Tatil, dergilerle daha güzel

Tatil, dergilerle daha güzel
Kültür sanat ve edebiyat dergilerimiz yaz aylarında da önemli konu ve konuklarıyla okur karşısında. Nihayet dergisi, yaz tatiline ve eğitime dair teklifleriyle özellikle dikkat çekiyor

‘Dergiyi yaşat ki edebiyat yaşasın’ mottosu boşuna dikkat çekmemiş bir söz. Günümüz koşullarında daha bir fedakârlık gerektiren dergi çıkarma işi, okurların desteğiyle sürdürülebilir bir mahiyet kazanıyor.

Yaz tatilinde her nerede olursak olalım, ilginizi çekecek bir dergi mutlaka vardır. Biz de bu konuda yardımcı olmak için hazırladık bu dosyayı.

Ağustos ayında çıkan dergilerimizden seçtiklerimizle sizi başbaşa bırakıyoruz..

İyi okumalar…

BUZDOKUZ

Teorik dosyalar dışında deneysel sanata/şiire yönelik sayılar da hazırlayan iki aylık Buzdokuz dergisi; “asemik”,“gliç”, “dil temelli sanat” temalarının ardından bu kez “Buluntu Şiir”e odaklandı.

Buluntu şiir, gerçekçi ve gayrişahsi bir sanat anlayışına karşılık gelir. Mesele retoriğe özgü unsurları, dilsel göstergeleri, imgeleri veya kodları saptırarak bağlamından koparmak ve şiir formuna sokmaktır. Bir prospektüs de bir kaside de buluntu şiirinin şairine eşit uzaklıktadır. Şair, ansiklopedi maddesinden, kasa fişinden, algoritmalardan, kendi düşlerinden, gösterge sistemlerinden, haber bültenlerinden, reklamlardan bir şeyler ödünç alabilir.
Buzdokuz’un 18. sayısı Buluntu Şiir dosyasının editörü Burak Ş. Çelik’in sunuş yazısıyla açılıyor. Ardından buluntu şiir örnekleriyle ESC bölümü geliyor. Ayrıca Buzdokuz’un sosyal medya hesaplarından yayımlanan işlere de (video, PDF) dergideki QR kodları aracılığıyla ulaşılabiliyor. Basılı dergide olmayıp yalnızca buzdokuz.com’da yayımlanmak üzere
iki buluntu kitapçığı da okuyucuya Buluntu Şiir dosyası bağlamında sunuluyor.
Bu sayıdaki CTRL+A şairleri: Atakan Yavuz + Bahaddin Tuncer + Emre Söylemez + Ali Yoksuz + Ferah Doğan + Mehmet Mümtaz Tuzcu + Yusuf İslam Tanış + İbrahim Demir + Fatih Ceyhan + Ali K. Metin + Bilgehan Tuğrul + Sümeyye Özdemir + Esra Tozak + Esra Asar + Ali Berkay + Yasin Ertaş + İsmail Aslan + Ali Tacar + Olvido Ayşe Akan + Remziye Çelik.
Buzdokuz’un YouTube kanalındaki söyleşi programı “Başlat Buzdokuz”un konuğu yazar, eleştirmen Oğuz Demiralp. Programdan bir bölüm dergi için deşifre edildi. Söyleşinin tamamını seyretmek için dergideki QR kodu okutulabilir veya doğrudan kanala gidilebilir. Moderatörlüğünü Hayriye Ünal’ın yaptığı söyleşide ayrıca sorularıyla Ertuğrul Rast ve Hasan Bozdaş yer aldı.
Dergide, Zeynep Arkan, Furkan Çalışkan’ın son şiir kitabını değerlendirirken Şeyma
Sarı eleştirmen Eser Gürson’un ek yazılarla yeniden basılan “Edebiyattan Yana” kitabını inceledi.
CTRL+S bölümünde Atakan Yavuz, uzun süredir Varlık dergisinde genç şairlerin şiirlerini değerlendiren Şeref Bilsel’le yeni şiir kitabı Kâğıdın Ölümü’nü, şiir üzerine düşüncelerini ve güncel şiiri konuştu.

Son olarak ‘End’ köşesinde Yusuf Koşal’ın, Hafize Çetinkaya ile İstanbul Artizan’daki görsel şiir sergisi hakkında yaptığı söyleşiyi okuyabilirsiniz.

