Turizm için ortak akıl şart

Turizm için ortak akıl şart
Konya’da belki de hiçbir zaman göremeyeceğiniz yönetici profillerinden biri Rixos Otel Konya Müdürü Cem Bora Sevim. Olabildiğince dobra ve gerçekçi bir isim.

Çok sayıda organizasyona imza atan Rixos Konya’nın grubun içindeki tek şehir oteli olduğuna dikkat çeken Sevim, Konya’nın turizm potansiyelini de değerlendiremediğine dikkat çekti. Havaalanı teşvikinin turizm açısından çok önemli olduğuna vurgu yapan Sevim, Konya’nın Rixos’u sahiplenmesi gerektiğini de söyledi

Konya turizmden pay almak istiyor. Ancak istediği bu payı alamıyor, neden?

Konya’nın turizmdeki en önemli figürü Hz. Mevlana ve türbesi. Yerli ve yabancı 2 milyonu aşkın kişi ziyaret ediyor. Ancak bu ziyaretlerin yüzde 90’ından fazlası günü birlik ziyaretler. Genelde Cuma ya da cumartesi günleri gün içinde gelip ziyaretini yapıp gidiyor. Biz konaklama sektörü olarak, ticari anlamda bir getiri alamıyoruz. Bizim istediğimiz ya da yapmamız gereken 3-5 gece konaklayan ziyaretçiler.

En avantajlı olan, uzun soluklu konaklayan misafirler değil mi?

Bunu hem turistler hem de iş dünyası için söylüyorum; özellikle yabancı turistler en fazla bir gece kalıyor. Konya’da 4-5 gece konaklayan turist grubu ben görmedim. Bunu sağlamak için ne yapmak gerekiyor; tur operatörlerinin ya da acentelerin ticari kazanımlarının Konya’da yükseltilmesi gerekiyor. Yeni kazanç noktaları sağlanması gerekiyor. Atomu yeniden keşfetmeye gerek yok, yakın çevremizde bu şekilde turist sayısını artıran yerlere bakmak gerekiyor. Çok öteye gitmeden Kapadokya’ya, Antalya’ya bir göz atıverelim.

BAŞKENTİN ÜZERİNDE OTURUYORUZ

Ama buralarda turizm için çok fazla argüman var. Bizde bu durum var mı?

Sizdeki argüman bu bahsettiğim yerlerde yok. Konya Selçuklu İmparatorluğu’nun başkenti. Biz bir başkentin üzerinde oturuyoruz.

Bunu mu pazarlamalıyız?

Burada bir devlet kurulduysa; burada kültürel bir geçmiş, yapılaşma üzerinde bir tarih dokusu, felsefi ve dini anlamda bir yaşanmışlık var. Bunun üzerine neden gitmiyoruz. Yurtdışından, yurtiçinden üniversitelere burayı neden ilişkilendirmiyoruz.

Başka bir noktadan girelim isterseniz... Çatalhöyük gibi bir materyal var elimizde ama turist gitmiyor. Enteresan bir yolu var. Gitse de yapacağı bir şey yok. Birkaç saat gezecek, geri dönecek. Alışveriş yapacağı, yer yok. Sen oraya yatırım yap yahu, insanlar gelsin orada alışveriş yapsın, yemek yesin, ata binsin, geçsin Beyşehir’de gölde turlasın, balık avlasın, akşam da gelsin Konya’da kalsın. Bizim turizm potansiyeli değil, turizm çeşitliliğimiz yok.

Elimizdeki destinasyonu kullanamıyoruz sizin söylediklerinizden anladığım. Sadece Mevlana’nın doğal çekiciliğini kullanıyoruz. Onu da senede bir haftaya sıkıştırmış haldeyiz.

Bir hafta değil. Bu konuda yanılmayın. Sadece hafta sonu. Yılda sadece 2 gün dolu olması burada kimseye fayda sağlamıyor. Hz. Mevlana ile ilgili turizm hareketinin yıla yayılması lazım. Bununla ilgili de en büyük dış pazar olan İran’dan uçakların İstanbul’a değil, Konya’ya inmesi gerekiyor.

TURİZMDE ORTAK AKIL ŞART

Peki, ne yapacağız, bu destinasyonda ne kullanacağız?

Konya, orta ölçekli sanayinin merkezi. 7 tane sanayi bölgesi, 8-10 bin tane fabrika var. Boeing’i parça üreten fabrika bile var burada. İlk önce bunu kullanacaksınız.  Yani farklı ülkelerden buraya charter uçakları gelmeli. İşadamları gelirken, zamanla mutlaka turist de gelmeye başlayacaktır. Bu şehirde 4 üniversite, 14 kolej var, 40 bin kilometrekarelik bir alana sahip, tarımın da başkentiyiz, dünya çapında markalarımız var. Bunlar kullanılması gereken argümanlar. Teşviklerle, marketingle bunları değerlendirmeliyiz.

Nasıl değerlendirmeliyiz?

