Sakallıoğulları'nın hikayesi ÖZEL

Sakallıoğulları'nın hikayesi ÖZEL
Mehmet Ali Küçüksakallı, 1940’lı yıllarda o zamanki adıyla Uzun Bedesten’de 40 metrekarelik bir dükkanda kitap, kırtasiye, dikiş makineleri satan bir ticarethanede faaliyet gösteriyordu.

Mehmet Ali Küçüksakallı, 1940’lı yıllarda o zamanki adıyla Uzun Bedesten’de 40 metrekarelik bir dükkanda kitap, kırtasiye, dikiş makineleri satan bir ticarethanede faaliyet gösteriyordu. İki oğlunu, elleri süpürge tutar hale gelince yanına aldı. Çocuklarına hem işi öğretti hem de ticaretin püf noktalarını. İşte bunlardan bir tanesi, “Ticarette mesafe kısa, mükafat uzunsa ondan korkun. O riskli bir alışveriştir” Yazdığı vasiyette ise torunlarına bile ışık tuttu.

Sakallıoğulları temkinli ve sağlam adımlarla bu gün Türkiye’nin  ilk Accel Bike Shop’unu hayata geçirdi. Velesbit’i yeniden Konyalılar’a sundu. Spor Dünyası ise farklı bir konseptle hizmet veriyor. Biz de Sakallıoğulları’nı üçüncü kuşak olan Yusuf Küçüksakallı’dan dinledik.

 

Dedeniz Mehmet Ali Küçüksakallı’yı anlatır mısınız?

 

Dedem Türkiye’nin en sıkıntılı günlerinde ticaret yapmış, hayatta her şeyi görmüş geçirmiş bir insandı. Yeniliklere açıktı. İleri görüşlüydü. Kendi çocuklarına, torunlarına hep doğruyu aşılamaya çalışırdı. Bizler çocuk yaşlardayken bile doğruyu öyle güzel anlatırdı ki beynimizde yer etmiştir.

 

Sakallıoğulları’nın kuruluşu nasıl olmuş?

Dedem 1940’lı yıllarda o zamanlar Uzun Bedesten diye tabir edilen yerde kitap, kırtasiye, dikiş makineleri satan bir dükkan açmış. 20 yıla yakın o dükkanda hizmet vermiş. İki oğlu var. Babam ve amcam. Oğulları elleri iş tutar yaşa gelince yanına almış ve bildiğimiz çıraklıktan başlatmış.1970 yılında da Mevlana Caddesi üzerinde daha geniş bir dükkana taşınmış. Mehmet Ali Küçüksakallı ve Oğulları Kolektif Şirketi adı altında orada 30 yılı aşkın bir süre hizmet verildi. O dönemde de beyaz eşya, motosiklet, bisiklet, elektrikli ev aletleri, soba gibi ürünler satılıyordu. Aile şirketindeki üye sayısının artmasıyla 1980’li yıllarda da Anonim Şirkete dönüşüldü. 2000’li yıllarda amcam ve çocukları şirketten ayrılarak farklı bir alanda ilerlemeye devam ettiler. Babam Mehmet Kasım ve kardeşim Ali ile birlikte ben de yolumuza devam ediyoruz. 4. Kuşak diye tabir edebileceğimiz oğlum Mehmet de hem eğitimini sürdürüyor, hem de bizimle birlikte ticaret yapıyor.


Siz ve kardeşinizin bu işe girişi nasıl oldu?

Biz de çocukluğumuzdan beri dedemin, babamın yanındaydık.10 yaşında çıraktım.  Dedemin babama yaptığı ustalığı babam da bize yaptı. Gerçek bir çırak gibi yetiştik. Bu arada eğitimimizi de aksatmadık. Babam eğitimin önemine çok inanırdı. Ben iktisat okudum. Ticarette hem alaylıyım, hem mektepli. Hiçbir zaman demedik ki, kurulu bir düzenimiz var. Uğraşmasak, çalışmasak da olur. Babam hep söylerdi, “Hazıra Hasan Dağı bile dayanmaz. İşimizin üzerine hep yeni değerler koymaya çalıştık. Hazırı tüketme çabasında olmadık.

 

Röportajın başında da dediğiniz gibi dedeniz Türkiye’nin en sıkıntılı dönemlerinde ticarette ayakta kalmayı başarmış. Siz de benzer sıkıntılar yaşadınız mı?

