberin hakemliği ve Hz. Peygamberin temel görevi konu edilmektedir.

Zümer Suresi

Mekke döneminde inmiştir. 75 âyettir. Sûre, adını 71 ve 73. âyetlerde geçen “Zümer” kelimesinden almıştır. Zümer; zümreler, gruplar demektir. Sûrede başlıca, göklerde ve yerde Allah’ın birliğini gösteren deliller, mü’minlerin cennete, kâfirlerin cehenneme sevk edilecekleri konu edilmekte; kullar, ölüm gelip çatmadan Allah’a yönelmeye çağrılmaktadır.

Mü'min Suresi

56 ve 57. âyetler hariç Mekke döneminde inmiştir. 85 âyettir. Sûre, adını 28.âyette geçen “mü’min” kelimesinden almıştır. Mü’min inanan kimse demektir. Âyette sözü edilen mü’min, Firavun ailesinin; gizlice iman eden ve çevresindekileri hakka yönlendirmeye çalışan bir ferdidir. Ayrıca sûre, Allah’ın sıfatlarından biri olan ve 3. âyette geçen “ğâfir” kelimesinden dolayı “Ğâfîr sûresi” diye de anılmaktadır. “Ğâfir”, bağışlayan demektir. Sûrede başlıca, Allah’ın birliğini gösteren bazı delillere yer verilerek kıyametle ilgili tasvirler yapılmaktadır.


GÜNÜN HADİSİ

Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en hayırlı olanlarınızdır. (İbn Mâce, "Nikâh", 50; Tirmizî, "Radâ'", 11)


GÜNÜN AYETİ

Erkek olsun kadın olsun, kim inanmış bir insan olarak dünya ve âhirete yararlı işler yaparsa kesinlikle ona güzel bir hayat yaşatacağız ve böylelerinin ecirlerini de muhakkak surette yapmış olduklarının daha güzeliyle vereceğiz. (Nahl, 16/97)


GÜNÜN DUASI

Allah'ım! Zulmetmekten ve zulme uğramaktan, düşmanlık etmekten ve düşmanlığa maruz kalmaktan, iyilikleri silip süpüren bir hata yapmaktan veya bağışlanmayacak bir günah işlemekten Sana sığınırım. (Ahmed b. Hanbel, 35, 520)


RAMAZAN MANİSİ

Şükür bu aya girdik.

Akşam hilâli gördük

Sevinçlere gark olup

Yüzü secdeye sürdük

Sokak yolu dar mıdır?

Minaresi var mıdır?

İftara kal diyorlar

Acep aslı var mıdır?

Davet ettiniz buyurdum

Geldim manimi duyurdum

Bulsam kuş tüyü yatağı

İnan ki bende uyurdum


Oruç tutulması yasak olan günler hangileridir?

Dinimizde, oruç tutmanın emredildiği veya tavsiye edildiği günler olduğu gibi oruç tutmanın yasaklandığı veya hoş karşılanmadığı günler de vardır. Yasağın mahiyetine ve ağırlık derecesine göre, bugünlerin bir kısmında oruç tutmak haram veya tahrîmen mekruh, diğer bir kısmında ise tenzîhen mekruhtur.

Oruç tutmanın yasak olduğu günlerin başında bayram günleri gelir. Hz. Peygamber (s.a.s.) iki vakitte oruç tutulmayacağını bildirmiştir ki, birisi Ramazan Bayramının birinci günü, diğeri Kurban Bayramı günleridir (Buhârî, Savm, 66-67 [1990-1991, 1993]; Müslim, Sıyâm, 138-139 [1137-1138]). Ramazan Bayramının sadece birinci gününde ve Kurban Bayramının dört gününde oruç tutmak yasaktır (Mevsılî, el-ihtiyâr, 1/125-126). Bu günlerde oruç tutmanın yasak oluşunun nedeni, bayram günlerinin yeme, içme ve sevinç günleri olmalarıdır. Ramazan Bayramı, bir ay boyunca Allah (c.c.) için tutulan orucun arkasından verilen bir “genel iftar ziyafeti” hükmündedir. Bundan dolayı, ona “fıtır/iftar bayramı” denilmiştir. Ramazan Bayramının ilk günü bu yönüyle bir aylık Ramazan orucunun iftarı olmaktadır. Böyle toplu iftar gününde oruçlu olmak, Allah’ın (c.c.) sembolik ziyafetine katılmamak anlamına gelir ki bunun en azından edep dışı olduğu ortadadır. Allah için kurbanların kesildiği Kurban Bayramı günleri de ziyafet günleridir. Hz. Peygamber (s.a.s.), teşrik günlerinin yeme, içme ve Allah’ı anma günleri olduğunu belirtmiştir (Müslim, Sıyâm, 144 [1141]).

Hacıların, oruç tuttukları takdirde güçsüz ve yorgun düşme ihtimalleri bulunduğu takdirde, Zilhiccenin 8. “terviye” ve 9. “arefe” günlerinde oruç tutmamaları daha uygun olur. Zira Hz. Peygamber (s.a.s.), arefe günü Arafat’ta olanların oruç tutmalarını yasaklamıştır (Ebû Dâvûd, Savm, 63 [2440]; İbn Mâce, Sıyâm, 40 [1732]). Çünkü hac ibadetini yaparken daha zinde ve canlı olmaları, öncesinde nâfile oruç tutmuş olmalarından daha hayırlıdır.

Bunların dışındaki bazı günlerde oruç tutmak ise çeşitli sebeplerle mekruh sayılmıştır. Mesela; sadece âşûrâ gününde (Muharrem ayının 10. gününde) oruç tutmak, Yahudilere benzemek ve onları taklit etmek anlamını içerdiği için mekruh görülmüştür (Müslim, Sıyâm, 133 [1134]).

Şek günü (Şaban ayının sonuna gelip, Şaban’dan mı yoksa Ramazan’dan mı olduğunda şüphe edilen gün) oruç tutmak mekruhtur. Hz. Peygamber (s.a.s.) Ramazan’ı bir veya iki gün önceden oruç tutarak karşılamayı yasaklamıştır (Buhârî, Savm, 14 [1914]; Müslim, Sıyâm, 21 [1082]).

İki veya daha fazla günü, arada iftar etmeksizin birbirine ekleyerek oruç tutmak mekruhtur. Buna visal orucu (savm-i visal) denir. Hz. Âişe’nin belirttiğine göre Hz. Peygamber (s.a.s.) visal orucu tutmalarını yasaklamış; kendisinin bu şekilde oruç tuttuğu hatırlatılınca da “Ben sizin gibi değilim; beni Rabbim yedirir, içirir.” (Müslim, Sıyam, 61 [1105]) diye cevap vermiştir.

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.