whatsapp-image-2023-08-06-at-11-38-32.jpeg

TÜRK EDEBİYATI

‘Türk Edebiyatı’ dergisi ağustos ayı sayısının büyük bölümünü XX. yüzyıl âşıklık geleneğinin zirve isimlerinden “Âşık Veysel”e ayırmış. Birbirinden değerli isimlerin katkıda bulunduğu dosya yazarları ve konularından bazıları şöyle: İsa Kocakaplan; Âşık Veysel’in, vahdetivücut anlayışı etrafında dönen dört-lük örneklerini ele alıyor ve onun sade, rahat ve süsten uzak bir üslupla söylediği şathiye örneklerini inceliyor. Ömür Ceylan yazısında, babasının Âşık Veysel’le olan bir anısına yer vererek Âşık Veysel’in, babasının hayatına ne derece tesir ettiğini örnekleriyle anlatıyor. Mustafa Tatcı, makalesinde Tanrı’ya gönülden bakan Veysel’in tasavvufi yönü üzerinde duruyor. Metin Özarslan, Âşık Veysel’in Erzurum’la ilgili, pek bilinmeyen ve Faik Gözübüyük tarafından derlenen bir şiirini ele alıyor. Serdar Gürçay; makalesinde, Âşık Veysel’in şiirlerinde imge ve imajlar dünyasını inceliyor. Dosyanın son yazısında, Nuhan Nebi Çam ise mistik bir okulun öğrencisi olan Veysel’i ele alıyor.

Dosyada ayrıca 1972-78 yılları arasında Ankara’da haftalık olarak yayımlanan Yedigün dergisinin 161. sayısında yer alan, N. Eröz’ün Âşık Veysel’le yaptığı bir röportaj da yer alıyor. Âşık Veysel’in hayatına dair bazı ilginç detayları içeren bu röportajı okurken çok duygulanacaksınız.

Bu sayıda dosya haricindeki bazı metinlerden de bahsedelim.

M. Fatih Köksal, Türk ilim ve tefekkür dünyasının önemli isimlerinden Mehmed Ali Aynî’nin şairlik yönünü ele alarak onun “İğbirar” isimli şiirini inceliyor. Kâmil Uğurlu, hatırasıyla bizleri çocukluğunun geçtiği Karaman sokaklarında keyifli bir gezintiye çıkarıyor. Mehmet Erdoğan, ilk bölümüne geçen sayımızda yer verdiğimiz yazısında Sezai Karakoç’un Hatıralar’ına dair tespitlerde bulunuyor. Sema Uğurcan, bu yıl vefatının 90. yıl dönümü olan Ahmet Haşim’in gözüyle Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nu anlatıyor ve Yakup Kadri’nin eserleri hakkında Haşim’in görüşlerine yer vererek iki dostun sanata dair müşterek değerlendirmelerini siz okuyucuların dikkatine sunuyor. Ayşe Çifter ise makalesinde Latin Amerika edebiyatındaki los turcos olgusuna değinerek Márquez’in Yüzyıllık Yalnızlık romanını bu açıdan inceliyor.

Şiir, hikâye, Kitaplık ve Ajanda sayfaları da bu ay dolu dolu Türk Edebiyatı’nda.

MUHİT

Şair ve yazar İbrahim Tenekeci yönetiminde okurla buluşan Muhit, yürüyüşüne kaldığı yerden devam ediyor. Dergi, kapağında ve içerideki dosyada, 8 Temmuz günü vefat eden Özkan Uğur'u anıyor.

Usta çizer Hasan Aycın'ın bir çizgisiyle açılan Muhit, her kuşaktan pek çok ismin şiirlerine yer veriyor. "Gece Kuşu" isimli şiiriyle Ahmet Edip Başaran ise bu sayının arka kapağını süsleyen isim oluyor: "Şimdi yeniden başlayabilirim / Senin bıraktığın yerden dipdiri bir sabahı sevmeye."

İbrahim Tenekeci soruyor, 8 Temmuz günü vefat eden Özkan Uğur'un 55 yıllık yakın dostu Mazhar Alanson cevaplıyor: "Bizim en büyük şansımız üç doğru adamın birbirini bulmuş olmasıdır."

Samed Karagöz ve Hasan Kaçan kıymetli sanatçıyı yazılarıyla anıyor.

Muhit-Ağustos 2023 sayısında "Şüyuu" ile Kâmil Yeşil, "Çiçekli Bir Gülümseyiş" ile Şeyma Subaşı derginin hikâye sayfalarını zenginleştiren isimler oluyor.

