Temsilde adaleti sağlayacağız

Temsilde adaleti sağlayacağız
"Eğer bir partinin bir başka partiyle ittifak yapma ihtiyacı varsa bunu seçimden önce o partinin seçmeni bilsin. İşte bu sistem onu da getirmiş oluyor. Aslında daha şeffaf, daha açık, her şeyin halkın gözünün önünde daha net olarak cereyan edecek.

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, "Eğer bir partinin bir başka partiyle ittifak yapma ihtiyacı varsa bunu seçimden önce o partinin seçmeni bilsin. İşte bu sistem onu da getirmiş oluyor. Aslında daha şeffaf, daha açık, her şeyin halkın gözünün önünde daha net olarak cereyan ettiği bir teklif getiriyoruz." dedi.

AK Parti Gebze Gençlik Kolları üyeleriyle ilçedeki bir otelde bir araya gelen Işık, burada yaptığı konuşmada, temsilde adalet ve yönetimde istikrarın demokrasilerin en önemli iki temel noktası olduğunu vurgulayarak, demokrasilerin bu iki unsurdan birinin diğerine feda edilmemesini çok önemsediklerini kaydetti.

Işık, Türkiye'nin uzun yıllar yönetimde istikrar sağlanması için temsilde adaleti bir kenara bıraktığına dikkati çekerek, yüzde 10 barajının olduğu bir ülkede "Temsilde adalet tam sağlanıyor." demenin ancak konjonktürel olabileceğini ifade etti.

Işık, hem temsilde adalet hem de yönetimde istikrarı sağlamanın yolunun hükumeti sandıkta doğrudan seçmekten geçtiğini dile getirerek, "Eğer biz 'temsilde adaleti sağlayacağız' diye yönetimde istikrarı bir kenara koyarsak o zaman da demokrasi dışı güçlerin ekmeğine yağ sürmüş oluruz. İki temel unsuru aynı anda hayat geçirmenin bize göre en doğru yolu yönetim sistemini yani hükumet şeklinin değiştirmek ve Türkiye'ye özgü cumhurbaşkanlığı sistemine geçmek." diye konuştu.

Türkiye'nin geçmişte çok kritik süreçler yaşadığını vurgulayan Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Milletvekili borsasının kurulduğu dönemleri biliyoruz. Güneş Motel dönemlerini biliyoruz. Halbuki bunun yerine ülkeyi kim yönetecek, bunu doğrudan sandıkta belirlesek ve bir daha yok gensoruydu, güvenoyuydu gibi gereksiz tartışmalara girmesek daha iyi olmaz mı? Zaten artık herkes sahaya çıktığı zaman AK Parti'nin genel başkanı kim, CHP'nin genel başkanı kim, MHP'nin genel başkanı kim bunları biliyor değil mi? Vatandaş güvendiğine versin. Hiçbir parti yüzde 50 çoğunluğa ulaşamıyorsa o zaman partiler milletin gözü önünde kendi kendisine uzlaşsınlar. Düşünün, bir parti birinci turda yüzde 50'ye ulaşamayacak gibi görünüyor. O zaman milletin gözünün önünde çıksın desin ki, 'Ben şu partiyle seçim ittifakı yapacağım.' Bu milleti için daha iyi değil mi? Seçimden önce kimin kimle ittifak yapacağını açıklaması demokratik teamüller açısından daha doğru değil mi? 1999 seçimlerinden hemen sonra DSP birinci parti, MHP ikinci parti, Fazilet üçüncü parti, Anavatan ve Doğruyol da dört ve beşinci partiydi. Seçimden önce 'DSP, MHP, ANAP hükumeti kurulacak.' denseydi acaba tablo aynı çıkar mıydı? Eğer bir partinin bir başka partiyle ittifak yapma ihtiyacı varsa bunu seçimden önce o partinin seçmeni bilsin. İşte bu sistem onu da getirmiş oluyor. Aslında daha şeffaf, daha açık, her şeyin halkın gözünün önünde daha net olarak cereyan ettiği bir teklif getiriyoruz."

- "Bakalım bu 2 ay nikahı da yasaklayacaklar mı?"

Bakan Işık, CHP'nin her şeye "zinhar hayır" dediğini belirterek, "Onlar her şeye 'Hayır' dedikleri için şimdi buna da 'Hayır' dememeleri beklenemezdi zaten. Bakalım bu 2 ay nikahı yasaklayacaklar mı, 'Evet' deme zorunlulukları olduğu için." ifadelerini kullandı.

