SEDEFÇİLİK ECDADIMIZIN YADİGARI

SEDEFÇİLİK ECDADIMIZIN YADİGARI
Gaziantep’ten sergi açmak için Konya’ya gelen Sedefkâr Muzaffer Demir, baba mesleği olan Sedefçiliği çok küçük yaşlardan beri yapıyor

Emine Şeyma Yıldız’ın Röportajı

6-7 yaşında babasının yanına atölyeye başlayarak çırak olarak yetişmiş ve bugünlere gelmiş. Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel El Sanatları Sanatkârı unvanını almaya hak kazanmış. Kendisinden sedefçilik sanatına dair ve sedefkâr olmanın inceliklerine dair her şeyi dinledik.

Sedefçilik sanatını ustasından dinlemek isteriz…

Sedefçilik, ecdadımız olan Osmanlı ve Selçuklu’dan gelen bir sanattır. Sedef, sıcak denizlerin akıntılı sularında tuz, kireç ve fosfordan oluşan kalker bir maddedir. Bazı deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan ve sedefçilikte kullanılan sert, beyaz ve gökkuşağı pırıltılı, fosforik özelliği olan maddeye sedef denir. Taşıdığı renge göre beyaz, arusek, çöp sedef gibi isimler alır. Çok çeşidi bulunmasına karşılık sedefçilik de yalnızca belirli özelliklere sahip olan sedefler kullanılmıştır. Sedefin bir sanat eserinde ya da süsleme olarak kullanılabilmesi için işlenebilir kalınlıkta olması, gökkuşağının renklerini yansıtması renklerin göz zevkine uyması gerekmektedir.

Bu sanatın tarihçesinden bahsedebilir misiniz?

İlk örneklerine M.Ö. 4000 yılında Sümerlilerin mezar taşlarında rastlanan Sedefkârlık, eski dönemlerde özellikle Doğu ülkelerinde yaygın şekilde icra edilmekle birlikte, Osmanlı Devleti döneminde zirveye ulaşmış ve Türk-İslam sanatının klasik örneklerinin verildiği süsleme tekniğine dönüşmüştür. 15. yüzyıldan itibaren inşa edilen camiler, saraylar ve konakların kapı, pencere süslemelerinde ve bu mekânlarda kullanılan aksesuarların yapımında oldukça ilgi gören el sanatları arasındadır. Sedefçilik, Uzakdoğu’ da yaygın olarak uygulanan el sanatı olsa da Selçuklu ve Osmanlı devletleri döneminde Anadolu’ da zirveye ulaşmıştır. Gaziantep te sedef kakmacılık 1963 yılında başlamıştır. Gaziantep’te ilk sedef atölyesini açan kişi Arif Demir isimli ustadır ve hala hayattadır. İlk zamanlar eski piştol tabancaların tamiri ile başlanmış ve daha sonraları tamir edilen tabancaların aynısı yapılmıştır. Zamanla tabancaların üzerlerinde bulunan sedefin aynısı hatta daha da iyileri üretilmiştir. Daha sonraları sedef çeşitli dekorasyon ve aksesuar ürünlerde de kullanılmıştır. Bu gün bin bir çeşit ürünlerde kullanılmaya devam etmektedir. Sedefçilik tarihler boyu daha çok babadan oğula geçmiştir. Bize de babamızdan kalan bir meslek ve bizlerden de çocuklarımıza böyle devam edecek.

Sedeften neler yapıyorsunuz? El emeği, göz nuru ürünlerinizden bahsedebilir misiniz?

Yıllar önce küçük mücevher kutularıyla başladık. Şimdilerde bin 200’e yakın ürünümüz mevcut. Modern evlerde kullanılan fiskos sehpaları, zigon sehpalar, yurt dışındaki büyük otellere yaptığımız komedinler, aynalar, taraklar, kolyeler… Çeşitte sınır yok. Her ahşap olan ürüne sedef işleyebiliyoruz.

Yeteneği olmayanlar da bu mesleği yapabilir mi?

Sedef sanatı zordur, yetenek olması gereklidir. Sabır isteyen bir sanattır. Aynı zamanda çok zarif bir sanattır. Her sanat dalında olduğu gibi ilginiz ve sevginizle bu zorlukları görmezden gelirsiniz. Sanatçı yeteneğinin yanında ilgi, özveri ve sevgisi ile sanatını güzelleştirir ve paylaşır. Sanatçının ilgisi ölçüsünde de o konuya ilgi ve merak artar. Tasarımından, üretiminize kadar ve onu beğeniye sunuşunuza kadar olan yolculuk sabır gerektiriyor.

Gelecek nesil bu sanattan haberdar olacak mı?

Özellikle günümüzde sanata olan ilginin yetersizliği ve genç neslin para kazanma hedefleri onları başka mesleklere yönlendiriyor. Dolayısıyla bizim sanatımızı sonraki nesillere aktarmamız öncelikle onların istekli olması ile gerçekleşir. Çok kolay değil. Ancak biz zorda olsa ilgi duyan gençlere seve seve aktarıyoruz mesleğimizi. Belediyelerin sedef üzerine açmış olduğu kurslar ve bu kurslara gösterilen ilgi bizi umutlandırıyor.

Peki Konya? Gösterilen ilgiden memnun musunuz?

Fazlasıyla… Bizim avantajımız kaliteli ürün yapıyor olmamız. Konya’da en çok zigon sehpalar, fiskos sehpalar, sandalyeler çok ilgi görüyor. Ürünlerimizi alan başka bir sergimizde eşini, dostunu, akrabasını, komşusunu alıp geliyor. Konya insanının gösterdiği ilgi bizi çok memnun ediyor. Konya’ya gelmeyi iple çekiyoruz. Burada çok güzel dostluklar edindik. Biz Konya’dan memnunuz.

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.