Valimiz, belediye başkanlarımız ve sektörün aktörlerinden oluşan bir marketin birimi kurulmalı. Bu ekibe Konya adına yetki ve destek verilmeli. Yabancı dili olan, marketinki bilen isimler olmalı. Bunların başında da tuttuğunu koparan bir isim olmalı. Şu anda da gidiyoruz fuarlara, ama gelen giden yok. Sanırım fuarla gidip, kahve içip geliyoruz.

HERKES İŞİNİ YAPMALI

Konya ve çevresinde İslamiyet öncesi tarihi doku da var. Çatalhöyük gibi, Sille gibi, Kilistra gibi. Buraları nasıl kullanacağız?

Ben Konyalı değilim ama Konya’yı çok seven ve özümsemiş biriyim. Benim işim pazarlama. Sille eski bir Rum köyü biliyorsunuz. Burada bir de kilise var. Papaz bulunduralım, bu kilisede. Belki insanları evlenmek için buraya çekeriz. Papazı pazarlayalım. Konya adına yapmamız gerekenler var. Söylediklerim benim otelim kazansın yönünde şeyler değil. Şehir kazanacak, taksi durağı kazanacak, restoran kazanacak. Ama bunu yapamazsak, burada kurulu büyük konaklama noktalarına gerek yok.

Şehir otelciliği de sanırım yeterli düzeyde değil.

Bu noktada da yuvarlak konuşmayacağım, yine net bir konuşacağım. Bakın burada ticaret odası, sanayi odası da dahil olmak üzere hemen her sivil toplum kuruluşunun misafirhanesi var, restoranı, toplantı salonları var. Her kurumun kendi yeri olursa, bizim işimize girerse biz ne yapacağız. Hala bu yapılanmalar devam ediyor. Üniversite misafirhane yapıyor, yaz aylarında yurtlarını online portallardan kiralıyor. Kimse de bunu ses çıkarmıyor. Son aylarda önüne geçilmeye çalışılsa da 1-1, 1+0’lar var, birkaç günlük kiralanan. Bu gelişmelerin ışığında şehir otelciliğinin olması söz konusu olamaz. Bu davranışlar bizim gibi işi ciddi anlamda otelcilik olan firmaları baltalıyor. Bizi ticari anlamda etkiliyor.

FUAR ETKİSİ YOK DENECEK KADAR AZ

Fuar sayısı gitgide çoğalıyor. Fuar etkisi nasıl?

Tarım fuarı haricinde hiçbir fuarın etkisi yok. Konaklama sektörüyle alakalı olarak diğer fuarların hiçbir getirisi yok. Ben TÜYAP’ın resmi oteliydim. Tarım fuarında bütün oteller, restoranlar iş yaptı. Bunun dışında kalan, makineymiş, tohummuş, inşaatmış, ayakkabıymış gibi fuarların hiçbirinden katkı gelmedi.

Şu ana kadar anlattıklarınızdan benim çıkardığım şu; tarım fuarı ve Şeb-i Arus’un iki gününde Konya’da otelcilik istediği noktaya geliyor.

Başka bir şey yok.

BİZİ KAYBETMEYİN

Siz Rixos olarak birçok etkinliğe, birçok gruba da ev sahipliği yaptınız. Şöyle örneklendireyim; Mistik Müzik Festivali’ne ev sahipliği yaptınız, U17 takımına ev sahipliği yaptınız. Bunlardan kazanmadınız mı?

Hayır. Rixos Grubu olarak memlekete faydamız olsun diye, bu memleketin değerlerine sahip çıkıyoruz. Bunun sorumluluğunu üstünde hisseden insanlarız. Biz işini son derece doğru yapmaya çalışan insanlarız. Çalışanlarımızın eğitimlerinden satın almadaki kalitemize, misafir ağırlamaktaki hijyenden çalışan haklarımıza kadar her şeyi doğru yapmaya çalışan bir otel ve grubuz. Uluslararası otelcilikle ilgili hiçbir detayı atlamayız. Bunun için de büyüklerimiz bize sahip çıksın istiyoruz. Bizim grubumuzun tek şehir oteli Konya’da var. Türkiye’nin başka bir yerinde yok. Konya bu otele sahip çıksın. Biz Rixos olarak dünyada 7 ülkede 31 oteli olan bir grubuz. Geçtiğimiz günlerde çok büyük bir grupla da anlaşma yaptık. AccorHotels ile Rixos Hotels, lüks otelcilik pazarında büyüme çerçevesinde stratejik ortaklık yapacak. Bu grup sahil otelciliğinde bizimle ortaklık yapmak istediler. En lüks segmentteki otellerde ortaklık yapacağız. Böyle girişimleri olan Rixos’un tek şehir oteli Konya ve bu şehir maalesef bize sahip çıkmıyor.

Biraz kırgınsınız sanırım?

Bizim işimiz moralle olur. Biz şehirlerin, tatillerin güler yüzüyüz. Bazı şeyleri söylediğimizde bize kızıyorlar. Allah aşkına, bu şehirde resmi makamların yaptığı 20 organizasyondan 3’ünü 5’ini de bize verin. Belediye başkanlarımızın yüzünü görelim Allah aşkına. Bizi küstürmeyin, lütfen.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.