"Bir gemiyi iki kaptan batırır. İki kaptan olursa o gemi batar. Peki Cumhuriyet Halk Partisi bunu bilmiyor mu? O sebebiyet verdikleri 367 saçmalığının böyle bir sonuç doğurduğunu Cumhuriyet Halk Partisi bilmiyor mu? Biliyor. Peki neden o zaman alternatif bir öneri getirmediniz?" diye soran Işık, "Bizim Anayasa değişiklik paketine alternatif Cumhuriyet Halk Partisinin parlamenter sistemi güçlendirmeyi esas alan bir alternatif önerisini siz duydunuz mu? Bu nasıl muhalefet ya? Muhalefet haftada bir meclis grup toplantısında nutuk atmak mı? Demokrasilerde iktidar bir çalışırsa muhalefetin iki çalışması lazım ki iktidarın eksiğini kusurunu, hatasını halka gösterebilsin ama iktidar 10 çalışıyor maalesef özellikle Cumhuriyet Halk Partisi 1 çalışmıyor. Bu Türkiye'nin en önemli meselesi siz bununla ilgili alternatif getirmeyeceksiniz de ne getireceksiniz?" değerlendirmesinde bulundu.

Işık, referandum kabul edilirse sadece Türkiye'de değil Cumhuriyet Halk Partisinde de değişimin hızlanacağına işaret ederek, şöyle konuştu:

"2010 referandumu biliyorsunuz Sayın Baykal'ın genel başkanlığı kaybetmesine sebep olmuştu, muhtemelen bu referandumda da Kılıçdaroğlu'nun koltuğunu kaybetmesine neden olabilir. Niye? Halkımız bu halk oylamasında anayasa değişikliği paketine 'Evet' derse Türkiye'de ülkeyi yönetmek için yüzde 50 oy şartı var. Cumhuriyet Halk Partisi bu haliyle yüzde 50 oy alabilir mi? Kendini değiştirmeden, dönüştürmeden, halkın değerlerine samimiyetle sahip çıktığını ortaya koymadan Cumhuriyet Halk Partisi yüzde 50'ye ulaşabilir mi? Kategorik olarak hiçbir parti Türkiye'de yüzde 50'ye ulaşır, ulaşamaz tartışmasına girmem ama Cumhuriyet Halk Partisi ana muhalefet partisi olarak eğer Türkiye'de iktidar olmak isterse milletin değerlerine samimiyetle sahip olduğunu ve bu değerleri taşıdığını halka inandırmak zorunda. Bu CHP için kolay birşey mi? Değil. O zaman CHP anlayışındaki hiç kimsenin Türkiye'de bir daha hükumet etme, iktidara gelme imkanı ortadan kalkıyor. Onun için bu kadar rejim tartışmasına olayı sürüklemelerinin temel sebebi bu."

- "Kim diktatörlüğe heveslendiyse halk sandıkta gereğini yaptı"

Türk halkının tarihin hiçbir döneminde diktatörlere prim vermediğini vurgulayan Işık, "Kim diktatörlüğe heveslendiyse halk sandıkta gereğini yaptı. Askeri dönemlerden sonraki seçimlerin sonuçlarına bakın, diktatörlük hevesi içindekilerin hepsinin hevesi kursağında kalmıştır. Onun için bu halka güvenmeyenler Türkiye'nin diktatörleşeceğini söyleyebilir." dedi.

Bakan Işık, sözlerini şöyle tamamladı:

"Recep Tayyip Erdoğan onlar gibi düşünmediği için bu suçlamayı yöneltiyorlar ama bu suçlama sadece Recep Tayyip Erdoğan'a mı yöneltildi? Hayır. Tarihte milletin değerlerine bağlı, milletin sorunlarına odaklanan bütün siyasi parti liderlerine aynı suçlama, aynı itham yapılmıştır. Onun için bu noktadaki kampanyalara itibar etmeyin. Aynı şeyi merhum Menderes'e yaptılar, merhum Demirel'e yaptılar, merhum Özal'a yaptılar. Merhum Erbakan'a farklı dozda yaptılar. Niye? Onlar gibi düşünmüyor, olaylara onlar gibi yaklaşmıyordu. Bunların bu yaygaralarına da pabuç bırakacak değiliz. Bu sistem Türkiye'de hem demokrasiyi güçlendirecek hem de yönetimdeki istikrarı teminat altına alacak. Onun için önümüzdeki iki ay son derece önemli, son derece kritik."

(Bitti)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.