Konya’ya gelenlerin birçoğu merak eder Sille’yi. Çünkü Sille’ye dair birçok haber yapılmış, televizyonlarda gezi programlarında da yerini almıştır.
Sille


O kadar güzelliği görüp de merak etmemek olmaz zaten. Biz de bu güzelliği sizlere, tüm merak edenlere, daha önce Sille’yi görmeyenlere anlatalım istedik.

Gezi sonrası tatlı bir yorgunluk olsa da gezi buna değer. Bakalım sizde buna katılacak mısınız?

Konya’dan 8 kilometre uzaklıkta olan Sille, çok eski bir yerleşim merkezi. Hatta Roma döneminden itibaren bir yerleşim merkezi olduğu söyleniyor.

Kiliselerin fazlalığı gözünüze çarpıyor. En ünlüsü Aya Elenia Kilisesi. Bu kilise başta olmak üzere toplam 4 tane daha kilise yer alıyor.

Aya Elenia Kilisesi’ni Büyük Konstantin’in annesi Helene’nin, Kudüs seyahatinde Sille’ye uğradığı ve bu kiliseyi o zaman inşa ettirdiği rivayet edilmekte.

Kilise’nin içerisinde org yer almakta. Kilisenin son görevlisi tarafından Silleli bir Türk ailesine emanet edilen bu müzik aleti, Rum ve Türk ilişkilerini ortaya koyan önemli bir obje olarak kabul edilmekte.

Sille’de yer alan Süt Kilisesi’nin, sütü erken çekilen annelerin çare olarak burayı ziyaret etmelerinden dolayı bu adı aldığı söyleniyor. Karataş, Kurtuluş, Subaşı, Mezaryaka, Ak, Orta Mahalle ve Çay Camii isimlerinde 7 tane de camii yer almakta.

Bu camiler içerisinde en büyük olanı Ak Camii’dir. . Sille’de birden fazla da mezarlık bulunmakta. Osmanlı dönemine ait gayrimüslim mezarları Aya Elenia Kilisesi’nin çevresinde bulunmakta.

Şu anda ise Subaşı Mahallesi Mezarlığı, Mormi Mahallesi Mezarlığı, Karataş Mezarlığı ve Ak Mahalle Mezarlığı olarak adlandırılan dört büyük mezarlık Müslümanlara aittir. 20. yüzyılda kayıtlara göre nüfusun %56’sı Müslüman, %44’ü Gayr-i Müslüman olarak yer almakta.

1923 yılında gerçekleşen nüfus mübadelesiyle Sille’deki tüm Hristiyan halk Yunanistan’a göç etmiştir. Ama tabii onlardan izler kalmış. Mezarlıklar, kiliseler bıraktıkları arasında. Sille’yi ikiye bölen Sille Deresi birçok köprünün yapımını zorunlu kılmıştır.

Sille merkezindeki en önemli köprü Mısırlıoğlu Sokak Köprüsü’dür. Sille’de 2 tane de hamam yer almakta. Bunlar, Hacı Ali Ağa ve Subaşı Hamamı. Hacı Ali Ağa Hamamı 2005 yılında restore edilmiştir.

Şu anda el sanatlarının sergilendiği bir müzedir. 1989 yılında Selçuklu ilçesine iki mahalle olarak bağlanan Sille’nin bir bölümü, 1995 yılında birinci derecede arkeolojik sit alanı, esas yerleşme bölümü ise kentsel sit alanı olarak belirlenmiştir.

Evet, Sille’yle ilgili bu bilgileri verdikten sonra sıra insanların yaşamlarını, testi ve mum atölyelerini anlatmaya geldi… İnsanların yaşamları çok doğal.

Kırmızı ve beyaz üzüm bağları sıra sıra. Dutlar kıpkırmızı. Akşama yaprak sarması yapacak olan teyze, erken saatlerde yaprak toplamakta.

Zaten birçok ürünü kendileri yetiştiriyor. Sille’de testicilik çok ünlü. Buraya gezmeye gelenler testi atölyelerine uğramadan geçmiyor.

