Selçuk'ta 290 kişiden 176'sı ihraç

Rektör Şahin'den öğrencilere mesaj video için tıklayın 

Türkiye’nin en büyük üniversiteleri arasında yer alan Selçuk Üniversitesi tam bir yıldır Prof. Dr. Mustafa Şahin dönemini yaşıyor.  Şahin geçtiğimiz yıl bugün göreve gelerek birçok önemli çalışmaya imza atmasının yanı sıra özellikle FETÖ ile mücadele de ciddi anlamda çaba sarf eden isimler arasında yer alıyor. Şahin göreve geldiğinden bu yana ülkenin katkısına sunulacak birçok projeye imza atarken üniversite içerisindeki yapılanma üzerinde titiz çalışmalar yürütüyor.

DARBE GİRİŞİMİNDEN ÖNCE YAPILANMAYI BOZMA ÇALIŞMALARI BAŞLADI

Göreve geldiğinde üniversitenin büyüklüğünün farkında olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mustafa Şahin, “Ülkemizin ihtiyaçlarını ve üniversitelerin ülkenin gelişmesinde önemli faktörler olduğunu biliyorduk. Biz bu çerçevede çalışmalarımızı planlamıştık. Ancak paralel yapının Selçuk Üniversitesi’ni bir üs gibi kullandığını, Türkiye’deki birçok eğitim kurumlarına buradan akademisyenler yetiştirdiğini ifade etmiştik. Diğer üniversitelerden açığa alınan ve ihraç edilen akademisyenlerin önemli bir kısmının da Selçuk Üniversitesi’nden de gitmiş olduğunu fark ettik. Bu yapının üniversitedeki etkinliğini kırmak adına o gün ki kanun, mevzuat ve yönetmelikler çerçevesinde bir tasfiye süreci başlatmıştık. Önce hızlı bir şekilde idari görevlerdeki değiştirme yetkimizde olan idarecilerimizi değiştirdik. Diğer idarecilerin istifalarını istedik ve bazı dekanların görevden alınmasını YÖK vasıtasıyla yürüttük. Onun dışında üniversite fonksiyonunu icra eden alt kurum ve kuruluşlar var. Bu kurullarda da çok fazla yapılanma oluşmuştu. Biz bu yapılanmaların tamamını bozduk ve görevden aldık” diye konuştu.

HAK EDENLERE HAKKINI VERDİK

Özellikle enstitülerde ciddi sorunlar olduğunu ifade eden Şahin, “Sosyal Bilimler Enstitümüzün yönetimini darbe girişiminden önce tamamen değiştirdik. Oradan eğitimini alan insanların devletin birçok üst kurumuna yerleşmiş olduğunu gördük. Hatta bu insanların birçoğunun enstitüye gelmeden yüksek lisans ve doktoralarını aldığını, hatta harçlarını bile Konya’da oluşturulan bir fon vasıtasıyla FETÖ’cü iş adamlarının ödediğini tespit ettik. Rektör olarak atandığımız 13 Ocaktan 15 Temmuz darbe gününe kadar bunları çalıştık ve Selçuk Üniversitesindeki içine kapanmış, gelecekten ümidi kesmiş psikolojisini de akademisyenlerimizin üzerinden atma gayreti içerisinde olduk. Birçok insan hak ettiği kadro ve unvanı alamamıştı. Bu noktada çalışmalar yaptık. Bütün akademik kurullara katılarak, öğretim üyelerimizle yakın görüşmeler yaptım. Kendilerini en azından özlük hakları noktasında bir haksızlığa uğramayacakları teminatı ve güvencesi vermeye çalıştım” dedi.

