Selçuklu Buğdayı piyasaya girecek

Selçuklu Buğdayı piyasaya girecek
Ekim alanlarında onlarca buğday çeşidine sahip olduklarını söyleyen Bahri Dağdaş Uluslararası Araştırma Enstitüsü Müdürü Fatih Özdemir, “Selçuklu Buğdayı önümüzdeki yıllarda piyasaya girecek” dedi.

Ekim alanlarında onlarca buğday çeşidine sahip olduklarını söyleyen Bahri Dağdaş Uluslararası Araştırma Enstitüsü Müdürü Fatih Özdemir, “Selçuklu Buğdayı önümüzdeki yıllarda piyasaya girecek” dedi.

Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından düzenlenen Tarla Günü’nde üreticilere, sanayicilere, tohum firmalarına tohum çeşitleri ve enstitü çalışmalarının tanıtımı yapıldı. Gıda güvenliğine katkıda bulunmak, buğday, tahıl ve endüstri bitkilerinde verim ve kaliteyi arttırmak, hastalık- zararlara dayanıklı bitkiler elde etmek, iklim değişikliği ve kuraklıkla mücadele etmek amacıyla dayanıklı çeşitleri geliştirmek, Gen kaynaklarını toplamak, Ar-Ge faaliyetlerini devam ettiren tarımsal araştırma enstitüsünün programına Kayseri Tarım il Müdürü Mustafa Şahin, Sultanhanı Tarım İlçe Müdürü katılım sağladı.

selcuklu-1.jpg

“MEYVESİNİ ANCAK 15 YIL SONRA ALACAĞIZ”

Arazilerindeki sıralarda yer alan buğdayların her birinin farklı yapıya sahip olduğunu söyleyen Bahri Dağdaş Uluslararası Araştırma Enstitüsü Müdürü Fatih Özdemir, ıslahın ilk başladığı yerin “Melez Bahçesi” olarak adlandırıldığını ve bu alanda 400 ila 500 farklı bitkinin yer aldığını dile getirdi. Yaptıkları araştırmalar sayesinde bitkilerin hangisinin kuraklığa daha dayanıklı olduğunu, hangisinin yatmaya ve hastalığa dayanıklı olduğunu öğrendiklerini ve bunun sonucunda en iyi ebeveynlerin seçildiğini açıklayan Özdemir, “Doğru anne ve babayla ileriye dönük, geleceğimize dönük melezlemeler yapıyorlar. Aslına bakılırsa ıslah öyle zor bir olay ki. Araştırmacılar, melez yaparken bugünü değil 15- 20 yıl sonrasını hedeflemeli. Bu yaptığımız işin meyvesini ancak 15 yıl sonra alacağız. Dolayısıyla biz bugünkü koşulları düşünerek ıslah yapmıyoruz. Biz elimizdeki varyasyonu veya çeşitliliği, sorunları, hangi sorunların olacağını biliyoruz ve ona göre baskıyı arttırıp seçimi yapıyoruz. Buradaki materyalde yapılan oynamada bitkilerin kendi arasında doğada oluşturduğu tozlaşmayı kontrollü koşullarda yapıyoruz. Bu emek bir tohumla başlayıp bütün Türkiye’yi kaplayan bir buğdaya dönüşebilir” dedi.

“KURAKLIĞA DAYANIKLILIK TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİLDİR”

Melezleme alanlarının büyük parseller haline dönüştüğünü ve materyallerinin çoğaldığını belirten Fatih Özdemir, melezleme alanlarının ardından gelen alanlarda yıllar içerisinde buğdayların seçilerek saflaştırıldığını dile getirdi. Tek tip haline getirdikleri buğdayların geleceğin buğday adayları olduğunu belirten Özdemir, “Robotik sulama sistemleriyle istediğimiz alana istediğimiz miktarda su verebiliyoruz. Sulu alanlar için robotik sistemler kullanıyoruz. Bir diğer alanımız ise kuru alanlar için. Bu alanlarda kuraklığa dayanıklı, sadece yağmur suyu ile sulanan alanlar için geliştirdiğimiz bir yer. Alanımızın bir kısmını ise sadece yerel buğday üretimi için kullanıyoruz. Bu parsel yapısı ve ekim stili dünyanın her yerinde standarttır. Dünyanın her yerindeki ıslaha benzer parsel yapısı, sayısı ve genişliği kullanılır. Gösteri parseli dediğimiz en son aşamada kuraklığa dayanıklı, sulu koşullar için yüksek verimli ve kaliteli buğdaylar yer alıyor. Kuraklığa dayanıklılık tek başına yeterli değildir. Yani biz buğdayı güzün ekiyoruz ve ilerleyen aylarda kuraklık olup olmayacağını bilmiyoruz. Bununla ilgili de güzel bir strateji gerçekleştirdik. Güzün ektiğimiz tohumlarımızın gelecek aylarda kuraklığa karşı sağlam durabilmesi ve yağış, sulama koşulları olduğunda ise verimini arttırabilmesi için uğraşıyoruz” şeklinde konuştu.

fatih-ozdemir-mudur.jpg

“DAHA VERİMLİ VE BÜYÜK BUĞDAYLAR ELDE ETTİK”

Kendi üretimlerine ait olan onlarca buğday hakkında bilgi veren Özdemir, “Bozkır buğdayı Türkiye’de de birçok alanda ekiliyor. Oldukça geniş arazilere ekilirken kendi reklamını da yapmış oldu. Bu sene ekimini yaptığımız buğdaylara biraz daha destek attık. Son zamanlarda artan yağışlardan kaynaklı biraz daha verimli ve büyük ürünler elde ettik. Taner buğdayımız ise kuraklığa, yatmaya dayanıklı, uzun boylu, kırmızı başaklı ve taneli bir ürün. Toprak mahsulleri ofisinin en kaliteli buğdaylar sınıfı içerisinde yer alıyor. Bir diğer ve geleceğin yıldızları arasında yer alan Selçuklu buğdayımız, en iyi kaliteye sahip buğdayımızdır. Bizler Taner’i çok seviyoruz ama Selçuklu Taner’den daha iyi. Önümüzdeki yıllarda da piyasaya girecek bir ürün. Her zaman elimizde bir öncekinden daha iyi buğday bulundurma gayretindeyiz. Yine kuraklığa oldukça dayanıklı bir diğer örneğimiz ise Şehzade isimli buğdayımız. Şanlıurfa’dan Afyona kadar uzanan geniş alana sahip” ifadelerini kullandı. (Pakize Yiğiter)

dsc-0118.jpg

dsc-0121.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.