Babam karneyle bisiklet lastiği satıldığı günleri anlatır, ben de gülerdim. Günümüzde artık lastik yaması yapılmıyor. Yenisiyle değiştiriliyor. Ne kadar yokluktan nasıl bir bolluğa geldiğimiz ortada. Bir zamanlar Türkiye’de hammadde sıkıntısı yaşanıyordu. Bisikletinin belgesini gösterip lastiğini öyle alabilirdin. Sayıyla. O günlere şahit olduk. Türkiye’de motorlu mopet üretimi ve bisiklet üretimini ilk kez babam Mehmet Kasım Küçüksakallı düşünmüş ve bunu hayata geçirmeyi başarmıştır. Fakat zamanla Türkiye’deki büyük trüost firmalar yaptığımız üretimle ilgili hukuki ve teknik engeller çıkarmak suretiyle mani olmuşlardır. Şu anda çok şükür herkes istediği gibi ticaret yapabiliyor. İthalat, ihracat destekleniyor. Doğru, dürüst iş yapanların her halükarda önü açık. Ama Türkiye’de motorlu mopet üretimi ve bisiklet üretimini ilk kez babam Mehmet Kasım Küçüksakallı düşünmüş ve bunu hayata geçirmeyi başarmıştır. Fakat zamanla Türkiye’deki büyük trüost firmalar yaptığımız üretimle ilgili hukuki ve teknik engeller çıkarmak suretiyle mani olmuşlardır.

 

Dedenizin yaşamınızı değiştirdiğini düşünüyor musunuz?

 

Dedem 1983 yılında vefat etti. Ölmeden yaklaşık 25 yıl kadar önce vasiyetini hazırlamış. Vefatından sonra tabi elimize geçti. Okuduklarımıza inanamadık. Dedem 25 yıl önce bizim o yıllarda nerede olabileceğimizi, nereye gelebileceğimizi görmüş ve ona yönelik yazı yazmış. Bu vasiyette bize dikkat etmemiz gerekenleri de kağıda dökmüş.

 

Bu vasiyette bahsedilen konuları anlatır mısınız?


Mesela bizi para hırsına kapılmamamız konusunda uyarmış. Doğruluktan, dürüstlükten taviz vermemiz gerektiğini, rızıkla ilgili hiçbir zaman tereddüt yaşamamamız gerektiğini belirtmiş. Bizim zaten önem verdiğimiz bütün konuları, üzerine basa basa tekrar hatırlatmış.

 

Kendisinden başka neler öğrendiniz?

 

Dedem de babam da hep derdi ki, “En iyi iş bildiğin iştir. Bilmediğiniz işlere girmeyin. Çıraklığını yapmadığınız bir işin patronu olamazsınız. Ticarette mesafe kısa, mükafat uzunsa ondan korkun. Riskli bir alışveriş” Bunun gibi daha niceleri. Bunlar hemen öğrenilmiyor. Birikim, tecrübe gerekiyor. Eğitim elbette önemli ama okullarda bunlar öğretilmez. Biz bunları babamızdan, dedemizden öğrendik. Bu süreçte bizim de tecrübelerimiz oldu ve yeni prensipler edindik. Mesela biz de çıkardığımız bir elemanımızı asla yeninden işe almayız. Pazarlık etmeden veresiye teklif ederek alışveriş yapmaya kalkan müşteriye sıcak bakmayız. Çok iyi tanıdıklarımız dışında da peşinat almadan kesinlikle ürün vermeyiz. Bunların her birinin bir gerekçesi var. Zaten ticaretle uğraşanların çoğu bilir. Ama bunu yaşayarak öğrenmek çok daha önemli.

 

Sakallıoğulları’nın  bugünkü geldiği nokta neresi?

 

Bugün Sakallıoğulları Velesbit adı altında Türkiye’nin ilk Accel Bike Shop’unu açtık. Dünya üzerinde 65’e yakın bisiklet markasının sahibi olan Accel Grup,  Türkiye’de bisiklet sektörüne en büyük yatırım bütçesi ayıran grup olmuştur. Havzan Mahallesi’nde bulunan bu mağazamızda dünyanın en iyi marka bisikletlerini, yan ürünlerini bulmak mümkün.  Ayrıca Otogar’ın karşısında yine bir mağazamız daha var. O mağazanın da bu konsepte dönüşmesi için uğraş veriyoruz. Bunun yanı sıra bir de Spor Dünyası projemiz var. Ortağım Mustafa Dolmacı ile birlikte Konya’ya sporu çok farklı yönüyle sevdireceğiz. Bunun çalışmalarını da tamamladık.

 

Son olarak eklemek istediğiniz var mı?

Bizler gerçekten ticaret anlamında güzel bir kültürle yoğrulduk. Bizden sonrakilere de aynını verme çabasındayız. Doğruluk ve dürüstlükle başarılamayacak iş yoktur. Türk insanı güvendiğini yarı yolda bırakmaz. Ama bu güveni sağlamak da kolay değil. Hiç taviz vermeden hep doğru olacaksınız. Bunu sağlamak için biz de var gücümüzle çalışıyoruz.

 

Çiğdem KURUT

 

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.