"Siyasal meşruiyetin temelini kimse sarsamaz"

"Siyasal meşruiyetin temelini kimse sarsamaz"
"Bugün, HDP'nin bu yıkıcı siyasetiyle paralel yapı arasında irtibatlar var. Açık ve net ifade ediyorum. Bu bir kanaat ve izlenim değil"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bugün HDP'nin bu yıkıcı siyasetiyle paralel yapı arasında irtibatlar var. Açık ve net ifade ediyorum. Bu bir kanaat ve izlenim değil'' dedi.

Davutoğlu, Kanal 24'teki canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. 

Ahmet Davutoğlu, paralel yapıyla mücadeleye ilişkin sorular üzerine, bu yapıyla kimlerin gizli temas içinde olduğuna bakıldığında oyunun ne kadar büyük olduğunun görüleceğini söyledi.

HDP'nin bu yıkıcı siyasetiyle paralel yapı arasında irtibatlar bulunduğunu belirten Davutoğlu, "Açık ve net ifade ediyorum. Bu bir kanaat ve izlenim değil. HDP için de bu bir sınav. Neden Demirtaş'ın bazı seyahatler sonrası bir renk değişimi içine girdiğini de herkesin sorgulaması lazım. HDP'nin de KCK operasyonları yapıldığı dönemde yürüttüğü yaklaşım ile şimdi paralel yapıyla girdikleri ilişkiyi doğru anlamaları lazım" değerlendirmesinde bulundu.

Davutoğlu, paralel yapının bürokraside, siyasi iradeden bağımsız, ayrı bir paralel yapı kurmak istediğini anlatarak, "İmam, hoca, cemaat tüm tabirleri de kirletildi. Bu yapının saf inanmış kesimlerini, doğru hak bir çaba var diye desteklemiş kesimlerini tenzih ederim" diye konuştu.

-"Siyasal meşruiyetin temelini kimse sarsamaz"-

Hangi unvan ve rütbeyle olursa olsun, kimse yetki almadan, halktan yetki almadan bir gücü kullanamayacağına vurgu yapan Davutoğlu, "Atlantik ötesinden gelecek, kapalı kapılar arkasından gelecek, bir öbekten gelecek. Bu anlamda paralel ile mücadele zinhar dini yapıyla mücadele değil, onlar o dini yapılar içinde kalsalardı, eğitim faaliyeti içinde kalsalardı kimse onlara bir şey söylemez verilen destek verilmeye devam edilirdi" ifadesini kullandı.

-"Hepsini dağıtırım"-

Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Benim nezdimde Başbakanlıkta başka gerekçeyle de olsa bir grup bürokrat arkadaşımın gruplaştığını görürsem hepsini dağıtırım. Hepsi tek tek görevini yapmakla yükümlüdür, başkaca da bir görevi yoktur. Kim olursa olsun, burada ağzımız yandı. Devlet dairesinde işi bittikten sonra evine veya başka eve veya başka derneğe, eskiden olduğu gibi locaya gidip de 'bu ülkenin geleceği ne olacak gelin hep beraber bizim hesap vermek durumunda olduğumuz amirlerimizi bırakıp birlikte politika geliştirelim' derlerse o dağıtılır."

KPSS soruşturmasına da değinen Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Birisi tutup da sınava giren binlerce öğrenci arasından bazılarına bu sınav sorularını veriyorsa, diğerlerinin hakkını gasbediyorsa, bunu da dini kisve ile yapıyorsa dine en büyük ihanettir. İnsanlığa ihanettir. Burada insanın isyan duygusu geliyor, tepki dozunu artırma ihtiyacı hissediyorsunuz. Bunu nasıl yaparsınız? Kim yaparsa yapsın, burada bürokrasiyi tek tek almak lazım. Her bir hakim tek başına vicdanıyla karar verir, eğer hakimler oturup da kendi aralarında kurdukları network ile karar verirse yargı bir konuda, adaletle hükmetmek mümkün olmaz."

-Başkanlık sistemi-

Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemiyle ilgili eleştiriler konusundaki değerlendirmesi sorulan Davutoğlu, "Bir kere 'anayasa değişikliği' dememek lazım. Çünkü bu anayasa değişe değişe tanınmaz bir hale geldi. Yeni Anayasa. Baştan sona Yeni Anayasa" dedi.

