Suriye hapisanelerindeki kadınlar

Suriye hapisanelerindeki kadınlar
Suriyeli aktivist Celud:- "Suriye'de rejime bağlı bir cezaevinde olmak, çıkana kadar ölü olmak demektir. Hapishanelerde yaşananlar akla hayale sığmaz"- "MYK'dan görüşmelerde öncelikli isteklerinin Suriye'deki tutukluların serbest bırakılması ve kayıpların

CENEVRE (AA) - İsviçre Gazeteciler Sendikası, Cenevre'deki Suriye görüşmelerinin ertelenmesi akabinde Suriye'de rejim hapishanelerinde bir süre kaldıktan sonra kurtulan Suriyeli kadınları anlatan bir konferans düzenledi.

Suriyeli muhaliflerin oluşturduğu Müzakere Yüksek Komitesi'ne (MYK) bağlı "Kadın İstişare Grubu"nun girişimiyle düzenlenen konferansta, rejim hapishanelerindeki tutukluların ve kayıpların akıbetini araştırmak için komiteler kurulması talep edildi.

Devlet Başkanı Beşşar Esed ve ondan önce de babası Hafız Esed döneminde hapishanelerde yaşananlarla ilgili anlatılan hikayeler karşısında katılımcılar, gözyaşlarına hakim olamadı.

Konferansta konuşan Suriyeli aktivist Azize Celud, "Suriye'de rejime bağlı bir cezaevinde olmak, çıkana kadar ölü olmak demektir. Hapishanelerde yaşananlar akla hayale sığmaz." dedi.

- "Hapishanede acımasızca işkence yaptılar"

Hafız Esed döneminde eşinin aranıyor olması nedeniyle tutuklandığını belirten Celud, şunları anlattı:

"Tutuklandığımda 20 yaşında ve 2 aylık hamileydim. Hapishanede acımasızca işkence yaptılar. Günlerim yarı baygın geçiyordu. 3 ay sonra serbest bıraktılar. Ama daha sonra yeni doğurduğum bebeğimle birlikte yine tutukladılar. Bebeğim çok küçük olduğu ve annem dışarıda diğer çocuklarıma baktığı için o benimle hapiste kaldı. Dört yaşına kadar benimleydi." diye konuştu.

Rejim lehine çalışmak ve yurt dışındaki muhalifleri öldürmek karşılığında kendisini serbest bırakmayı teklif ettiklerini kaydeden Celud, "Teklifi reddettiğim için yargılanmadan ve herhangi bir suç isnat edilmeden 11 yıl cezaevinde kaldım. Bu süreçte Suriye'de girmediği hapishane kalmadı. Bir buçuk yıl kadar da hücrede kaldım." ifadelerini kullandı.

Hapisten çıktıktan sonra 2011 yılında devrimin başlamasına kadar hakkında yurt dışına çıkış yasağı olduğunu belirten Celud, cezaevinden çıkınca Türkiye'ye gittiğini, orada hikayesini yazdığını ve yayımladığını anlattı.

Celud, özellikle aranan kişilerin ailelerine yönelik keyfi tutuklamalara karşı olduğunu vurgulayarak, "MYK'dan görüşmelerde öncelikli isteklerinin Suriye'deki tutukluların serbest bırakılması ve kayıpların araştırılması olmasını talep ediyorum." dedi.

Eski Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkan Yardımcısı Nevra el-Cezavi de "Suriye'de tutuklama, herhangi bir karara dayanmaksızın yapılır. Bu aslında adam kaçırmadır. Bir gün gözlerim bağlandı ve kaçırılarak bilinmeyen bir yere götürüldüm. Orada darbedildim." dedi.

Tutuklandıktan sonraki süreçte yaşadıklarından bahseden Cezavi, şunları söyledi:

"Benim için nerede olduğumu öğrenmem, aileme hayatta olduğuma ve bir örgüt tarafından değil rejim tarafından kaçırıldığımı haber vermem önemliydi. Çocukluğumuzda tutuklanan, daha sonra serbest kalan insanların hikayelerini dinlerdik. Ailelerine nasıl haber ulaştırdıklarını öğrenirdik. Tutuklandığım ilk bir ay hücredeydim ve aileme haber ulaştırmam zordu. Daha sonra gözlerim bağlı bir şekilde beni başka bir yere naklettiler. Orada 15'ten fazla kadın vardı. Onlardan, belki serbest bırakılan ve ismimi okuyan biri aracılığıyla ailem bir haber duyar, rejimin elinde tutuklu olduğumu öğrenir diye tırnaklarımla da olsa adımı bir şekilde duvara yazmam gerektiğini öğrendim."

Cezaevinden çıktıktan sonra aynı hapishaneye kız kardeşinin girdiğini belirten Cezavi, "Kardeşim duvara yazdıklarımı okumuş. Benden sonra o da çıktı ve kurtuldu." diye konuştu.

- Erkek kardeşi tarafından tutuklandı

Hafız Esed dönemi siyasi tutuklulardan Abdulaziz el-Hayr'ın eşi Fedva Mahmud, Komünist Parti'deki faaliyetleri nedeniyle 1992 yılında rejime bağlı emniyette yetkili olan erkek kardeşi tarafından tutuklandığını belirtti.

Mahmud, hapis hayatı boyunca çocuklarını görmesine engel olduklarını, çocuklarınınsa cezaevine gelen elbiseler arasına küçük mesajlar bırakarak kendisine ulaştırdıklarını ifade etti.

Oğlunun ve eşinin 3 yıldır tutuklu olduğunu söyleyen Mahmud, "Şu ana kadar haklarında hiç bir şey öğrenemedik. Oğlum evlendikten 3 ay sonra tutuklandı. Onun ardından eşi de sığınmacılara insani yadım ulaştırdığı için tutuklandı. Suriye halkının acıları babadan oğula (Hafız-Beşşar Esed) geçerek hala devam ediyor" değerlendirmesinde bulundu.

Mahmud, "Benim yaşadıklarım birçok Suriyeli kadının yaşadıklarından sadece biri. Uluslararası toplum Suriyeli annelerin yaşadıklarını göz ardı ediyor. Eğer bu rejim yönetimde kalırsa annelerin çocuklarından sonra torunları da tutuklanacak" yorumunu yaptı.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.