Toprağa hayat veren Yaşar Usta, yoğun bir şekilde çalışıyor. Usta’nın duvarındaki fotoğraflar geçmişten bu yana yaşamının izlerini sunuyor. Sille, sadece son yetmiş yılda 200’e yakın usta çıkardı.

Başta Konya olmak üzere çevre illere de ürünler gönderen önemli bir üretim merkezi olduğunu öğrendik.

Üretilen ürünlerde kendine özgü desenler, süslemeler yer alıyor. Büyük beğeni toplayan bu ürünler, çoğu kişi tarafından tercih ediliyor. Renk renk çiçekler evlerin bahçelerini süslemekte.

Emek emek sulanmakta, yetiştirilmekte. Engebenin fazla olduğu Sille’de, yokuşları çıkmakta zorlanıyorsunuz. Bir tepeye çıkıp izliyorsunuz Sille’yi, serin serin… Yapılan düzenlemelerle şehrin çekim merkezi haline gelen Sille’de kafeler de yerini almış.

Kafeler içinde yüksekte yer alanlar da var. Şehirden yüksekte sohbet edip, çayı yudumlamak çoğu kişinin tercihi. Mahallenin bakkalı çok şirin. Kurulan masalarla mütevazi bir hizmet sunuyor, kafelere inat.

Yorgunluğunuzu atmak için tercih edebilirsiniz. Konya’ya gezmeye gelen turistler Türk Kahvesi eşliğinde sohbetteler. Tabii insanların birlikte fotoğraf çekinme isteklerini kırmıyorlar.

Mahallenin bakkalı hemen telefonu kaptığı gibi geliyor. Dinlendik, sıra ülkemizde en eski mum imalathanelerinden biri olan mum atölyesindeyiz. Mum atölyesi gerçekten görülmeye değer.

Mumdan bunlarda mı yapılıyormuş diye şaşırmaktan kendinizi alamıyorsunuz. Çeşit çeşit hediyelik eşyayı bulabileceğiniz mum atölyesi hediye almak isteyenlerle dolup taşıyor.

Mumdan yapılmış at heykelleri, çiçekler, semazenler, sille evleri çok farklı. Çeşit çeşit bilekliklerin, takıların yer aldığı dükkânlarda var.

Fotoğraf çekinmek isteyenler için kaçırılmayacak bir mekân.

Özellikle düğün fotoğrafı çektirmek isteyenler için iyi bir fırsat sunuyor Sille. Büyük alışveriş merkezinin olmadığı Sille’de genelde alışverişler mahalle bakkalından yapılıyor. Kıyafetler, gelen satıcıdan alınıyor.

Tandır ekmeğinin kokusu mis gibi etrafa yayılıyor. Tandır ekmeği bulunur yazısı çoğu kişinin dikkatini çekiyor. Doğma büyüme Silleli olup işini Sille’de yapanlar var. İnsanlar hayatlarından çok memnun.

Akşama ekmek alan amca, torunlarını da yanına almış eve gidiyor. Şehrin merkezindeki sıcak havadan ve sesten kurtulmak isteyenler 1 günlüğüne de olsa dinlenmek için geliyorlar. Eline su şişelerini alan amca yanına mahalle arkadaşını da almış geziyor. Mahalleliler yapılan düzenlemelerden çok memnun.

Önceden bu kadar ziyaretçi gelmediğini, düzenlemelerle birlikte cazibe merkezi haline geldiğini mahalleliden öğreniyoruz. Bu durum Sille’nin gelişimine büyük katkı sağlamış diyebiliriz.

Derelerden akan kaynak suları için Sille’ye gelenler bile var. Konya’nın önemli turizm ve kültür merkezi durumunda. Artık turlarla Konya’ya gelenlerin sıklıkla uğradığı bir yer. Çok ünlü olan Sille Halısı artık yok. Kaybolmuş bir gelenek.

Geçmişten bu yana farklı milletlerin izlerini, inançlarını barındıran Sille, gerçekten görülmeye değer.

Sille’ye gittiğinizde mum ve testi atölyesine uğramayı unutmayın derim. Kuşların cıvıltısı, tavukların sesi, renk renk kelebeklerin uçuşu…

En önemlisi de insanların doğallığı… Umarım bu doğallığı kısa süre içinde görme fırsatı yakalarsınız…

