Davutoğlu, şunları söyledi:

"Baştan sona felsefesi değişmeden anayasanın içeriğinde tek tek değişiklikler yapmak durumu, anayasanın kompozisyonunu veya muhtevasını değiştirmiyor. Onun için baştan anayasa yazmak ve o anayasanın merkezine Türkiye Cumhuriyeti, birliği, beraberliği, tarihi yanında insanlık onurunu yerleştirmek lazım. Vatandaşların insanlık onuruna saygı duymak... Çok çarpıcı, biraz böyle eski Türkiye'nin kanadından birisi şöyle demişti; 'Bu ülkeyi askerler kurdu, dolayısıyla darbeler normaldir. Aynen tüccarların ABD'yi kurması gibi'. İşte tam da yanlış zihniyet bu. Ülkeyi kuran asli unsur insandır, vatandaştır. Bunun askeri de vardır, sivili de vardır. Ama asli unsur insandır ve o insan onurunu korumak en önemli mesele."

-"Anayasa içinde doğru yere oturur"-

Başkanlıkla ilgili konuların da bunun içine yerleştirilmesi gerektiğini belirten Davutoğlu, "Yani başkanlıktan hareketle anayasa yazılmaz. Anayasa oluşur ve başkanlık sistemi onun içinde doğru yere oturur" yorumunu yaptı.

Davutoğlu, Türkiye'de bugün parlamenter sistemi savunduğunu iddia edenlerin önce 27 Mayıs darbesine karşı çıkmaları gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"O zaman yıkıldı parlamenter sistem ve hep parlamenter sistemdeki milli irade dozu zayıflatılmaya çalışıldı. İşte MGK yapısıyla, eski halini söylüyorum, hep Kenan Evren gibi bir Cumhurbaşkanı olacağı varsayımıyla getirilen düzenlemeler vesaire. Bugün halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı var, Cumhurbaşkanımız. Bunlar, Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olacak diye bu sistemi böyle kurmadılar. Şu günkü yapı içinde Başbakanlık makamını ve görevini yaparken bu makamın hakkını veririm. Bu konuda da hiçbir şekilde en ufak bir feragatte bulunmam. O görevi yaparım. Dolayısıyla 3 ay, 4 ay önce, daha seçim ortamına girilmemişken, daha yeni Türkiye ile ilgili vizyonumuz ortaya konmamışken, bu tartışmayı benim açımdan başlatmak doğru değildi zamanlama itibarıyla. Ama şimdi seçime gidiyoruz. Şimdi doğru olanı, olması gerekeni söyleme vakti." 

-"Başkanlık ya da parlamenter sistemi kutsamayalım"-

Türkiye'de bu yetki çatışmaları ve keşmekeş haline gelmiş idari yapının düzelmesi için mutlaka sistem değişikliğine gidilmesi gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Ne olabilir bu? Ya parlamenter sisteme mutlak anlamda geri dönersiniz ya da başkanlık sistemine. Katedilen yol ve halkın seçtiği cumhurbaşkanı vakası gerçeği başkanlığa doğru evrilmeyi daha mümkün, daha gerekli kılıyor. Bu açıdan meseleye böyle baktığımızda muhalefetle, herkesle oturur konuşuruz. Kişiselleştirmeyelim, başkanlık ya da parlamenter sistemi kutsamayalım. Yani 'Birisi olursa demokrasi olur. Diğerinde olmaz' gibi yaklaşımla bakmayalım. Oturup bunu konuşalım."

Seçim beyannamesinin o bölümünü de bizzat yazdığını anımsatan Davutoğlu, "Bu konuda benim herhangi bir şekilde şahsi bir düşünceyle doğru bildiğim ve ülke için olması gereken bir şeyi ben farklı bir kanaat beyan etmem mümkün değil, söz konusu değil. Şimdi seçim vaktidir. Şimdi bunu halka anlatma vaktidir" diye konuştu.

Davutoğlu, halk, Yeni Anayasa'yı yapacak gücü ve çoğunluğu verdiği takdirde hiçbir tereddüde yer bırakmaksızın Yeni Anayasa'yı toplum kesimleriyle konuşarak beraber yazacaklarını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Başkanlık sistemini de bütün bu keşmekeşi ortadan kaldırmak üzere halkın, önce Meclis'in, gücümüz referandumla olacaksa ancak halkın huzuruna sorarız. Halk da nihai kararını verir. Kimsenin de bundan gocunmaması lazım. Nihayet başkanlık sistemiyle de herhangi bir başkan o yetkiyi bir-iki dönem sürdürecektir. Başka biri... Önemli olan sistemi doğru yerine oturtmak. 'Siz Başbakansınız, nasıl kendinizin olmayacağı bir sistemi savunuyorsunuz' sorusu birtakım mahfillerin beni tahrik etmek için kullandıkları bir soru. Tahrik etmek ve sanki bir ihtilaf çıkarmak için sordukları bir soru."