Soner Karakuş, "El-Bâki" başlıklı yazısında "Geçeceği binlerce yıldır ispatlandığı hâlde, sonsuza kadar acı verecekmiş gibi hissettiriyor." diyor. Zeynep Merdan "Hakiki Muhatabı Tanıma Rehberi"ni kaleme alırken Erol Göka "Aşk ve Aile" yazı dizisine devam ediyor. Turan Karataş "Dutlar Dökülürken" başlıklı yazısında çocukluk ve gençlik anılarında en çok yer eden dut meyvesini yazıyor. Mehmet Dinç "Küçük İşler" başlıklı yazısında gözümüze küçük gelen davranışların ihtiyacı olanlar üzerindeki büyük etkisini anlatıyor. Muhammet Enes Kala "Schadenfreude Virüsü ve Merhamet Aşısı"nı tanımlarken Saadettin Acar "Yaşadığımız Hayat ile İnandığımız Hayat Arasında"ki farklılıkları sıralıyor. Zeki Bulduk "Amel Defteri" başlıklı yazısında "Yarım bırakılmış ne varsa boynuna dolanır insanın." diyor. Murat Erol "Konumlanma Olarak Yerlilik"in tanımını yaparken Hasan Mert Kaya "Haç ile Hilal Arasında İki Yüz Yıl"ı ayrıntılı olarak ele alıyor. Süleyman Ceran "Açık Yara: Srebrenitsa"yı, Dursun Çiçek "Saraybosna: Gençliğimden Bir İzin Peşinde"yi yazıyor. Mustafa Özel "Bir Dava Adamı Olarak Sezai Karakoç"u yazarken Mustafa Özçelik "Şeyh Galib'te İnsan Tasavvuru"na değiniyor. Mehmet Narlı, Ali Emre ve Muhsin Macit inceleme ve değerlendirme yazılarıyla bu sayıya omuz veren diğer isimler.

NİHAYET

Nitelikli dergilerden Nihayet’in ağustos sayısı çeşitli tekliflerle dikkat çekiyor: Yaz tatilinin ismini değiştirmeli. Koca bir mevsimi bir tatil olarak etiketlemek yersiz. Çocuğun eğitiminin kesintiye uğramadığı ama belki çeşitlendiği bir yaz tatili kurgusuna ihtiyacımız var.

ŞİRAZE

İki ayda bir yayınlanan kitap kültürü dergisi Şiraze yeni sayısında yazarlık okullarını, atölyelerini, kurslarını mercek altına alıyor. Dergi yönetimi; “Yazarlığı -ne kadar mümkünse tabii- öğrenmek için bu tür programlara katılan çok kişi var. Günümüzde her şey arz-talep ilişkisiyle izah ediliyor. Türkiye'de yazarlık programları da bir süredir böylesi bir arzın neticesinde artmaya başladı. Hatta öyle ki yüz yüze eğitimlerin yanı sıra uzaktan eğitimler bile mevcut. Biz de bu alanda bilgi ve fikir sahibi değerli isimlere "Edebiyata ve yazar adaylarına katkısı bakımından; yazarlık okulu, atölyesi veya kursları hakkında ne düşünüyorsunuz?" diye sorarak dosya soruşturmamızı şekillendirdik. Farklı bakış açılarıyla oluşan dosyamız, yine istifadeye açık ve arşivlik oldu.” Diyor. Şiraze’nin bir de teklifi var: “Bu tür programlara bir de şu açıdan bakalım, diye teklif ediyoruz: Resim kursu var ama ressamlık kursu yok, müzik kursu var ama müzisyenlik kursu yok. İsimlendirmenin ve tanımlamanın sanatı icra eden değil, sanatın kendisi üzerinden yapılması gerektiğini düşünüyoruz.”

RUHSATSIZ

Genel yayın yönetmenliğini M. Burak Çelik'in yaptığı iki Aylık Edebiyat ve Fikir Dergisi Ruhsatsız'ın dördüncü sayısı çıktı. Dördüncü sayı, "Edebiyatla Oyun Olur mu?" dosyasıyla yayımladı.

Dosya konusuna binaen M. Burak Çelik, Ruhsatsız 04'ün giriş yazısında şu noktaya dikkat çekiyor: "Görünürlüğün bir de etkinliklere çağırılma tarafı var. Ne kadar çok programa çağırılıyor, TV kanallarına çıkıyorsanız o kadar sağlam metinler yazdığınız düşünülüyor. Gösteri iyidir, iyi şey gösterilir, diyor Guy Debord. Maalesef günümüzde her alanda işler böyle yürütülüyor. Bir şeyi atlıyorlar: Gösterinin bir parçası olduktan sonra silinip gitmek karşı konulamaz bir kaderdir,".

"Edebiyatla Oyun Olur mu?" dosyasına katkı sağlayan yazarlar ve yazıları: Kadir Tepe "Hipokondriyak", Hamza Eren Sarıçam "Muazzam Korkunç Bir Silah! Anlatıda Klişeye Nasıl Kullanırsak Elimizde Patlamaz?", Merve Yaylacık "Noh Sahnesinde Bir Yazar: Tanrısal ve İnsani Dengede Görünür Olmak", Hüseyin Hakan "Edebiyatın Yetkili Bayileri", Cüneyd Ensari "Kargacık, Burgacık, Yapma(cık) Edebiyat" ve Can Ülgen "Hey Mayk, Alırım Anahtarını – Çocukları Pistten Alalım".

M. Burak Çelik ile Kadir Tepe, Ahmet Murat'la "Edebiyatla Oyun Olur mu?" başlıklı dosya konusuna dair konuştular.

Dosya dışında da önemli metinler okuru bekliyor Ruhsatsız’da. Yusuf Alpaslan Özdemir

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.