"Seçim Öncesi Durum Değerlendirme Raporu" için kanun teklifi

TBMM (AA) - CHP, "Seçim Öncesi Durum Değerlendirme Raporu" hazırlanmasına yönelik kanun teklifi hazırladı.

CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Levent Gök ve Özgür Özel'in imzasıyla TBMM Başkanlığına sunulan teklif, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nda değişiklik öngörüyor.

Buna göre, genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri için, seçimlerden en çok otuz gün önce, "Seçim Öncesi Durum Raporu"nun düzenlenmesi yasal zorunluluk haline gelecek. Rapor, Resmi Gazete'de yayımlanacak.

İl özel idareleri ve belediyelerde, rapor, hazırlanma süresi içinde idarelerin internet sayfasında yayımlanacak, uygun iletişim araçları ile duyurulacak.

Başbakan tarafından hazırlanacak raporda, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının, hükümetin göreve başladığı tarih ile seçimden önce rapor yayımlama tarihi itibariyle genel mali durumu, varlık ve yükümlülüklerindeki değişim, seçim taahhütleri ve bunların seçimden önceki gerçekleşme durumları, özet bir şekilde ve karşılaştırmalı olarak gösterilcek.

Teklifin gerekçesinde, seçimlerde yarışan adaylar arasındaki propaganda yarışının esasını, mevcut durumun eleştirisi ve daha iyi ve daha fazla hizmet taahhütlerinin oluşturduğu belirtildi. Bu yarışın sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesinin, merkezi ve yerel yönetimler, sosyal güvenlik kurumlarına ilişkin yürütülen proje ve faaliyetler ile mali varlık ve yükümlülüklerin raporlanmasına bağlı olduğu vurgulandı.

Gerekçede, "Seçimde aday olanlar ve oy kullanacak vatandaşlar için hazırlanacak Seçim Öncesi Durum Raporları, seçim sürecinde veri ve bilgilerin doğruluğu kurumsal raporlamaya dayanacağından, kısır tartışmalar ve bunların doğruluğunu değil esasına yönelik olarak içerik, büyüklük, yönetilebilirlik, değerlendirilme gibi geçmişe, bugüne ve geleceğe yönelik etki, neden ve sonuçlarının tartışıldığı sağlıklı bir seçim propaganda ortamı sağlayacaktır" ifadesi yer aldı.

Demokrasilerde saydamlık ve hesap verilebilirliğin, iyi yönetimin temel ilkeleri arasında bulunduğu belirtilen gerekçede, bunun sağlanabilmesinin temel dayanağının, sağlıklı ve güvenli veri ve bilgiye kolayca ulaşmaktan geçtiği, ancak Türkiye'de güvenilir veriye ulaşmanın çoğu zaman mümkün olamadığı savunuldu.