35 KİŞİ BYLOCK KULLANICISI

Üniversitenin eğitim-öğretim kalitesini yükseltmek için, ülkenin cari açığını kapatacak birçok çalışmalarda yaptık diye konuşan Şahin, “Tabi 15 Temmuz darbe girişiminden sonra her şey değişti. Önce OHAL ilan edildi ardından KHK ile bizlere yetki verildi. Bizim darbe öncesinin kanun, mevzuat ve yönetmelikleriyle yapmaya çalıştığımız tasfiye süreci birden hızlandı. Önceden yaptığımız hazırlıklarla 170 kadar insanı açığa almıştık. Daha sonra ByLock listesi geldi ki kurumumuzdan 35 kişinin ByLock kullanıcısı olduğunu öğrendik. Arkasından Bank Asya’dan çok detaylı kayıtlar aldık. Sadece masumane hesap açmış olanlarla, Amerika’dan gelen talimatla Bank Asya’yı kurtarma adına yüklüce para yatıranları ayırdık. Böyle anlık hesap hareketlerinden çok detaylı bilgileri aldık. 10 bin sayfaya yakın bilgi geldi ve tamamını değerlendirmeye aldık. Bu yapıyla yolu kesişmiş veya bu bankayla yolu kesişmiş insanlarla, bilinçli olarak bu yapının mensupları olan insanların davranışlarını tespit ettik. Okul dernek kayıtlarını istedik yurt dışı çıkış kayıtlarını istedik. İnanılmaz verilere ulaştık. Kurum içeresinde hangi dönemde hangi şartlarda atandı bunları çıkardık ve somut verilerle bizim gözlemlerimize dayalı açığa aldığımız listeyi üst üste koyduğumuz zaman yüzde 80 oranında örtüşme gerçekleşti” diye konuştu.

EN ÇOK İHRAÇ HUKUK FAKÜLTESİNDEN

En çok ihracın olduğu fakültelerden bahseden Şahin; “Toplamda 290 kişiyi açığa aldık. Bu 290 kişinin 176’sı ihraç edildi. Bunların 30 tanesi taşeron şirket elemanı, 24 tanesi yüksek rütbeli idari personeli, fakülte sekreterleri, daire başkanları ve şube müdürleri. Bunun dışında geri kalan 130 akademisyen ihraç edildi. İhraç edilen akademisyenlerden en çok sayı profesörlerde, bunu araştırma görevlileri takip ediyor. En çok ihracın olduğu fakülte hukuk fakültesi oldu. Çünkü bu yapının üniversitedeki beyin takımını bu fakülte oluşturmaktaydı. İkinci sırayı 22 kişi ile tıp fakültesi alıyor. 3. sıra Fen Fakültesinde 4. sıra diş hekimliği 5.sıra ise mühendislik fakültelerinde ” dedi.

100’E YAKIN İADE

Şahin son olarak ise şu ifadelere yer verdi; “Bu ihraç sürecinde kendi gözlemlerimiz ve devletin kurumlarından gelen veriler önemliydi. Birinci partinden sonra ikinci partide yağmur gibi ihbarlar geldi. BİMER’den CİMER’den YÖK’ten Valilikten ve üzerinde resmi yazıyla gelen listeleri ilk başta çok ciddiye aldık ve hemen listeleri açığa aldık incelemeler yaptık. Baktık ki bu ihbarların büyük çoğunluğu yalan ve gerçeği yansıtmayan ihbarlar. Belki kişilerin kendi aralarında olan husumetten dolayı yapılan ihbarlar ama önemli bir kısmının da ortalığı bulandırmak için FETÖ’cüler tarafından organize edilmiş olan sahte ihbarlar olduğunu fark edip bunları görevine iade ettik. Dolayısıyla 100’e yakın iadenin bilgi kirliğinden dolayı kaynaklanan açığa almalar ve iadeler olduğunu söyleyebiliriz. İhbarlar halen devam ediyor artık tecrübe kazandık. Bugün gelen ihbarları önce değerlendiriyoruz, eğer somut verilere dayanıyorsa ve gerçeği yansıtıyorsa işleme koyuyoruz. Onun dışında cevabi yazısını yazıp ilgili kuruma gönderiyoruz. Bu süreç bitmiş değil en son kararnameme ile 22 akademisyenimiz daha ihraç edildi. Geri iade ettiklerimizle ilgili tekrar somut veriye ulaştığımızda onları açığa alıyoruz. Değerlendirip ihraç listesine koyuyoruz. Bu şekilde 9 kişiyi önce iade etmiş olmamıza rağmen açığa alıp ihraç listesine koyduk. Halen sorgulamalar devam ediyor.” (Derya Demir)