Başbakan Davutoğlu, hayatında hiçbir zaman, attığı adımlarda kendisiyle ilgili hesap yapmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Bu akademik hayat için de böyleydi. Dolayısıyla da doğru olanın yapılması suretiyle eğer başbakanlık nihayete erecekse 'Eyvallah' deriz, doğru olanı yaparız. Bu konuda bir an dahi zihnimden 'Acaba şu oturduğum koltuk ne olacak?' diye düşünürsem, o an zaten başkanlık olsun olmasın, ben bu koltuktan istifamı verir, bırakırım. Millet iradesini bırakmam. Onu yanlış anlamasın kimse. Ama kendi nefis muhasebemde, şu koltuk benden daha önemli hale geldiği anda misyon bitmiş demektir. Bu koltukta oturmak, benim iddialarımdan daha önemli hale geldiği anda benim siyasi misyonum da bitmiş demektir, entelektüel ilmi ömrüm de bitmiş demektir. Ben bu şeyi korumayı, kendi şahsi bütünlüğümü ve kendimle olan iç dünyamdaki barışıklığı korumayı hiçbir koltuğa değişmem."

-"Koltuğu terk etmem gerekirse..."-

Koltukların gideceğini, insanların yaptıklarıyla anıldığını vurgulayan Davutoğlu, şunları dile getirdi: 

"O konuda da bir kaygım yok. Yani 5 ay önce, 4 ay önce Başbakanlığın gereğini yaparken bunu tartışmazdım. Şimdi seçim için tartışıyorum. Seçimden sonra Türkiye için doğru olan bir şey yapmak için bu koltuğu değil, binlerce daha güç ve kudret barındıran bir koltuğu terk etmem gerekirse Allah ve millet şahit olsun, bir saniye bile düşünmem. Bir saniye bile düşünmem. Doğru olan ne ise onu yaparım. Tarihe de Rabbimizin huzuruna da onunla çıkarız. Yoksa benim için bunlar kaygı verici hususlar değil." 

-Yargıda devrim mahiyetinde adımlar-

Yeni yargı reformu stratejisine ilişkin sorular üzerine de Davutoğlu, yargıda devrim mahiyetinde adımlar atılacağını söyledi.

Başbakan Davutoğlu, başkanlık sisteminin gelişiyle "yargı ve yasama denetiminin ortadan kalkacağı, tek bir otorite etrafında her şeyin birleşeceği" yanlış algısını yıkmak için yargı reformunu açıkladıklarını bildirdi. 

Kuvvetler ayrılığı prensibi etrafında denetlenemeyen hiçbir gücün olmayacağını anlatan Davutoğlu, "İster başkanlık sistemindeki başkan, ister parlamenter sistemdeki başbakan, yargı tarafından da yasama tarafından da denetlenecek" dedi. 

Yargının da yaptıklarıyla ilgili denetlenmesi gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, yargının denetlenmediği yerlerde doğabilecek yargıçlar yönetiminin, denetlenmeyen yürütme gibi otoriter bir yapıya yöneleceğini herkesin bildiğini kaydetti. 

Başbakan Davutoğlu, yargıya güvenin son yollarda ciddi şekilde zayıfladığını, yargıya güvenin yüzde 100 olması gerektiğini belirterek, "Her bir yargıç tek başına ve vicdanıyla karar verdiğinde adalet gelir. Eğer yargıç, vicdanıyla karar verebilecek kapasitede, ahlaki olgunlukta değilse hakim olmamalı" yorumunu yaptı.

Başbakan Davutoğlu, bir başka soru üzerine de seçim kampanyası çerçevesinde 70 ili ziyaret edeceğini, kalan 11 ili kongreler nedeniyle ziyaret ettiğini söyledi. 

Mitinglere Erzurum'dan başlayacağını aktaran Davutoğlu, aslında Hakkari ile başlamayı düşündüğünü ancak buradaki havaalanının mayıs ayı ortasında açılması nedeniyle bu açılışa da katılabilmek için ziyareti mayısa ertelediğini anlattı. 

Davutoğlu, 1-2 gün de Avrupa'daki seçmenleri ziyaret edeceğini ifade ederek, İstanbul mitingini 17 Mayıs'ta saat 17.00'de, son mitingini ise Konya'da yapacağını kaydetti. 

(Bitti) 

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.